Türkiye'nin, Irak ve Suriye'deki askeri varlığının devamına vurgusu
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın Ankara ziyareti üzerinde kısa bir zaman geçerken, Türk Silahlı Kuvvetleri, Irak ve Suriye'deki saldırılarını sürdürmeyi gündemine aldı.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde terör yapılanmalarına karşı Silahlı Kuvvetleri'n hava saldırılarının devam edeceğini, hava kuvvetleri, topçu birlikleriyle ve gerek görüldüğünde kara unsurlarıyla her daim teröristler üzerinde kontrolleri olduğunu, Irak ve Suriye'deki hava operasyonlarını artırarak, terör örgütlerine her nerede olursa olsun yok edeceklerini göstereceklerini söyledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri de, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyon bölgelerinde Türk askerlerine saldırı hazırlığında olan PKK unsurlarını kendi hedeflerine ulaşmadan topçu birliklerince etkisiz hale getirildiğini duyurdu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyareti üzerinden sadece bir gün geçerken Türkiye, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde PKK unsurlarına karşı operasyon gerçekleştirmesi, sanki Ankara'dan ABD'ye verilen bir mesaj ve düşündürücü bir eylemdir.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, bölge ülkelerine ziyareti sırasında sadece Gazze konuları hakkında Ürdün, Mısır, Hindisin ve diğer ülkelerin yetkilileriyle görüş teatisinde bulundu. Blinken Ankara ziyareti sırasında ancak, Tahıl Koridoru ve Ukrayna meseleleri ve de İsveç'in NATO'ya üyeliği hakkında Türk yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdi. Blinken ayrıca Gazze meselelerine ilişkin ABD'nin politikası hakkında Ankara yetkilileriyle görüş teatisinde bulunarak bu bağlamda Türk tarafına tavsiyeler sundu.
ABD'nin üst düzey yetkilisinin Türk yetkilileriyle bu biçimde davranması, ABD'nin Ankara'yı Batı Asya'daki müttefik dairesinden çıkardığı anlamına geliyor. Kuşkusuz Suriye ve Irak'la çatışma, İsrail rejiminin menfaatleri doğrultusundadır. Bu nedenle, ABD'nin Türkiye'nin Suriye ve Irak ile çatışma emri verebildiği, böylece bölgedeki illegal müttefiği olan Siyonist rejimin endişelerini kısmen azaltabileceği düşünülüyor.
Ankara yetkilileri belki de, Irak ve Suriye'deki yeni saldırılarıyla, ABD'nin tehditlerine yanıt vererek, kendi taleplerini Beyaz Saray yetkililerine dayatmak istemiş olabilir.
Birçok Batılı uzman ve hatta Beyaz Saray yetkilisi, ABD dahil Batılı ülkelerin Türkiye'nin siyasi, idari, askeri ve hatta ekonomik yapısındaki etkinliğinin kayda değer ölçüde olduğunu bildirmekte.
NATO'nun aktif üyelerinden biri olan Türkiye, Irak ve Suriye'nin kendi askeri müttefikleri tarafından işgal edildiği sırada, bu ülkenin bölgedeki askeri hareketlerini himaye etmesini bekliyordu.
Bilindiği gibi Türkiye 2018 yılında Suriye topraklarının bir kısmında kendi askerlerini konuşlandırdı. Bu bağlamda Ankara yönetimine yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan bir makalede, tekfirci terör örgütü IŞİD'in ABD tarafından kurulması ile ilgili ifşaata yer verilerek, Suriye topraklarındaki askeri savaşın ABD'nin güvenilir olmadığını kanıtladığı, çünkü terör örgütlerini destekleyip, çocukları Irak ve Suriye'nin çeşitli noktalarında askeri ve intihar eylemleri için kullandığı vurgulandı.
Diğer yandan TBMM son sıralarda Türkiye'nin 2024 yılında askeri bütçesini 1,5 kat artırarak, Irak ve Suriye'deki askeri müdahalenin sürmesinin savunma bakanlığının bütçesinin artış nedenlerinden biri olduğunu duyurdu.
Sonuç itibarıyla Ankara yönetiminin ABD Dışişleri Bakanı Blinken Türkiye ziyaretinin hemen ardından başlattığı askeri saldırılar ve hareketlilik, ABD'nin taleplerine karşı verdiği ilk tepki sayılıyor ve Türkiye bu saldırılarıyla ABD'nin özel himayesi altında olan Kürt yapılanmasına karşı mücadelesinin devam edeceği mesajını da kuşkusuz Washington'a vermiş oldu./