Erdoğan'ın gazetecilere kötü muameleye karşı sessizliğinin eleştirilmesi
Ankara yönetimi ülkede gazeteciler ve basın mensuplarına yönelik yapılanlara karşı sessiz kalmakla suçlanıyor
Ankara yetkililerinin gazetecilere karşı kötü muameleye yönelik sessizliğine muhalefet partilerinden bazı isimler tepki göstermeye başlamıştır. Örneğin bir zamanlar, AK Parti'de Erdoğan yönetiminin yanında yer alan Ali Babacan bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın politikaları ve gazeteciler ve siyasilere yapılanlara karşı sessizliğini kınıyor.
DEVA partisi başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkede siyasetçiler ve gazetecilere yönelik kötü muameleler karşısında sessizliğini eleştirerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu ülkede siyasetçiler ve gazetecilere yönelik saldırılar ve tehditlere karşı sessiz kalmasını çok tehlikeli nitelerken, kanunun hakim olduğu bir ülkede tehditler ve şiddete yer olmadığını belirtti.
Babacan açıklamasının devamında Erdoğan'ın siyasetçiler ve gazetecilere yönelik şiddet ve tehditler karşısında sessiz kaldığını, ancak başka herhangi bir konuda konuştuğunu sözlerine ekledi.
Bundan önce de Türkiye'de muhalif isimlerden Erdoğan yönetiminin iç ve dış politikalarına eleştiri ve tepki gelmişti. Muhalif isimlerin tutuklanması, ekonomik durgunluk, enflasyon rakamları ve işsizliğin artması ve de Ankara'nın gereksiz yere Irak ve Suriye'nin iç işlerine müdahalesi gibi konular muhalif Türk siyasiler tarafından sık sık eleştirilere yol açmıştır.
Nitekim Babacan yaptığı açıklamada, Türkiye'de ülkenin mevcut yasaları değil bizzat Erdoğan'ın isteklerine uygun kararlar alındığını, Erdoğan yönetiminin eylemlerinin Türkiye'de yoksul kuşağının oluşmasına yol açtığını, gazeteciler ve siyasilere yönelik şiddet karşısında sessiz kalan Erdoğan'ın başka her şey hakkında konuştuğunu kaydetti.
Babacan'ın söz konusu eleştirisi, son dönemde Deva partisi başkan yardımcısı Selçuk Özdağ ve yine DEVA partisine yakın gazetecilerden biri sayılan Uğuroğlu'nun saldırıya uğradığı bir dönemde dikkat çekiyor.
Siyasilerin Ankara yönetimine peş peşe yönelttikleri eleştirilerin muhalif isimler ve basın mensuplarına yönelik şiddetin kısmen azalmasına yol açabileceği kimi uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı iç ve dış sorunlarının büyük bir kısmı, Ankara yönetiminin içeride yanlış ekonomik politikaları ve dışarıda komşu ülkelerin işlerine müdahalesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle, eski Türk diplomatlar daha önce Erdoğan'ı Suriye'de terör örgütlerini desteklemekle suçladı. Türkiye'nin eski dışişleri bakanı Yaşar Yakış, geçen ay yaptığı bir açıklamada, Ankara yönetiminin komşularının içişlerine müdahalesi dahil izlediği politikalarını eleştirerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye'de başta olmak üzere teröristlere verdiği desteği yüzünden yaşanan sorunlardan sorumlu olduğunu kaydetmişti.
Türkiye'de muhalif isim ve gazetecilerin yanısıra, uluslararası örgütler de defalarca Erdoğan yönetiminin basın mensupları ve gazetecilere yönelik politikalarını eleştirerek, Türkiye'nin dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olduğunu bildirmişlerdir.
Türkiye'de geçen sene onlarca gazetecinin tutuklandığını bildiren uluslararası örgütler, Ankara'dan ifade ve basın özgürlüğüne saygı göstermeye çağırmış bulunuyorlar.
Muhalif Türk siyasiler de, Ankara'nın yanlış politikalarının Türkiye'yi içeri ve dışarında birçok sorunla karşı karşıya bıraktığına inanıyorlar.