Türkiye-AB Terörizmle Mücadele İstişareleri Ortak Basın Açıklaması
(last modified Thu, 30 Nov 2017 07:10:28 GMT )
Kasım 30, 2017 09:10 Europe/Istanbul
  • Türkiye-AB Terörizmle Mücadele İstişareleri Ortak Basın Açıklaması

Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında dün Ankara'da yapılan "Terörizmle Mücadele İstişareleri"nde sürekli değişim gösteren terör tehdidiyle etkili mücadele amacıyla taraflar arasındaki mevcut iş birliğinin ileriye götürülmesinin öneminin vurgulandığı bildirildi.

Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan "Türkiye-AB Terörizmle Mücadele İstişareleri" hakkındaki ortak basın açıklamasında, istişarelerin dün Ankara'da gerçekleştirildiği anımsatıldı.

Söz konusu toplantının Türkiye ile AB arasındaki düzenli diyalog sürecinin bir parçasını teşkil ettiği ifade edilen açıklamada, "Görüşmelerde, terörizmin vatandaşlarımıza ve demokrasilerimize doğrudan tehdit oluşturmaya devam ettiğinin altı çizildi, sürekli değişim gösteren terör tehdidiyle etkili mücadele amacıyla Türkiye ile AB arasındaki mevcut iş birliğinin ileriye götürülmesinin önemi vurgulandı." bilgisi paylaşıldı.

İstişarelerde, Türkiye'yi, AB'yi ve üye devletlerini etkileyen terörle mücadele etmek için Türkiye ile AB arasındaki ikili iş birliğini geliştirme yönündeki güçlü iradenin ortaya konulduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Her iki taraf, diğer konuların yanı sıra bilgi paylaşımı, kolluk kuvvetleri ve adli makamların birlikte çalışmaları ile terörizmin finansmanının önlenmesi konularında iş birliğinin geliştirilmesi imkanlarının araştırılması hususunda görüş birliğine vardı. 

Ankara-AB heyetlerinin terörizmle mücadele meselesini masaya yatırmasına paralel olarak Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da AlmanyaCumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile telefon görüşmesi gerçekleştirerek, İran, Türkiye ve Rusya cumhurbaşkanlarının bir araya gelerek Suriye'de barış meselesini görüştükleri Soçi oturumu hakkında bilgi verdiği belirtiliyor.

Fakat işin aslına bakılırsa Türkiye-AB heyetlerinin Ankara'da bir araya gelerek terörizm meselesini masaya yatırması ve Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alman mevkiidaşını telefonda araması türkiye'nin başta Almanya olmak üzere AB ülkeleri ile ilişkilerini yeniden düzeltme ve rayına oturtma girişimidir.

AB birliğinin Türkiye'ya karşı küs ve hırçınlığından kaynaklanan ağır siyasi bedel Ankara yetkililerini AB kulübü makamlar karşısında müsamaha göstermeye itmiştir. Tüm bunlar ise öyle bir ortamda gerçekleşiyor ki Türkiye artık ana yasa değişiklik paketi referandumu döneminde yaşanan ülkeye egemen ağır siyasi atmosferin dışına çıkmış kendisi için AB'ye yeni bir rol biçme ve tanımlama gayreti içine girmiştir.

Bu senaryo elbette geride bıraktığımız Yaz ayı başından itibaren Türkiye yetkilileri tarafından gündeme alınmıştı. Öyle ki AB medyası taraflar arasında yapılan görüşmelerden her hangi bir sonuç çıkmasa bile AB liderleri ile Türkiye Cumhurbaşkanı arasında yapılan telefon görüşmelerini, Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir dönüm noktası olarak tanımlamışlardı.

Taraflar arasındaki ilişkiler bir takım insan hakları ve güvenlik meselelerinden ötürü bozulmuş ancak AB'yi, Suriye krizinden kaynaklanan sığınmacılar sorununun çözümlenmesinde Türkiye'ye muhtaç duruma getirmiş ve bu durum AB ülkeleri içerisinde en çok da Almanya'yı etkilemişti.

Aradan bir sürenin geçmesiyle şimdi Türkiye ve AB bir kez daha ikili işbirliğine ve ihtilafları gidermeye yönelmiş olup özellikle bu dönemde birbirlerinin beklentileri konusunda daha fazla malumata sahip bulunmaktalar. Bu da Erdoğan'ın Suriye krizinin çözümüne yönelik Soçi görüşmelerinin sonuçlarını Alman mevkiidaşına açıklaması zaruretini ortaya çıkarmış ve Ankara ikili ilişkilerin rayına oturtulması ve terörizmle mücadelede ortak işbirliği konusunda AB heyetine ev sahipliği yapmıştır.

Tüm bunlara rağmen halen şu soru kafaları kurcalamakta ki acaba geleceğin tahmin olunamayan yeni şartlarında Türkiye yönetimi liderleri kendi sorumluluklarına bağlı kalacaklar mı yoksa iktidarda kalma pahasına ve yeni şartları ülkenin genel çıkarlarına tercih mi edecekler. Özellikle taraflara egemen olan mevcut şartlarda taraflardan hiç biri karşılıklı ilişkiler ve Ortadoğu siyaset arenasında kaybeden taraf olmak istemiyor. Ve işin ilginç yana bu taraflardan her biri Ortadoğunun cari gelişmelerinde almış oldukları yenilgiyi örtbas etmek için terörizmle mücadelede mevzii arkasına saklanmış olmalarıdır. Nitekim Türkiye ile AB terörizmle mücadele ortak bildirisini bir de bu açıdan değerlendirmek gerekir.