Türkiye’de ekonomik sorunlar ve halkın geçim sıkıntısı
(last modified Mon, 12 Jul 2021 14:01:28 GMT )
Temmuz 12, 2021 17:01 Europe/Istanbul
  • Türkiye’de ekonomik sorunlar ve halkın geçim sıkıntısı

Ulusal paranın değer kaybetmesinin yarattığı sorunların ardından Türk halkı ekonomide bir kez daha yeni bir sorunla karşı karşıyadır.

Bu bağlamda alınan haberlere göre Ankara'dan gelen raporlar, Türkiye'nin enflasyon oranının bu ay (Haziran) %17,5'e yükseldiğini gösteriyor bu da, Türkiye'de son iki yılın en yüksek enflasyon oranı. Ancak elektrik ve gaz gibi enerji fiyatlarının artmasıyla Türkiye'de enflasyonun önümüzdeki ay (Temmuz) yüzde 19'a ulaşması bekleniyor.
Bu arada Türkiye haber çevreleri, TL’nin değer kaybetmeye devam ettiğini belirttiler. Son dört yılda TL’nin değeri, başta ABD doları olmak üzere başlıca uluslararası dövizler karşısında %50'den fazla düştü.
Türkiye'nin ekonomik durumuna bakıldığında, Ankara yetkililerinin, yanlış ekonomi politikalar izlemeleri nedeniyle ülkenin parasal ve finans şartları ve ülkenin ekonomik durumunu düzeltme ve Türk halkının yaşam koşullarını iyileştirme olasılığını kaybettiği görülüyor.
Türkiye ekonomisinin çeşitli sektörleri arasında en yüksek enflasyon oranı %24,85 ile ulaştırma sektörü olarak açıklandı. Ulaşım fiyatlarındaki artış ve zam, tüm ekonomik sektörleri olumsuz etkileyeceği de aşikardır, aynı zamanda diğer sektörlerde fiyatların katlanarak artması için zemin sağlar.
Daha önce, muhalefet partilerinin liderleri ve Recep Tayyip Erdoğan hükümetine karşı olan birçok uzman, Türkiye ekonomisinin mevcut durumunu öngörerek, Ankaralı yetkilileri uyarmıştı. Erdoğan hükümeti yetkililerinin başta eski bakan, seçkin ekonomi uzmanı ve Demokrasi ve Atılım Partisi DEVA başkanı gibi muhalefet Parti liderlerinin uyarılarına kayıtsız kalmasıyla birlikte kötü ekonomik şartları beklenmedik bir durum değildi. 
Ali Babacan daha önce Erdoğan’ı uyararak Türk halkına acı çektirmeye devam etmekten kaçınmasını, olumsuz ve kontrol edilemez koşullar yaratmadan önce görevlerinden istifa etmesi önerisinde bulunmuştu. Ali Babacan geçen ay ülkenin doğusunda Demokrasi ve Atılım Partisi Deva ofisinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Erdoğan hükümeti iktidardan vazgeçmese, Türkiye'deki yoksulluk sorunu yoğunlaşacak ve Türk vatandaşları çöpte yiyecek aramak ve yoksulluktan intihar etmek zorunda kalacakları kadar ilerleyecektir” demişti. 


Hali hazırda kendilerini 2023 yıl cumhurbaşkanlık seçimleri için hazırlayan muhalefet politikacıların eleştirileri bir yana, son bir yılda Türkiye’de yaşanan ekonomik gelişmeleri, döviz piyasasında istikrarsızlık, Türkiye bankalarında yüksek faiz oranları ve Amerika baskısının neden olduğu enflasyondaki sıçramalar, bugün Türkiye’nin ekonomik yapısına bir felaket gibi sızmıştır. 
Amerika’nın Türkiye ekonomisindeki uzun süreli varlığı, bu ülke ekonomisinin Aşil topuğunun Amerika eline geçmesine sebep olmuştur.  Özellikle eski Amerika Başkanı Donald Trump'ın Ankara  hükümetine yönelik tehditlerinden bu yana, Türkiye ekonomisi krize girdi; bu durum ise hala devam ediyor. Trump’ın Türkiye ekonomisini mahvedeceğine dair savurduğu tehditten şimdiye kadar yaklaşık 3 yıl geçiyor ve görünüşe göre Amerika’nın yeni hükümeti de eski Trump yönetiminin Türkiye’ye karşı siyasetini sürdürecektir. 
Ancak Ankara yetkilileri 2018’den itibaren enflasyon ile mücadele çalışmalarını öncelikli olarak çalışma gündemlerine alarak bu bağlamda gereken önlemleri aldıklarını ilan ettiler. Fakat Ankara’nın tüm iddialarına rağmen hükümetin verdiği vaatlerin hiç biri şimdiye kadar gerçekleşmedi.
Hiç şüphesiz Ankara'nın iç ekonomi alanındaki yanlış politikalarının devam etmesi ülkede daha önce görülmemiş bir kriz yaratabilir. Fakat halk protestoları ile birlikte olan ekonomi krizleri asla telafi edilemez sonuçlar bırakır./