Kalın'dan Kudüs açıklaması: Tehdit ile diplomasi yürütülemez
(last modified Tue, 26 Dec 2017 03:39:34 GMT )
Aralık 26, 2017 05:39 Europe/Istanbul
  • Kalın'dan Kudüs açıklaması: Tehdit ile diplomasi yürütülemez

Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kudüs'ün ırkçı İsrail'in başkenti olarak tanınması kararının Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda reddedilmesine temas ederek ''Kudüs kararının, tüm dünyayı birleştirdiğini belirtti ve "tehdit ile diplomasi yürütülemez" dedi.

Türkiye Cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın, ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı almasının ardından yaşanan süreci değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın, “Kudüs yalnız değildir” başlıklı yazısında, BM Genel Kurulu’nda karara karşı çıkan devletlerin gösterdiği iradeyi övdü. İsrail’in benimsediği işgal, korkutma ve mülksüzleştirme politikasını sürdürmesinin artık mümkün olmadığını belirtti.

Yazısında, 21 Aralık'ta BM Genel Kurulu'nda tarihi bir gün yaşandığını anımsatan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, üyelerin büyük çoğunluğunun Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyan tek taraflı ABD kararını reddederek, tüm devletlere "Kudüs ile ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarına uyma ve bu kararlara aykırı hareket ve adımlardan kaçınma" çağrısında bulunduğunu belirtti. 

Genel Kurul'un aldığı kararla, "Kudüs şehrinin karakterini, statüsünü veya demografik yapısını değiştirdiğini iddia eden tüm karar ve adımların hiçbir yasal geçerliliği bulunmamaktadır. Bunlar hükümsüzdür ve ilgili BMGK kararları uyarınca geri çekilmeleri gerekir." ifadelerinin kullanıldığını aktaran Kalın, "Genel Kurul ayrıca tüm devletlere 'BMGK'nın 1980'de kabul ettiği 478 sayılı karar uyarınca Kudüs'te diplomatik misyon açmayın.' çağrısında bulundu. Böylece İsrail ve ABD'ye Kudüs ile ilgili attıkları tek taraflı adımların yasadışı ve hükümsüz olduğunu söyleyerek uluslararası toplumun gelişmeleri takip edeceğini hatırlattı." değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, Trump yönetiminin bir yandan İsrail'e açık çek vererek, diğer yandan dürüst bir arabulucu olduğunu iddia edemeyeceğini, tehditler savurup, şantaj yaparak Filistinlilerin veya Müslüman dünyasının güvenini kazanamayacağını,ırkçı  İsrail'in yanında saf tutarak yeni bir barış sürecinde mesafe alamayacağını belirtti.