Türkiye’nin askeri bütçesini arttırması üzerine
(last modified Sun, 08 Oct 2017 05:07:42 GMT )
Ekim 08, 2017 08:07 Europe/Istanbul
  • Türkiye
    Türkiye

Türkiye medyası Ankara yönetiminin bu ülkenin cari askeri bütçesinde artışa gittiğini duyurdu.

Türkiye yönetiminin son kararında bu ülkenin askeri bütçesi cari yılın sonuna kadar 41.3 milyar TL’ye yükselttiği anlaşılıyor. Oysa cari yılın başında Türkiye savunma bakanlığının bütçesi 28.7 milyar TL. Olarak öngörülmüştü.

Bir süre önce Türkiye maliye Bakanı da bu ülkenin askeri giderlerinin arttığını belirterek bazı vergileri %50 kadar arttırılacağını açıklamıştı. Bakan açıklamasında ayrıca vergi gelirinden elde edilen fazla gelirin 2.2 milyar dolarını askeri giderlere tahsis edeceklerini de kaydetmişti.

Bilindiği üzere Türkiye’nin 2017 bütçesinde askeri alanda %11’lik bir artış öngörülerek ülkenin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışıldı. Şimdi ise askeri bütçede yeni artış bir yandan Türkiye’nin Güney sınırlarında güvenlik baskıları arttığı ve öbür yandan Ankara yönetimi yeni askeri alımlar yaptığı bir sırada gündeme geliyor. Nitekim her iki durum askeri bütçenin hızlı bir şekilde değiştirilmesini ve böylece TSK’ya mevcut tehditlere karşı gerektiği biçimde mücadele imkanı tanımasını gerektiren durumlardır.

Yine bilindiği üzere Kuzey Irak’ta illegal referandumun ardından da Ankara yönetimi Türkiye’ye yönelecek güvenlik tehditlerine karşı koymakta asla tereddüt etmeyeceğini açıklamıştı. Bu doğrultuda Ankara yönetimi söylediklerinde ciddi olduğunu göstermek için hemen Irak ile ortak sınırlarda askeri tatbikat başlattı. Öte yandan Türkiye ordusu Suriye topraklarındaki varlığını da takviye etmeye hazırlanıyor. Gerçekte Kuzey Irak’ta düzenlenen illegal referandumun sonuçları nerelere kadar uzanacağı bilinmediğinden, Türkiye ordusunun bu referandumun olumsuz etkilerine karşı koymak için her an teyakkuzda bulunması gerekiyor. Fakat Türkiye’de özellikle 2016 yılında ekonomik gerilemenin ardından vergilerin arttırılması halkın hoşnutsuzluğuna ve itirazlarına yol açabilir ve bu yüzden Türkiye yönetiminin daha hızlı bir şekilde İran ve Irak merkezi yönetimi ile birlikte Kuzey Irak’ın durumuna açıklık getirmesi gerekiyor.

Her halükarda Türkiye sınırlarında belirsizlik durumu bu ülkeye ağır askeri bedel dayatacak ve vatandaşların muhtemel itirazlarına yol açacaktır. Oysa her türlü güvenlik tehdidine anında ve uygun biçimde karşılık vermek hem Türkiye kamuoyunun desteğini kazanacağı ve ayrıca bölgede barış ve istikrara katkı sağlayacağı kesindir.