Türkiye yönetiminin IŞİD ile bağlantısı hakkında inceleme başlatılmasının istenmesi
HDP'li milletvekili, parlamentoya bir teklif sunarak, IŞİD terör örgütü unsurlarının elindeki Türkiye'ye ait silahlar konusunun aydınlatılmasını istedi.
HDP Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Feleknaz Uca sunduğu teklifinde Türkiye hükümetinin 2014'ten 2015'e kadar, IŞİD ile sınır ticaretini resmen gümrük kapıları üzerinden tescil ettiğini vurguladı.
HDP'li milletvekilleri ayrıca, Türk askerlerinin kontrolü altında olan Suriye'nin kuzey ve kuzey doğu bölgelerinde IŞİD'in lojistik kaynakları ve faaliyetlerinin incelenmesini istedi.
Bu hususta, Ferec isimli 30 yaşındaki IŞİD'in eski üyelerinden olan kişinin itiraflarına işaret etmek yeter. Üniversite mezunu olan Suriyeli bu genç, terör örgütü IŞİD üyeliğindeyken işlediği cinayetlerinden pişmanlık duyduğunu belirterek, 2016 yılında İndependent'e yaptığı açıklamada, Türkiye yönetiminin IŞİD terör örgütü ile işbirlikçiliği yaptığını, bu nedenle, IŞİD'in kalıcı olup, yayılmakta olduğunu söylerken, şiir söylemediklerini veya propaganda amaçlı açıklamalarda bulunmadıklarını kaydetti.
IŞİD'in eski üyelerinden olan Ferec, Türkiye yönetiminin Suriye'de IŞİD örgütünü güçlendirdiğini hatırlatarak, Türk tanklarının Cerablus'a girdiğinde, IŞİD'liler'in kentten çekilmediğini ve sadece bıyıklarını tıraşladıklarını vurguladı.
Ancak Türkiye yönetimi her daim Suriye başta olmak üzere bölgede terörist gruplarla her türlü işbirliğini reddetmiştir.
Ancak Cumhuriyeti Gazetesi yazarlarından Can Dündar ve Erdem Gül, ilk kez 2015 yılında, Ankara yetkililerinin tekfirci-terörist gruplarla işbirliğini kanıtlayan belgeleri ifşa etti. Kasım 2015 yılında, TSK'ya ait TIR'ların IŞİD teröristleri arasında hareket ettiğini, IŞİD teröristleri ile Türkiye yönetimi arasında Kerkük'ten çalınan petrol pazarlığının Erdoğan yönetiminin geri çekilme zeminini sağladığını, sözkonusu gazeteciler bildirdiler.
Can Dündar ve Erdem Gül hatta Türkiye yönetiminin IŞİD teröristleriyle mal takası yaptığını gösteren videoyu yayınladılar. Ancak Ankara yönetimi tüm bu olayları tekzip ettiler. Ankara yönetimi, ifşaatçı gazetecileri, casusluk, ihanet ve cinayetle suçladılar. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet gazetesinden derin öfkesini dile getirerek, Dündar'ın ağır bedel ödeyeceğine dair uyarıda bulundu.
Erdoğan'ın bu açıklamasının ardından mahkeme, Dündar'ı devlet sırlarını ifşa etmek suçlamasıyla 18 yıl 9 ay ve terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı. Deneyimli bu gazeteci, casuslukla suçlandıktan sonra, gizlice Almanya'ya firar etti.
Bu arada, yeni ortaya çıkan bazı raporlarda, Erdoğan yönetiminin terör örgütü IŞİD'i Türkiye halkına karşı bile kullandığını gösteriyor.
Bu hususta, HDP Milletvekili, parlamentoya sunduğu bir teklifte, IŞİD'in elindeki Türk menşeli silahlar hakkında inceleme yapılmasını istedi.
HDP Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Felekbaz Uca, teklifinde, IŞİD'in Türkiye'nin bazı askeri güçlerince korunduğunun düşünüldüğünü yazarak, Türkiye yönetiminin 2014-215 yıllarında IŞİD ile ticaret yaptığını belirtti.
Suriye'nin kuzeydoğusunda yer alan Haseke'de Kürt güçlerine ait mevzilerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nce IŞİD'in bu bölgelere saldırısı sırasında bombalanmasının ardından, Türkiye yönetiminin IŞİD'in saldırılarına havadan destek verdiği zannını güçlendirdi.