Mart 07, 2024 20:09 Europe/Istanbul
  • Türkiye'de bir İsrail casusluk şebekesinin daha çöküşü

Irkçı İsrail rejiminin Türkiye'nin Müslüman halkına yönelik casusluk süreci devam ediyor.

Bu bağlamda Türkiye İstihbarat Teşkilatı MİT, Siyonist casusluk teşkilatı (Mossad) adına casusluk yapan 7 kişilik bir şebekeyi daha tespit ederek çökerttiğini duyurdu. Ankara medyası ayrıca Türk İstihbarat Teşkilatı'nın İsrail casus teşkilatına (Mossad) bilgi satarken 7 kişiyi tutukladığını duyurdu.
Türkiye'nin ırkçı İsrail rejiminin ihtiyaç duyduğu temel malları ihraç etmeye devam ettiği ve iki taraf arasındaki karşılıklı ilişkilerin arttığı bir ortamda, Siyonist rejimin çok sayıda casusluk ağının Türkiye'de bulunması endişe verici ve dikkate değerdir.
Siyonist rejimin Türkiye'deki casusluk oyunlarının ciddiyeti göz önüne alındığında, Ankara hükümetinin İsrail casus ağlarının bir kısmını medyaya yansıtmadığı görülüyor. Buna rağmen İsrail'in Türkiye'deki bu kadar çok casusluk faaliyeti göz önüne alındığında, İsrail'in Türkiye'nin farklı şehirlerindeki casusluk faaliyetlerinin normal bir mesele olarak görülmemesi gerektiği rahatlıkla söylenebilir.
İsrailli casusların Türkiye'deki itirafları, Mossad'ın casusluk faaliyetlerinin hedefinin yalnızca Türkiye'deki Müslüman ülke vatandaşları olmadığını, aynı zamanda tüm Müslüman ülkeler gibi Türkiye hükümetinin ve halkının da Siyonist rejimin bu tehditlerine maruz kaldığını gösteriyor. Emekli Türk siyasetçiler ve Amerikalı yetkililerin ifşaatlarına göre Ankaralı liderlerin, Türkiye'nin dünyadaki casus örgütlerinin, özellikle de Siyonist rejimin casusluk faaliyetlerinin ana hedeflerinden biri olduğu gerçeğine daha fazla dikkat etmesi gerekiyor.
Bu bağlamda eski ABD dışişleri bakanı ve batılı siyaset uzmanı "Madeleine Albright"ın açıklamaları dikkat çekicidir. Madeleine Albright bir konuşmasında açıkça şöyle dedi: "Türkiye, Türklerin ülkesi olarak kalamayacak kadar büyüktür". Aslında, yirmi yıl önce bu Amerikalı demokrat siyasetçi, Türkiye tecrübesinden ve birçok ülkeye bölünmesinden açıkça bahsetmişti. Bu durumda ABD ve Siyonist rejimin başını çektiği Batılı hükümetlerin Türkiye'yi farklı şekillerde bölmeye ve herkesin her fırsatta bu alanda bir adım ilerlemek için elinden geleni yapmaya çalıştıkları gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.


Buna rağmen Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümet yetkililerinin Türkiye'nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne düşman olanlarla ilişkilerini güçlendirmeye çalıştığı görülüyor.
Mevcut sürece göre şunu söylemek gerekir ki 7 kişilik bir Mossad casusu grubunun Türkiye'de tutuklanması ilk kez yaşanmıyor. Daha önce Türkiye'de son bir yılda açığa çıkan İsrail casusluk hareketleri ve ağlarının sayısı, parmak sayısını aştığı rahatlıkla söylenebilir. Daha önce Türkiye'de Siyonist rejimin casusluk faaliyetleri başta olmak üzere pek çok yasa dışı faaliyet vakası tespit edilmiş ve gündeme getirilmişti. Nitekim, son beş ay içinde bu, Türkiye'de keşfedilen ve çökertilen yedinci İsrail casusluk ağı oldu.
Siyonist rejimin casuslarının ifşa edilmesi ve tutuklanması, bu gayri meşru rejimin Türkiye'de çok aktif olduğunu gösterirken bu ülkeyi Müslüman ülkeler arasında tahrip ederek şom hedeflerine adım adım ilerlemeye çalışıyorlar. Bu ifşaatlar ile Siyonist rejimin, pek çok iyimser Müslüman siyasetçinin görüşünün aksine, Müslüman toplumları vurma çabalarından vazgeçmediği söylenebilir.
Mevcut gerçeklere rağmen İsrail rejiminin Müslüman devlet ve milletlere yönelik İslam karşıtı politikaları da göz ardı edilmemelidir. Aslında Siyonist rejimin hareketleri batılı egemen ülkelerin istek ve çıkarları doğrultusunda formüle ediliyor ve uygulanıyor ve İsrail ajanlarının Türkiye'de üst üste yaptığı casusluklar da gösteriyor ki, Türkiye'yi bölme planı ve düşüncesi hâlâ egemen ülkelerin gündeminde ve Türkiye ile komşu ülkeler arasında düşmanlık yaratmak da sultacı iktidarların umut bağladığı yöntemlerden sadece biridir./