Türkiye’de ekonomik krizin yoğunlaşması ve geçim sıkıntısı
(last modified Tue, 17 Oct 2023 14:26:11 GMT )
Ekim 17, 2023 17:26 Europe/Istanbul
  • Türkiye’de ekonomik krizin yoğunlaşması ve geçim sıkıntısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın benimsediği yeni ekonomi politikalarına rağmen bu ülkede gıda enflasyonu arttı.

İstatistikler, Türkiye'de her türlü gıdanın fiyatının sürekli arttığını ve bu ülkenin gıda enflasyonu rekorunda dünyada dördüncü sırada yer aldığını gösteriyor. Erdoğan'ın hükümet politikalarına karşı çıkan eleştirmenler ve ekonomi uzmanları, Türkiye'deki benzeri görülmemiş gıda enflasyonunun, hükümetin ekonomi ekibinin bilgisizliğinden ve beceriksizliğinden kaynaklandığına inanıyor.
Bu durum, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yeni hükümetinin üzerinden dört ay geçmesine ve kendisinin ABD dolarını 20 liranın altına indirme sözü vermesine rağmen yaşanıyor. Fakat bu söz yerine getirilmemekle kalmadı, artık her doların 29 liraya yaklaşması, Türkiye pazarında benzeri görülmemiş bir ekonomik başarısızlığın ve enflasyonun göstergesi haline geldi. 
Cumhuriyet gazetesinin son sayısında yayımlanan ekonomi raporu, Türkiye'de yoksulluğun giderek derinleştiğini gösteriyor. Ankara basımı Cumhuriyet gazetesi Türkiye'de yoksulluk artışının son 10 yılların en yüksek seviyesine ulaştığına dikkat çekti. Hiç şüphe yokki enflasyon oranı, başta Türkiye olmak üzere herhangi bir ülkenin ekonomik durumunu kontrol etmek için dünya hükümetlerinin güvenilir araçlarından biridir. Mesela bu ülkede son cumhurbaşkanlığı seçimleri arifesinde Türk hükümeti enflasyon oranını birkaç puan düşürerek bu ülkenin iç ve ekonomik durumunu kendi çıkarları doğrultusunda değiştirdi. Fakat bu yılın mayıs ayındaki seçimleri kazandıktan sonra Türkiye'de enflasyon oranı eski durumuna döndü.
Bu bağlamda daha önce Almanya Üniversitesi'nde uluslararası ekonomi profesörü ve "Deutsche Welle" TV kanalında bir programa katılan ünlü ekonomi uzmanı “Yalçın” şunları söyledi: “Erdoğan bu yılki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde halktan daha fazla oy toplamak amacıyla, bu ülkede petrol ve doğalgazın yanı sıra aile sektörüne de sübvansiyon verilmesini değerlendirdi. Bu konu, bu ülkede enflasyonun yüzde 44'ten yüzde 39'a düşmesinde etkili rol oynadı.
Türkiye  hükümetinin yapıcı ekonomi politikaları, özellikle kırılgan gruplar açısından enflasyon oranının düşürülmesinin temelini oluşturabilir. Ancak bu ekonomi politikaları temelde iktidardaki siyasetçilerin çıkarlarına hizmet ediyor ve geçici olarak gündeme getiriliyor. Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan hükümetini ekonomi politikaları Türkiye'nin dış politikasını takip ediyor. Aslında Erdoğan hükümetinin özellikle iki komşu ülke, yani Suriye ve Irak'ın işgali bağlamında gerçekleştirdiği askeri eylemler, Türkiye'nin enflasyon oranındaki artışta pek çok olumsuz etki bırakmıştır.
Türk hükümetinin cari harcamaların yanı sıra her yıl Türkiye'nin gelirlerinden yüz milyonlarca doları, Suriye ve Irak'ın askeri işgali için harcaması ülke ekonomisi üzerindeki baskıyı daha da artırıyor. BİSAM Bilgi İşlem Merkezi raporuna göre, 4 kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için harcaması gereken aylık maliyet bu yılın eylül ayında 12 bin 612 liraya yükseldi. Bu, dört kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafları için gereken zorunlu harcama miktarıdır. Eğitim, sağlık, konaklama, eğlence, ısınma ve ulaşım giderleri dahil bir ailenin harcaması gereken tutar 43 bin 623 lira oluyor. Bu tutar Türkiye'deki asgari ücretlilerin harcamalarını karşılamazken üstelik , Türkiye'deki birçok orta düzey yönetici de bu olanakları sağlama yeteneğini kaybetmiş durumda.
Dolayısıyla aylık 11 bin lira maaş alan milyonlarca Türk aile, olabilecek en kötü koşullara maruz bırakılarak, kendilerinin ve ailelerinin sağlıklı geçim imkanını kaybetmiş oldu. Başka bir ifade ile yeni açıklanan rakamlara göre, Türkiye'de mutlak yoksulların sayısı hızla arttığı söylenebilir. 
Bu durumda Recep Tayyip Erdoğan hükümeti, kendi taraftarlarına verdiği seçim vaatlerini yerine getiremezken üstelik Türkiye'nin ekonomik krizi, yanlış ekonomi politikalarının benimsenmesiyle her geçen gün daha da kötüleşiyor./
 

Etiketler