Türkiye ve Arap Birliği arasında Irak ve Suriye gerginliği
Türkiye yönetimi ile Fars Körfezi'nin kıyısındaki gerici Arap ülkeleri arasında Irak ve Suriye ile ilgili konular arasında gerginlik giderek büyüyor.
2011 yılında ABD ile bazı Avrupalı ve gerici Arap müttefikleri ve de Türkiye, Suriye'de Beşar Esad'ın yasal yönetimini düşürmek ve devirmek için askeri girişimde bulunduğu sırada, Şam yönetimi ve Suriye halkı her daim ABD ve müttefiklerinin askeri saldırı ve çabalarından dolayı rahatsızlıklarını dile getirdiler.
Bu arada ABD'nin Suriye ve hatta Irak halkına yönelik cinayetlerinde ortak olan Arap Birliği'nin üyeleri, son sıralarda Türkiye ile hesaplaşma amacıyla Irak ve Suriye bahanesiyle Türkiye aleyhinde bildiri yayınlamaya çalışıyorlar.
Bu arada Suriye ve Irak yönetimleri defalarca eski Arap müttefiklerinin aleyhinde açıklama yapıp, işgalci çabaları kınarken Arap Birliği de Türkiye'ye karşı açıklama yapmaya hazırlanıyor.
Arap Birliği yetkilileri geçtiğimiz senelerde her daim Suriye ve Irak topraklarının Türk askerlerince işgal edilmesi bahanesi ile Ankara'yı işgalcilik ile suçlamakla Türkiye'ye karşı kendi hedeflerini gerçekleştirmeye var gücüyle çalışmıştır.
Kuşkusuz, Arap ülkeleri Suriye ve Irak yönetimlerine sözde yardımında çok geç kalmışlardır.
Uzmanlar, "Arap ülkeleri gerçekten Suriye ve Irak halkının iyiliğini isteselerdi, geçtiğimiz senelerden itibaren bu bağlamda çaba göstermeleri gerekirdi ve Irak ve Suriye'nin askeri işgali için işgalcilere yapılan yardımlara engel olurlardı." diyorlar.
Bu arada, Suriye ve Irak yönetimlerinin izni olmadan bu ülkelerin topraklarının bir kısmını işgal eden Türkiye de Suriye'nin işgal bölgelerinde insani faaliyetler gerekçesiyle Türk okulu inşa etmek, elektrik ihraç etmek ve kendi milli para birimini yaygınlaştırma gibi birtakım yasadışı hareketleriyle Arap yönetimlerinin suçlamalarına karşı kendi yaklaşım ve pozisyonunu güçlendiriyor.
Arap Birliği bakanlar konseyi 8 eylül tarihindeki olağan toplantısında, Türkiye'nin Irak ve Suriye dahil bazı Arap ülkelerindeki askeri varlığını kınayarak, Türkiye'den Arap ülkelerindeki tüm askerlerini geri çekmesini ve Arap ülkelerinde radikal militanlar ve kuruluşlara desteğini çekmesini istediler.
Aslında ABD ve Arap ve Batılı müttefikleri, Türkiye ile birlikte Suriye ve Irak milletlerinin refahı adına bir adım atmadıkları gibi, Suriye yönetimini düşürmek ve Irak'ta etkinliğini arttırmakla, bu ülkelerin doğal kaynaklarını yağmalamak için her türlü girişimde bulunmuşlar.
Oysa bu ülkeler, Irak ve Suriye yönetimleriyle anlaşarak, her iki ülkenin milletlerinin yardımına koşması gerekirken Irak ve Suriye kaynaklarına göz dikmişlerdir.
Nitekim İran ve Rusya, Suriye'nin yasal devlet başkanı Beşar Esad'ın ve Bağdat yetkililerinin isteği üzerine bu ülkelere danışmanlık yardımında bulunmuştur.
Bu bağlamda Suriye direniş komutanlarından biri olan Ömer Hüseyin Hasan, İran'ı Suriye halkı ve hükümetine IŞİD terör örgütü ile mücadelede yardımından dolayı takdir ederek, tüm işgal toprakların ABD'nin kontrolünden çıkarılmasına vurgu yaptı.
Suriye direniş komutanı Hasan'ın İran'a şükranlarını bildirmesi, Suriye ve Irak halkı tarafından İran'a gelen takdirlerin sadece ufak bir örneği sayılıyor ve İran'ın bu ülke halkının gerçek dostu olduğunu gösteriyor.
Ancak Arap ülkeleri ve hatta Türkiye, Suriye ve Irak'ı başka ülkelere karşı kullanmaya ve kendi hedeflerini ilerletmeye ve gerçekleştirmeye çalışıyorlar./