Suudi Koalisyonun Amerika Himayeleri Sayesinde Cinayetlerine Devam Etmesi
Yemen Ensarullah Halk Hareketi Sözcüsü Muhammed Abdüsselam Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2451 sayılı kararından Suudi Koalisyonunun işlediği cinayetlerin faillerinin araştırılması ve sorgulanması ile ilgili maddenin silinmesini kınadı.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı Güvenlik Konseyi 2451 sayılı kararına göre Suudi Arabistan'ın Yemen'de işlediği cinayetlerinin faillerinin araştırılması öngörülmüştü. Ancak Amerika bu konuda Suudi Arabistan'ı destekleyerek bu konuyu, BMGK kararından sildirdi. Bu karar silinmeseydi Alı Suud'un uluslararası mahkemelerde savaş suçlarından dolayı yargılanmasına yol açabilirdi.
Yemen Ensarullah Hareketi Müzakere Heyeti Üyesi Abdülmelik El Gacrî Amerika'nın Suudi Koalisyonunun yandaşlığını yapmasına tepki olarak şöyle bir açıklamada bulundu:" Suudi Koalisyonunun Yemen'de işlediği cinayetlerin faillerinin araştırılması ile ilgili bendin BMGK kararından silinmesi, Washington'un Alı Suud'un cinayetlerinde ortaklık yapması anlamına gelir."
BMGK 2451 kararı, uluslararası toplumun İsveç barış müzakerelerinin sonuçlarını desteklemesi doğrultusunda onaylanan bir karardı. Bu çerçevede Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Cuma günü bir karar çıkartarak İsveç'in başkenti Stockholm'da gerçekleştirilen Yemenli gruplar arasındaki görüşmelerin ön anlaşmasını onaylamıştı.
Bu karar, Birleşmiş Milletler Teşkilatı Genel Sekreteri Antonio Guterres'e Stockholm anlaşmasının uygulanması ve bu sürecin Yemen'de denetlenmesi için verilen izin niteliği taşımaktadır.
Yemen barış müzakerelerinin 4'üncü etabı yaklaşık 15 gün önce Birleşmiş Milletler Teşkilatı Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths'in arabuluculuğu ile İsveç'in başkenti Stockholm'da başladı. Bu görüşmelerde, Ensarullah Hareketi temsilcileri ve istifa etmiş hükümetin temsilcileri bir hafta süren müzakerelerinin ardından El Hudey'de limanında ateşkes ilan edilmesi gibi anlaşmalara varmışlardı.
Ancak bu anlaşmalar da Suudi Koalisyonunun Yemen'deki cinayetlerinin önünü kesmeye yetmemiştir. Bu koalisyon cinayetlerinin devamında Suudi savaş uçakları aracılığı ile Cuma günü El Cuf eyaletindeki yaralıları taşıyan iki ambulansı görev sırasında hedef aldılar.
Saldırgan Suudi Koalisyonu savaş uçakları son günlerde defalarca El Hudeyde gibi Yemen'in farklı noktalarını bombalamış ve bu şehirdeki ateşkesi ihlal etmiştir. Şimdiye dek Yemen savaşının bitirilmesi için birçok defa siyasi hareketlenme başlamıştır ancak her defasında Suudi Arabistan ve ortaklarının oyunbozanlığı ile işler çıkmaza girmiştir.
Saldırgan Suudi Koalisyonu ve hamilerinin böyle sinsi girişimlerden hedefi, gerçekleri çarpıtarak Yemenli tarafları savaşın devam etmesinden kabahatli göstermesi ve böyle bir ortam hazırlayarak onları teslim olmaya ve taviz vermeye zorlamasıdır.
Operasyonel ve savaş meydanlarında Yemen'i teslim olmaya zorlamakta başarısız kalan Suudi Koalisyonu, siyasi müzakereler ve barış görüşmeleri kapsamında kendi sultacı siyasetlerini Yemenlileri empoze etmek peşindedir. Bu yüzden onlar, Birleşmiş Milletler'in Stockholm barış müzakerelerini destekleyen kararındaki maddeleri değiştirmek, azaltmak veya yeni maddeler eklemek ile pratikte bu koalisyonun mağlubiyet belgesi sayılan bu anlaşmayı, eksik bir şekilde veya istedikleri şekilde uygulanmasını istiyorlar.
İşte bu sinsi hedefler çerçevesinde, Ensarullah ve Yemen Ordusunun Stockholm anlaşmasına bağlı kalarak askeri girişimleri durdurmasına rağmen Suudiler, BAE ve paralı askerleri hala havadan ve karadan saldırılarına devam etmektedirler. Bu da barış müzakerelerinin açık bir ihlali sayılmaktadır.
Böyle bir ortamda Amerika, Suudi Koalisyonunun Yemen'deki cinayetlerinin devam etmesi için zemin hazırlayarak bu koalisyonun cinayetlerinin faillerinin araştırılmasını engelleyerek Suudiler için güvenli bir ortam yaratmak istiyor.
Böyle bir davranış ve tutum, uluslararası kamuoyu nezdinde Washington'un da Suudi Koalisyonunun Yemen aleyhindeki cinayetinde suç ortağı olması kanısının yaranmasına neden olmuştur.