Davutoğlu ve “Gelecek Parti”
(last modified Sat, 21 Dec 2019 15:50:15 GMT )
Aralık 21, 2019 17:50 Europe/Istanbul
  • Türkiye
    Türkiye

Uzun bir bekleyiş ve tahminlerin ardından AK Parti hükümetinde dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yapan fakat daha sonra AK partiye yönelttiği eleştiriler nedeni ile partiden ihraç edilerek yolları ayrılan Ahmet Davutoğlu “Gelecek Parti-GP”yi kurdu.

Gelecek Partisi'nin kurucu üyelerinin katılımıyla Cuma günü düzenlenen oturumda, 132 üyenin tamamı, Davutoğlu'nun yeni kurulan Gelecek Partisi'nin başkan olmasını kabul ettiler.

Gelecek Partisi'nin Başkanlığına seçildikten sonra açıklama yapan Davutoğlu, partisinin hedefinin Türkiye'nin siyasi hayatına katılmak ve bu ülke halkına hizmet etmek olduğunu söyledi.

Gelecek Partisi geçen cuma günü Ankara'da düzenlenen törenin ardından resmen hayatına başladı. Uzmanlar, Gelecek Partisi'nin kurulmasının iktidardaki AK Parti'nin oyunun azalmasına yol açacağına inanıyor. Gelecek Partisi, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın müttefiklerince kurulan ilk parti sayılıyor.

Ahmet Davutoğlu ve beraberindekiler Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için en ciddi siyasi tehdit sayılıyor. Davutoğlu Adalet ve Kalkınma Partisinin kurulması ve iktidar olma sürecinde dış siyasetinde çok önemli rolü oldu. Öyle ki bir çokları, Arap ülkelerindeki huzursuzluklar başlayınca kadar, Davutoğlu’yu  AKP’nin dış siyset mimari olarak biliyor.

Davutoğu dış siyasette komşularla sıfır sorun siyasetini yürütmeye ve böylece Türkiye dış siyasetinin kapasitesini yükseltmeye çalıştı. Bu yaklaşım kısa bir süre içinde Türkiye’yi dış siyaset alanında aktif bir oyuncu halline getirdi ve Türkiye kazandığı artı gücün olumlu sonuçlarından yararlandı.

Komşularla sıfır sorunu siyaseti hızlı bir şekilde kendi olumlu sonuçlarını Türkiye ekonomisinin gelişmesindeki artış ile gösterdi. Öyle ki Türkiye dünyada ekonomi açıdan en hızlı gelişme gösteren ülkeler arasına yerleşti. Fakat bu siyast pek fazla sürmedi. Arap ülkelerindeki ayaklanmalar ardından Türkiye komşuları ve bölge ülkeleri ile gergin bir döneme girdi.

Öyle ki Türkiye Mısır’da Muhammed Mursi hükümetini kurtarmaya çalışırken Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ise askerleri hükümete destek vererek Mursi’yi iktidardan uzaklaştırdılar. Diğer yandan Davutoğlu döneminde Türkiye, Suriye ile çok yakın ilişkilere sahipti, fakat Suriye’de huzursuzlukların başlaması ile Ankara Şam yönetimine karşı silahlı gruplara destek vermeye başladı. Bu konu da cumhurbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ahmet Davutoğlunun arasını daha da açmayı başardı. Tabi ki bunun olumsuz sonuçları Türkiye ekonomisini de kötü yönde etkiledi.

Erdoğan ve Davutoğlu’yu birbirinden ayıran bir diğer konu temmuz 2016 darbe kalkınması ardından geniş çaplı tutuklamalar konusu ile yaşandı. Bu konu Davutoğlu’nu Erdoğan’ı eleştirmesi ve partiden ayrılmasına sebep oldu.

Bir başka rahatsızlık sebebi ise AK Parti MKYK'sının teşkilatları atama yetkisini geri almasıyla oldu. Bazı MKYK üyeleri bir süre içlerinden birinin ifadesiyle "Teşkilatların genleriyle oynanmasından" rahatsızdı. Bu rahatsızlık teşkilatlara atama yapma yetkisinin Genel Başkan ve teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan yardımcısından, MKYK'ya devredilmesiyle sonuçlandı. 50 kişilik MKYK üyelerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakın olduğu belirtilen 47'si bu amaçla yazılmış bir dilekçeyi Genel Başkan'dan habersiz olarak imzaladı. Bu hamle, pek çok kimse tarafından AK Parti içinde Genel Başkan'a karşı bir "muhtıra" olarak değerlendirildi./