Bölgede Tatbikatların Artması
Birçok tatbikatın bölgede düzenlenmesi Güney Kafkasya ve Doğu Akdeniz'deki milletlerin huzurunu kaçırmanın yanı sıra bölge ortamını huzursuzluğa doğru sürüklüyor. Güney Kafkasya bölgesinde Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye'nin 12 günlük ortak tatbikatın ardından Türkiye bir kez daha Nahçıvan Özerk Cumuriyeti'nde tatbikat düzenlemiştir. Bu askeri hareketlenmelere karşılık olarak ise Ermenistan ve Rusya da Türkiye sınırları yakınında tatbikat düzenlemeye hazırlanıyorlar.
Bölge milletlerinin geçmişi barış ve huzurun sağlandığını gösterirken bu tatbikatların düzenlenmesi bölge hükümetlerini silahlanma ve mali kaynaklarını heba etmeye sürüklemektedir.
Doğal olarak bu tür askeri hareketlenmelerin sonucu insani ve maddi sermayelerin silahlanma rekabeti uğrunda feda edilmeleridir. Kuşkusuz militarizmin masraflarının artması milletlerin kalkınma ve istikrarlı güvenliğini olumsuz yönde etkileyecektir. Başka bir ifade ile militarizmin masraflarının arttırılması özellikle de gelişmekte olan ülkelerde halkın refah düzeyini düşürecektir.
Ermenistan ve Rusya Türkiye sınırlarına yakın bölgelerde binlerce askeri birlikleri ve teçhizatları ile tatbikat düzenlemeye hazırlanırken Ankara da Türkiye ve Azerbaycan Cumhuriyeti'nin ortak tatbikatlarının devamında kara ve hava birliklerinin sembolik düşman mevzilerine saldıracaklarını belirtti.
Ermenistan dışişleri bakanı Zohrab Mnatsakanyan son dönemde İnterfax'e verdiği röportajda Ankara'nın Bakü'yü desteklemelerine değinerek Karabağ münakaşasının geleceği ile ilgili şu açıklamalarda bulundu:" Türkiye'nin istikrarsızlaştırıcı siyasetleri ve tacizleri tüm çevremize ve bölgemize bir tehdit sayılıyor. Günümüzde Türkiye Güney Kafkasya bölgesinde istikrarsızlaştırıcı siyasetler uygulamak istiyor. Bu durum ise ciddi kaygılara yol açmıştır. Türkiye girişimleri ile hala Ermenistan'ın güvenliğini tehdit etmektedir. Bu yüzdendir ki Ermenistan sınırdaki güvenliğini arttırmak için ortakları ile işbirliğini arttırmak istiyor. "
Ermenistan dışişleri bakanının açıklamaları bu ülkenin Azerbaycan Cumhuriyeti ile yaşadığı Karabağ münakaşasını sonlandırmak için harekete geçtiğini telaşlandığını gösteriyor. Ermenistan ayrıca Türkiye'nin Güney Kafkasya'daki etkinliğini de azaltmak istiyor.
Türkiye hükümeti aynı zamanda Doğu Akdeniz'de tatbikatlar düzenleyerek Yunanistan'ı ekonomik gelişme, petrol ve doğalgaz keşifleri ve çıkarma fırsatlarından alıkoymak istiyor. Bu doğrultuda Türkiye dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Yunan mevkidaşının Doğu Akdeniz'de gerçek mühimmatın kullanılması iddialarına tepki olarak bu mutabakatın NATO çerçevesinde düzenlendiğini belirtti.
Bu sözlü tartışmaların ve söz dalaşılarının ardından NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg şöyle bir açıklamada bulundu:" Türkiye ve Yunanistan Doğu Akdeniz krizi hususunda teknik görüşmeler gerçekleştirmiş, ancak hala anlaşmaya varmamışlardır. "
Bu hususta siyasi meseleler uzmanı Arslan Bulut şöyle bir değerlendirmede bulundu : " İki ülke uzun zamandır sürekli sorunlar ve krizler yaşamışlardır. Son dönemde ise Yunanistan Doğu Akdeniz'de kara suları ve deniz sınırlarına sahip olmamasına rağmen Güney Kıbrıs Rum kesimini desteklemek adına Ankara'ya baskı uygulayıp Türkiye'nin planlarına karşı koymaya çalışmıştır. Görünen o ki Yunanistan bir taraftan Mısır ve Siyonist Rejimi ve bir yandan da Avrupa Birliği ve Amerika'yı yanına alarak Türkiye aleyhinde bir koalisyon kurmak istiyor. Onlar Türkiye'yi kendi karasularına kapatmak istiyorlar. Türkiye'ye açık sularda faaliyet göstermesine izin vermek istemiyorlar. "
Genel bir bakış çerçevesinde hasım ülkelerin ve tarafların bölgede tatbikat düzenlemesi özellikle de Güney Kafkasya ve Doğu Akdeniz'deki tatbikatlar bölge hükümetleri arasında şiddeti ve güvensizliği körüklediğini söylemek mümkün.
Aynı zamanda kuşkusuz bölgenin askerileşmesi sırf yabancı ve bölge dışı ülkelerin lehine olacaktır. Bu arada bölge ülkeleri ve milletleri kaderlerini yabancılara bırakmamalıdırlar. Yabancı ülkeler ve taraflar sırf kendi çıkarlarını istikrarsızlık üzerinden temin etmek istiyorlar.