Ocak 15, 2019 13:02 Europe/Istanbul
  • Diplomatik heyetlerin dönüşü; Suriye’nin siyasi zaferi

Son günlerde Suriye’nin başkenti Şam bir çok siyasi ve diplomatik heyete ev sahipliği yapıyor. Bu durum terörle yedi yıl boyunca savaşan Beşar Esad yönetimi için büyük bir zafer şeklinde değerlendiriliyor.

Suriye’de Mart 2011’de kriz projesinin düğmesine basıldığında, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve hükümetinin düşmanları ve destekledikleri teröristlerin bir tek hedefi vardı: Beşar Esad iktidarına son vermek.

Bu uğurda başta ABD olmak üzere bazı Avrupa ülkeleri ve bölgedeki bazı gerici Arap rejimleri ve en başlarında S. Arabistan ve BAE ve özellikle korsan rejim İsrail tüm kapasitelerini seferber ederek kiralık teröristlere sundular. Bu zümrenin biraz önce de belirtildiği üzere tek hedefi vardı ki o da Suriye’nin yasal yönetimini devirmekti, ancak direniş ekseni bu senaryoyu bozguna uğrattı.

 

Şimdi Suriye’ye dayatılan bu krizin ve savaşın üzerinden yedi yıl geçtiği bir sırada iki önemli hadise daha şekilleniyor. İlk gelişme, bazı Arap ülkelerinin Şam’daki büyükelçiliklerini açma çabaları ve buna paralel olarak Arap ve Afrika liderlerinin art arda Suriye’yi ziyaret ederek bu ülkenin Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüşmeleridir.

Suriye’de ikinci önemli hadise ise, Amerikalı askerlerin bu ülkeden çekilme kararıdır.

 

 

Amerika Başkanı Donald Trump 19 Aralık 2018 tarihinde Suriye’de işgal gücü olarak bulunan iki bin kadar Amerikalı özel kuvvetin Suriye topraklarından çekileceğini açıkladı. Gerçi bu geri çekilme süreci ilkin 30 günde tamamlanacağı açıklandı, ancak daha sonra Trump’ın kararına yöneltilen eleştirilerin yüzünden bu sürenin 120 günde olacağı belirtildi.

 

Siyaset meseleleri uzmanları ve stratejik etüt merkezleri Amerika Başkanı Donald Trump’ın Suriye’deki askerlerini geri çekme kararını beyaz sarayın stratejik hezimeti ve Suriye devleti ve müttefiklerinin sahada zaferi şeklinde değerlendirdi.

Bu doğrultuda İran milli savunma yüksek akademisi Başkanı General Ahmet Vahidi şöyle konuştu: Amerikalı askerler ister Suriye’de kalsın ister çekilsin, hezimete uğramıştır. Bugün Amerika’nın Suriye’de rolü, kaçıncı elden rol sayılır ve bu yüzden ne kadar çabuk Suriye’den çekip giderlerse kendilerinin onuru için daha iyidir.  İran milli savunma yüksek akademisi Başkanı General Vahidi, İran press haber ajansına verdiği özel mülakatta da Amerikalı askerlerin Suriye’den çekilmesi veya kaçması Ortadoğu bölgesinde direniş tezi için büyük bir başarı sayıldığını vurguladı.

 

Amerika’nın National Interest sitesi de şu yorumda bulundu: Amerika’nın Suriye’den ne kadar sürede çekileceği bir yana, Amerika’nın Suriye’de stratejisi hezimete uğramıştır. Amerika’nın Suriye’de politikasının yenilgiye uğraması, hem de tam beş yıl çeşitli düzeylerde ve şiddetlerde Suriye savaşına katılmasına rağmen, çok hızlı ve şaşırtıcı olmuştur. Bu yenilgi, Amerika’nın görevden alınan dışişleri eski Bakanı Rex Tillerson Ocak 2018’de yaptığı açıklamada, Amerikalı askerlerin Suriye’de sadece Beşar Esad yönetimine baskı uygulamak amacıyla kalmayacağını ve aynı zamanda İran’ın Suriye’deki mevzilerini takviye etmesine mani olacağını belirttiği halde yaşanmıştır. Bu sözlerin bugün gerçeklere uymadığı ortaya çıkmıştır ve Amerika yönetimi askeri giderlerinde tasarrufa gitmek ve bu giderleri başta Suud rejimi olmak üzere Arap rejimlerine yüklemek için sonunda Suriye’den çekilecektir.

 

Şimdi Suriye’de son dönemde askeri sahada yaşanan gelişmelere ve dengelerin Şam yönetimi ve direniş ekseninin lehine ağır basmaya başlamasına paralel olarak bu ülkede siyasi ve diplomatik arenalarda da gelişmelerin ivme kazandığı ve başkent Şam, direniş söyleminin zaferi sayesinde siyasi ve diplomatik istişarelerin merkezine dönüştüğü gözleniyor. Bu çerçevede Suriye ile ilişkileri düzeltme çabaları, BAE Şam’daki büyükelçiliğini yeniden açmasından sonra aleni hale gelmiştir. Nitekim hemen sonra Bahreyn rejimi de Suriye’deki siyasi temsilciliğini yeniden aktifleştirdiğini açıkladı.

