TRT Genel Müdürü'nden İran'a karşı talihsiz ifadeler
(last modified Mon, 14 Oct 2024 04:31:46 GMT )
Ekim 14, 2024 07:31 Europe/Istanbul
  • TRT Genel Müdürü'nden İran'a karşı talihsiz ifadeler

TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı, yıl sonuna kadar TRT Farsça kanalının yayına başlayacağını açıkladı. Bu haberi duyururken şu iki talihsiz ve yanlış ifadeyi kullandı: "...İran'ı rahatsız etmek durumundayız. İrsan'ı rahatsız etmek zorundayız" Bu ifadeleri bir televizyon uzmanı değil, Türkiye’nin devlet radyosu ve televizyonunun en üst düzey yetkilisi, Türkiye hükümetinin medya politikalarının uygulayıcısı dile getirdi ve bu sözlerle belki de TRT'nin Farsça kanalının asıl amacını açığa vurdu.

TRT Genel Müdürü’nün bu açıklamaları, Türkiye’deki siyasi ve medya çevrelerinde hemen yankı buldu. Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek bu açıklamalara şöyle tepki verdi: "TRT Genel Müdürü’nün ifadeleri öncelikle devlet adabına kesinlikle uymamaktadır ve devlet adamlığına yakışmaz. Bu tür ifadeler yalnızca ABD ve İsrail destekçileri tarafından dile getirilebilir. İran’ı rahatsız eden şey, ABD ve İsrail’i memnun eder. TRT Genel Müdürlüğü, Türkiye'nin gerçek dostlarıyla ilişkilerini bozacak, ilişkileri tehlikeye atacak ya da komşularına rahatsızlık verecek bir makam değildir. İran ile dostluk Türkiye için zorunludur ve Amerika'nın planlarına karşı bölgede İran’sız bir çözüm mümkün değildir. TRT Genel Müdürü derhal görevden alınmalıdır. Kurulacak olan TRT Farsça kanalı, sadece İran ve Türkiye dostluğuna hizmet edebilir ve Batı Asya’da Amerika ve İsrail odaklı tehditlere karşı kardeş İran ile ortak bir medya olarak çalışabilir."

Ayrıca Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, X'teki kişisel sayfasında bu açıklamalara şöyle yanıt verdi: "TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı kameraların önünde diyor ki: 'Yakında Farsça yayına başlayacağız. İran'ı rahatsız etmeliyiz.' Görünen o ki AKP Partisi, ABD ve İsrail ile İran’a karşı bir duruş sergilemeye karar vermiş. TRT yakında İran’a yönelik programlar başlatacak. Bu kararı yanlış buluyoruz. Ama bu kararın yanlışlığı bir yana, böyle bir karar alınmış olsa bile, kameralar önünde ilan edilmemelidir. Bu stratejik bir cehalet örneğidir. 22 yıldır bir ülkeyi nasıl yöneteceğinizi öğrenemediniz."

Öte yandan eski Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı ve emekli general İsmail Hakkı Pekin ise bu konuda şu ifadeleri kullandı: "TRT Genel Müdürü'nün açıklamalarını şaşkınlıkla takip ettim. İran'ı hedef almak, bölgedeki emperyalist ülkelerin hedeflerine hizmet eder. Bölgede barış istiyorsak, İran, Irak, Suriye, Mısır, Lübnan ve Güney Kafkasya ülkeleri ile iş birliği yapmalı ve birlikte bir barış çemberi oluşturmalıyız. Bunu yapmak için barışa bağlı kalmalı, ülkelerimizin ortak çıkarlarını gözetmeli ve gereksiz rekabetlerden kaçınmalıyız."

TRT Genel Müdürü'nün bu talihsiz ve yanlış ifadelerine siyasi ve medya çevrelerinde gösterilen tepkiler, bu kısa makalede anlatılamayacak kadar geniş kapsamlıydı. Şimdi soru şu ki, Türkiye hükümetinin bu yüksek düzeyli medya yetkilisi neden bu kadar bölücü ve nefret uyandıran ifadeleri dile getirdi? Türkiye’nin medya yetkilisini bu tür talihsiz sözlere iten sebep nedir? İsrail işgal rejimi, Müslümanların ve insanlığın ana düşmanı olarak bölgede yayılmacı hedefleri doğrultusunda hiçbir suçtan kaçınmazken, masum Gazze ve Lübnan halkını katletmeye devam ederken ve bu tür bir rejime karşı koymanın tek yolu İslam ümmetinin ve bölge ülkelerinin birliği iken, TRT Genel Müdürü’nün bu açıklamaları, İran ve Türkiye arasındaki ilişkilere zarar vermekten ve Siyonist rejim ile onun destekçilerinin hedeflerine hizmet etmekten başka ne amaç taşıyabilir?

Bu noktada, Türkiye’nin devlet adamlarının medya politikalarında şu ünlü atasözüne dikkat etmeleri gerektiğini belirtmek gerekir: "Camdan bir evde yaşayan kişi taş atmamalıdır." Ayrıca, Türkiye hükümetinden ve medyasından komşularıyla ilişkilerini güçlendirmeye ve bölgede diyalog ve iş birliği ortamı oluşturmaya yönelik akılcı ve yapıcı bir yaklaşım benimsemeleri beklenmektedir.