Türkiye'nin Suriye'yi İşgal Politikasının Sürmesi
Türkiyeli makamlar, bölge ve dünya ülkelerinin Türkiye ordusunun Suriye ve Irak topraklarını işgali meselesine gösterdikleri tepkilere aldırmadan hala bu iki komşu ülkenin topraklarını işgal sürecini devam ettirmektedir.
Bu doğrultuda Avrupa Birliğinin Türkiye askerlerinin Suriye topraklarından çıkması ile ilgili kararının onaylanmasından bir gün sonra, Türkiye ordusu askeri teçhizatı ve lojistik konvoyları Suriye'nin İdlib bölgesinde girdi. Son iki haftada Türkiye ordusunun üçüncü konvoyu Suriye'nin Kuzey Batısında bulunan İdlib'e girmiştir.
Aynı zamanda, Türkiye ordusu savaş uçakları da Kuzey Irak'taki PKK mevzilerini bir kez daha hedef aldı. Türkiye ordusunun Kuzey Irak'taki PKK mevzilerine yönelik saldırıları devam ederken, Bağdat hükümet yetkilileri saldırıları Irak egemenliği ve toprak bütünlüğünün ihlali olarak defalarca kınadı. Suriye ve Irak hükümetlerinin ve uluslarının protestolarına rağmen, Türkiye hükümeti Irak topraklarını işgal etmeye ve Suriye topraklarını geniş çaplı bir şekilde işgal etmeye devam ediyor.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı bölge ve dünya hükümetlerinden gelen protestolara cevaben bir açıklama yaparak, Ankara' nın, başta Türkiye ve Suriye olmak üzere bölge halklarına tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadele etmek için BM Şartı'nın 51'inci maddesi uyarınca Suriye'nin kuzey bölgelerinde askeri operasyonları gündeme getirdiklerini bildirdi.
Uzmanlar, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın gerekçelerini mantıksız ve ilkesiz buluyor ve Ankara yetkililerinin pratikte Osmanlı İmparatorluğu'nun hayaliyle uyumlu bir takım çıkarlar peşinde koştuğuna inanıyorlar.
Suriye krizinin başlangıcından bu yana DAİŞ terör örgütü de dahil olmak üzere terörist grupların Şam hükümetinden ve Suriye'deki iktidar rejiminden kurtulmasını bekleyenlerden ve hatta uzun vadeli lojistik destek sağlayan ülkelerden birinin de Türkiye'nin olduğu söylenmektedir. Suriye'de terörizmin etkilerinden ve sonucundan duyulan çaresizlikten dolayı ve de Suriye ordusunun ilerlemelerinden ötürü, şimdi de Ankara hükümeti, stratejisini değiştirmiştir. Bu bağlamda Türkiye ordusu, özellikle Türkmen tugayları ve Özgür Suriye Ordusu'nu vekaleten kullanma aşamasını geçerek, bu tekfiri ve terörist grupları sömürmenin yanı sıra doğrudan bu ülkeye girerek Suriye topraklarının bir bölümünü işgal etti. Türkiye ordusunun Suriye topraklarının bir bölümünü işgal etme hareketi, Ankara yetkililerinin Suriye'de uzun vadeli hedefler belirlediğini gösteriyor. Açık ve nettir ki, Türkiye'nin bu hedefleri, hâkim Batılı hükümetlerin çıkarları ve hedefleriyle çelişmektedir. Bu nedenle Amerika ve Avrupa Birliği, Türkiye aleyhine sürekli açıklamalar yapıyor ve Türk ordusunu bir an önce Suriye topraklarından çıkmaya çağırıyor.
Beş yıl önce Türkiye ordusu, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile Suriye topraklarını işgale başlayınca, Türkiye ordusu bugüne kadar Suriye'de üç büyük operasyon başlattı. Türkiye ordusu, Suriye'nin kuzeyinde şimdiye kadar üç askeri operasyon gerçekleştirdi, bunlardan ilki Ağustos 2016'da "Fırat Kalkanı" olarak adlandırıldı. Afrin bölgesinin işgaline yol açan "Zeytin Dalı" adı verilen ikinci operasyon 2018 başlarında gerçekleşti. Türkiye ordusunun "Barış Pınarı" olarak adlandırılan üçüncü operasyonu önceki iki operasyona benzemiyordu. Aslında Barış Pınarı operasyonu Fırat Nehri'nin batı kıyısından Suriye-Irak sınırına kadar 460 km ve Suriye topraklarının derinliklerinde 30-40 km'lik bir alanı kapsıyordu. Aynı zamanda Türkiye ordusu, İdlib eyaletinde bugüne kadar 77 kontrol ve gözlem noktası ve askeri üs kurarak Suriye topraklarında işgalini ve yasa dışı varlığını sürdürüyor ve bu sayıları artırmayı da planlıyor.
Bu tahkimatların oluşturulmasına rağmen, Türkiye hükümeti şu ana kadar Suriye ve Irak'taki hedeflerine ulaşmakta başarısız oldu. Bu saldırgan politikaların sonucu yüzbinlerce sivil öldürüldü ve yaralandı, milyonlarca Suriyeli ve Iraklı yerinden yurdundan oldu.