Türkiye'den AB'ne Mülteciler Konusunda Eleştiri
(last modified Sun, 06 Oct 2019 05:25:56 GMT )
Ekim 06, 2019 08:25 Europe/Istanbul
  • Türkiye
    Türkiye

Türkiye dışişleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Avrupa Birliğini mülteciler konusunda yapılan anlaşmalardaki taahhütlerini yerine getirmemelerinden dolayı kınadı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ankara'da sığınmacılara yönelik yapılan toplantıya ilişkin açıklamalarda bulundu

Çavuşoğlu, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, hem göç konusunu hem de Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirme fırsatı bulduklarını söyledi. 

 Çavuşoğlu, şöyle bir açıklamada da bulundu: "Biz genel bir çerçevede göç konusunun insani bir konu olduğunu ve iş birliğimizin devam etmesi gerektiğini söyledik. Türkiye'nin çabaları devam ederken AB'den de beklentilerimizi söyledik. Son zamanlanda Yunanistan adalarına geçişte küçük bir artış olduktan sonra Türkiye'ye yönelik mesnetsiz suçlamalar da oldu. (Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel) Macron'un Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisine hitap ederken, bir soruya cevap verirken daha doğrusu, Türkiye'yi suçlaması kabul edeceğimiz bir durum değil. Böyle suçlamalar yerine birlikte sorunu nasıl çözmemiz lazım. Türkiye yükümlülüklerini yerine getiriyor. 18 Mart 2016 ortak mutabakatının içindeki tüm unsurları da ele aldık, AB hangi yükümlülüklerini yerine getirmiş, hangi yükümlülüklerini yerine getirmemiş." 

2015'te Türkiye ve AB arasında yasa dışı göçmenler ile ilgili imzalanan anlaşmaya göre Türkiye yasa dışı göçmenleri önlemesi karşılığında AB'den 6 milyar Euro para yardımı alacaktı. Buna ilaveten Türkiye'nin sınırlarındaki güvenlik güçlerini arttırması ve mülteciler ve göçmenleri kendi topraklarında tutma karşılığında kimi siyasi avantajlardan da yararlanması vadedildi. 

Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyeliği müzakere sürecinin yeniden başlatılması Ankara hükümetine verilen bu vaatlerden biri idi. Bu anlaşmanın 2016 yılından beri uygulanmaya başlamasına rağmen ancak tarafların taahhütlerine bağlı kaldığı hususuna kuşkulu yaklaşmak gerekiyor. 

Türkiye hükümeti de zaten Avrupa Birliğinin doğru bir şekilde yükümlülüklerini yerine getirmediklerini bildirmiştir. Buna karşın Avrupa Birliği de Türkiyeli makamların yasa dışı göçmenlerin kontrolü yönünde gereken ilgiyi göstermediklerini savunmaktadır. 

Türkiye ve AB arasında yasa dışı göçmenler ile ilgili imzalanan anlaşma ise Türkiye medya dünyasında da ciddi kaygılara neden olmuştu. 

Bu kaygılara tepki olarak Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker şöyle bir açıklamada bulunmuştu: " Bu anlaşma Türkiye ile insan hakları ve medya organlarının özgürlükleri hakkında yaşadığımız görüş farklılıkları ve ihtilaflarımızı unutmamıza neden olmayacaktır."

Buna rağmen kimi Türkiyeli uzmanlar da iki tarafın eşit bir mesafede durduklarını söylüyor. Örneğin TOBB Üniversitesi  Prof. Birgül Demirtaş ve Bilgi Üniversitesi uluslararası ilişkiler araştırmacısı Emre Gönen bu doğrultuda değerlendirmelerde bulunmuşlardır. 

Profesör Birgül Demirtaş Anadolu Ajansı'na verdiği mülakatta Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkilerinin iki boyutlu ilişkiler olduğuna değinerek şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur: "İlk boyut, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğidir. İkinci boyut ise Türkiye ve Avrupa Birliği aleyhindeki küresel tehditlere karşı iş birliği ve koalisyon oluşturma meselesidir. "

Emre Gönen ise Türkiye ve AB'nin anlaşmaları husunda şöyle diyor: "İki taraf çok derin ilişkilere sahiptirler. İlişkilerin zayıflayıp bağların kopma ihtimali yoktur. Türkiye Avrupa için bölgede önemli bir ülke sayılır. "

 

Buna karşın Türkiye ve Avrupa Birliğinin durumunun eşit olmadığı söylenmelidir. Buna ilaveten Türkiye'nin Batı'ya bağlılığının Batı'nın Türkiye'ye olan ihtiyacından fazla olduğunu söylemek gerekiyor. 

Gerçekte Türkiye halihazırda göçmenler meselesini bir baskı aracı olarak kullanıp Batı ile anlaşmaya çalışmaktadır. Buna karşın AB de göçmenler anlaşmasını belli ve kısıtlı bir düzeyde yürütmektedir.