Ekim 28, 2018 13:53 Europe/Istanbul
  • İstanbul Zirvesi; Avrupalıların Suriye Gelişmelerinde Rol Alma Çabaları

2011 yılında, Arap ülkelerinden biri olan Suriye'de krizin ve iç savaşın patlak vermesi ile Suriye, Batılılar ve Arap ortakları bir taraftan da Türkiye ile Direniş Ekseni ve Rusya'nın karşılaşması arenasına döndü.

Arap ve Batı koalisyonunun Suriye'nin yasal hükümetini devirmek amacı ile terör gruplarını destekleme yönündeki bütün çabalarına rağmen İran ve Hizbullah ayrıca Rusya'nın Eylül 2015'teki askeri varlıkları, Suriye ordusu ve ortaklarının zaferlerine ve Suriye'nin büyük bir bölümünün özgürleştirilmesine neden oldu.

Suriye'deki güç denkleminin Suriye Devleti lehine değişmesi ve Arap ve Batı Koalisyonunun yenilgiye uğraması ile beraber Türkiye de Suriye tutumunu değiştirdi ve İran, Rusya ve Türkiye üçlüsü ve Astana görüşmeleri çerçevesinde Suriye'deki çıkarlarını korumak yolunu seçti. Ancak son yıllarda her zaman Amerika'nın yanında yer alan Avrupalılar da terörist grupların son iki yıldaki aldıkları büyük yenilgilerden dolayı Suriye krizi ile ilgili görüşmelerine ve siyasi çözüm sürecine dahil olamadılar.

Avrupa Birliği üyeleri olan Fransa ve Britanya, 2011 yılından beri Suriye yasal hükümetini ve Beşar Esed'i devirmek umudu ile ve Batı-Arap Koalisyonu hedefleri çerçevesinde silahlı terör örgütlerini dişine kadar donatmaya  başladılar ancak bugünkü Suriye krizinin siyasi çözüm sürecinde en küçük paya bile sahip olamadılar. Şimdi ise Avrupalılar bir kez daha Avrupa Birliği kisvesi altında Ortadoğu arenasında boy göstermek peşindedirler. Onların bu çabası Türkiye ve Rusya tarafından olumlu karşılanmıştır. Bu doğrultuda 27 Ekim Cumartesi gününde Türkiye ve Rusya ile Avrupa Birliğinin iki büyük gücü Almanya ve  Fransa arasında dörtlü bir zirve İstanbul'da düzenlendi.  Bu zirve, bir bildiri yayımlanarak sona erdi. Bu bildiride Suriye krizinin çözülmesi için anayasa komitesinin oluşturulması, toprak bütünlüğünün korunması ve siyasi birliğin sağlanması gibi öneriler yer almaktadır. Bu konunun ilginç tarafı ise Almanya ve Fransa'nın yanında Türkiye'nin de Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed'in gitmesi meselesinden geri adım atmaları oldu.

Almanya Başbakanı Angela Merkel İstanbul dörtlü zirvesinden sonra basın toplantısında şöyle bir açıklama yaptı: " Suriye halkının kendi kaderlerini belirlemesi için onlara fırsat tanınmalıdır." Suriye'deki iç savaş arenasında en büyük müdahaleci güçlerden sayılan Fransa da benzer bir tutum sergiledi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu konuda şöyle bir açıklama yaptı:" Suriye'nin gelecek siyasi yapısının belirlenmesinde karar verecek bizler değiliz, bu konuda Suriye halkı son kararı verecek."  Macron Suriye'deki bağımsız bir hükümetin varlığına değinerek bu hükümete karşı saygı duyulması gerektiğini açıkladı. Recep Tayyip Erdoğan ise şu açıklamalarda bulundu:" Beşar Esad'in geleceğini belirleyecek olan Suriye halkıdır." Erdoğan'ın bu açıklaması Rusya'nın Suriye yasal hükümeti konusundaki açıklaması ile aynıdır. Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin bu doğrultuda yaptığı açıklamalarda Suriye'nin kaderinin sadece Suriyeliler tarafından belirlenmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Merkel ve Macron'un açıklamaları aynı zamanda, Avrupalıların büyük geri adımı sayılır. Gerçekte onlar da Ortadoğudaki güç dengesinin Direniş Ekseni aleyhine değişmesi amacı ile kurulan Arap-Batı Koalisyonunun başarısızlığa uğradığını anlamışlardır. Bunun için Suriye'nin yeniden yapılanması göz önünde bulundurulduğunda Rusya tutumu ile eşgüdüm içerisinde hareket ederek Suriye yasal hükümetini ve Beşar Esed'in meşruiyetini kabul etmenin Avrupalılar için en faydalı seçenek olduğu söylenebilir.

 

Etiketler