 

 

Bu gelişmelerin devamında Kuveyt yönetimi de yakında Suriye büyükelçiliğini açmayı planladığını açıkladı. Öte yandan Ürdün parlamentosunda milletvekilleri de Amman yönetiminden Suriye ile diplomatik ilişkileri yeniden başlatmasını ve Ürdün büyükelçisinin Şam’a geri dönmesini talep ettiler. Ürdünlü milletvekilleri Suriye ile ilişkileri, krizden önceki döneme dönmesini isteyerek, Şam ve Amman arasındaki ilişkilerin güçlenmesi iki ülkenin lehine olacağını vurguladılar.

 

Bilindiği üzere, Ürdün yönetimi Suriye krizi başladığı günden beri, S. Arabistan ve BAE’nin baskıları yüzünden Şam yönetimi ile ilişki seviyesini düşürdü. Suriye’de Mart 2011’de krizin dayatılması ile birlikte bazı Arap ülkeleri Suriye ile diplomatik ilişkilerini keserek, Şam’daki büyükelçiliklerini  kapattılar. Şimdi ise Amerika elebaşılığındaki Arap Batı ittifakının Suriye’ye yönelik komplosu bozguna uğradığı anlaşılınca, bölgedeki gerici Arap rejimleri Şam yönetimi ile ilişkilerini yeniden başlatmak ve büyükelçilerini yeniden açmak için adeta yarışa girdiler.

 

 

Bu sürecin başlarında 16 Aralık 2018’de Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir Suriye’yi ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüştü ve böylece bu sürecin düğmesine bastı. Şimdi de Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Veled Abdulaziz’in Suriye’yi ziyaret edeceğinden söz ediliyor. Bu ziyaretlerin Arap birliğinin de Suriye’nin bu birliğe yeniden geri dönmesine yeşil ışık yakmasına denk gelmesi de Suriye’nin Arap dünyasının siyasi denklemlerinde eski konumuna kavuşmakta olduğunu gösteriyor.

 

 

Tunus cumhurbaşkanlığı sarayından güvenilir bir kaynak, Arap liderlerin Suriye’nin Arap birliğine geri dönmesini istediklerini açıkladı. Lübnan’ın El Meyadin TV kanalı da şöyle bir haberi yayımladı: Görünen o ki Arap ülkeleri Suriye’nin Arap birliğinde üyeliğini askıya alarak oluşan boşluğu doldurmak için aciz kaldılar ve şimdi bu boşluğu doldurmak için Suriye’nin üyeliğinin askıya alınmasına son vermek istedikleri anlaşılıyor.

El Meyadin kanalına konuşan güvenilir kaynaklar ise şöyle dediler: Arap birliği genel kuruluna üye ülkeler daimi temsilcileri düzeyinde bir kez daha Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkilerine yeniden başlamasına müsaade edecekler, fakat Suriye’nin ne zaman Arap birliğine geri döneceği konusunda henüz bir uzlaşma sağlanmış değil.

 

Katar’ın El Şark gazetesi de geçenlerde şöyle yazdı: başta S. Arabistan olmak üzere Arap birliğine üye ülkelerin Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile ilişkileri yeniden başlıyor.

Gazete şöyle devam etti: Arap birliğinin Tunus’un ev sahipliğinde Mart 2019’da düzenleyeceği zirve, önemli bir zirve olacak ve büyük ihtimalle bu zirvede Suriye’nin Arap birliğine geri dönmesi hakkında karar alınacak.

 

Tunuslu politikacı Muhsin Marzuk da El Meyadin TV kanalına verdiği demeçte, Tunus Cumhurbaşkanı Suriyeli mevkidaşı Beşar Esad’ın Tunus’a gelmesini olumlu karşıladığını belirterek şöyle dedi: Suriye devleti dünyanın 85 ülkesinden gelen teröristlerle savaşta zafer kazanmıştır.

Öte yandan Arap ülkelerinin Suriye ile ilişkilerini yeniden başlatma çabaları ve bu ülkeyi Arap birliğine geri getirme gayretlerine paralel olarak, Suriye Dışişleri Bakanlığı da bu yöndeki girişimleri olumlu karşıladığını açıkladı.

 

 Suriye Dışişleri Bakanı Yardımcısı Faysal Mikdad, bazı Arap ülkelerinin Suriye’yi yeniden Arap birliğine geri getirme çabalarını olumlu karşıladıklarını belirterek bu birlikte cari sürecin ıslah edilme zaruretine vurgu yaptı. Dışişleri Bakanı Yardımcısı Mikdad, Arap birliğinde Suriye olmadan Arap ülkelerinin hiç bir ortak uygulaması başarılı olamayacağını belirtti.

 

Şimdi Arap ülkelerinin Suriye’nin başkenti Şam’da diplomatik merkezlerini yeniden açma çabaları başlaması ve Suriye’yi Arap dünyasının kucağına geri getirmek istemeleri, bir ülkenin siyasi nizamı zorla ve savaşla değişmeyeceğini ortaya koyuyor. Suriye’de yedi yıl savaş bu ülkede yıkım ve ölüm ve insanların perişanlığından başka hiç bir getirisi olmadı. Hal böyleyken, Suriye’de teröristlere destek veren ülkelerin şimdi bu durumdan doğrudan sorumlu oldukları açıkça ortadadır.

 

 

 

Etiketler