Riyad ve Doha arasında yeni söz düellosu

Arabistan ve Katar yetkilileri arasında söz düellosu bir kez daha tırmanmaya başladı.

Son günlerde Amerika yönetiminin Arabistan ve kadar arasında arabuluculuk yaptığı yönünde medyada bazı haberler çıktığı bir sırada ve özellikle bu iki ülkenin Amerika ile ilişki biçimleri ve niteliği yüzünden Arabistan ve Katar arasında gerginliğin hafifleyerek gerilemesi bekleniyordu.

Aslında bu gerginlik 5 Haziran 2017 tarihinde ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Riyad ziyaretinden sonra başladı. Ancak Suud veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın Kahire’deki açıklaması bir kez daha iki taraf arasındaki gerginliği doruk noktasına ulaştırdı. Suud veliaht prensi katarı’ı küçük bir devlet ve Katar krizini de küçük bir mesele niteledi ve hiç bir önem arzetmediğini ve Suud rejiminden herhangi bir Bakan, Katar krizini çözümleyebileceğini vurguladı.

Suud rejiminin veliaht prensi Muhammed bin Salman’ın bu sözlerine tepki gösteren Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman şöyle dedi: Suud rejimi elebaşılarının iddia ettiklerinin aksine Riyad Katar dosyası ile şiddetle uğraşmaktadır. Katar küçük bir ülkedir, ama aynı zamanda akıllıdır ve vatandaşlarını ve bu ülkede yaşayan insanları önemsemektedir.

Aslında ne zaman devletlerin arasındaki edebiyatta diplomatik diyalog yeyrine siyasi hakarete bırakırsa, bir ülkenin bir başka ülkeye karşı öfkesi anlaşılır. Kuşkusuz Muhammed bin Salman’ın Mısır’da Katar hakkında sarfettiği sözler, Riyad yetkililerinin Katar krizinden duyduğu öfkeyi yansıtmaktadır.

Öte yandan Katar Dışişleri Bakanı’nın da “Riyad Katar dosyası ile şiddetle uğraşmaktadır ve bu yüzden tüm oturumlarda ve konuşmalarında Katar dosyası hakkında görüş beyan etmektedir” demesi de Riyad’a Doha ile ilişkilerde bu krizin devam etmesi ne kadar bu ülkeyi öfkelendirdiğini ve bu denli kendini bu dosyaya kaptırdığını ortaya koymaktadır.

Öte yandan Riyad ve Doha yetkilileri son açıklamalarında birbirinin yumuşak karnına basmış oldu. Katar’ın en büyük yumuşak karnı, küçük ve nüfusu az olan bir ülke olmsadır. Katar’ın nüfusu 2.2 milyon kadardır, üstelik bu nüfusun ancak yedide biri aslen Katarlı sayılır. Bu arada Katar’ın İran ve Arabistan gibi bölgenin iki büyük ülkesinin arasında yer alması bu zafiyeti daha da belirgin hale getiriyor.

Gerçi Muhammed bin Salman bu zafiyeti hatırlatarak Katar’ı aşağılamaya çalıştı, ama aynı zamanda da bu ülke ile müzakere etmek istemediğini ve Katar’a yukarıdan baktığını gösterdi.

Katar Dışişleri Bakanı ise Arabistan’ın insan hakları ihlallerinin üzerine vurgu yaparak bu ülkenin yumuşak karnına basmış oldu. Gerçekte bu durum, İngiltere halklı Muhammed bin Salman’ın Londra ziyareti sırasında düzenledikleri protesto eylemlerinde üzerinde duracak kadar belirgindir.

Her halükarda Katar ve Arabistan arasında krizin devam edeceği ve kısa vadede bu kriz için çözüm beklememek gerektiği anlaşılıyor.