Amerika'nın Bachelet'nin İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine atanmasına muhalefeti
(last modified Fri, 01 Feb 2019 05:25:59 GMT )
Şubat 01, 2019 07:25 Europe/Istanbul
  • Amerika'nın Bachelet'nin İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine atanmasına muhalefeti
    Amerika'nın Bachelet'nin İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine atanmasına muhalefeti

Amerika basınından Foreign Policy yaptığı ifşaatta Michelle Bachelet'in BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine atanmadan önce Washington'un bu atanmayı engellemeye çalıştığını, fakat bunda başarısız olduğunu yazdı.

Bilindiği üzere insan hakları yüksek komiserliği, BM'nin en yüksek organı ve uluslararası insan hakları alanında en yüksek merci olarak ağır sorumlulukları bulunuyor; bölgesel kurumlar ve hükümetlere istişare hizmetleri vermek, işibirliği ve teknik yardımlar bu görev ve sorumluluklardan bazılarıdır.
Üniversite hocası sn. Mehdi Zakerian insan hakları yüksek komiserinin, insan haklarının desteklenmesi ve yayılması bağlamında, BM tüzüğü çerçevesinde, insan hakları evrensel bildirgesi çerçevesinde, insan hakları ve uluslararası hukuk ile ilgili uluslararası diğer araçlar ile insan haklarının yayılması ve desteklenmesi doğrultusunda adım atması gerektiğini belirtiyor.
İnsan hakları yüksek komiserinin uhdesinde bulunan görevler nedeni ile bir çok ülke ve özellikle büyük güçler, yüksek komiserin seçilme sürecine ciddi müdahalede bulunmak istiyorlar. BM genel kurulu eylül 2018'de Şili eski cumhurbaşkanı Michelle Bachelet'nin BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine atanmasını kabul etti, böylece Bachelet, eylül 2014'ten itibaren 4 yıl boyunca bu görevde olan Zeid Raad el-Hüseyin'in yerine geçerek göreve başladı.
Foreign Policy Amerika'nın Bachelet'nin atanmasını engellemek için büyük çaba harcadığını ifşa etti; fakat Amerika'nın neden böyle bir çabaya girdiği ise kafalarda soru işaretleri uyandırdı.
Görünüşe göre Amerika'nın bu atanmaya karşı en büyük muhalefet sebebi, Bachelet'nin Siyonist rejim ile ilgili görüşüdür. Hiç şüphesiz Siyonist rejim dünyada en büyük insan hakları ihlalcisidir. Korsan rejim, devlet terörizmin sembolüdür. İsrail rejimi 2006 yılından itibaren Gazze şeridine sıkı ve yoğun ambargo uygulaması nedeni ile bölgeyi dünyanın en büyük açık hava hapishanesine çevirmiştir; buyüzden Gazze halkı dünyada en büyük insani facialardan biri ile karşı karşıyadır.
Hali hazırda Siyonist rejim Gazze halkını yaralamak ve ya hatta öldürmekten hiç çekinmiyor, nitekim 30 mart 2018'den itibaren başlayan geri dönüş yürüyüşlerinde şimidiye kadar 262 Filistinliyi şehit ederken en az 27 binini de yaralamıştır. Siyonist rejimin en büyük destekçisi olan Amerika aslında işgalci rejim tarafından işlenen cinayetlere de ortaktır; tabi ki bu konu Bachelet'nin atanmasından önce de sergilediği tutumunda açıkça göze çarpıyordu.
Bu bağlamda Foreign Policy dergisinde Colum Lynch Washington'un bu bağlamdaki çabalarına işaretle, "Bachelet'nin Latin Amerika ve İsrail ile ilgili eski tutumları, Amerika tarafından hoş karşılanmadı ve Donald Trump onun bu konuma atanmasını engellemeye çalıştı" şeklinde yazdı.
Fakat Amerika'nın tüm çabaları sonuç vermedi ve Bachelet 4 yıllık bir süre için BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri olarak görevi üstlendi; bu olay Amerika yönetimi ve Washington'un BM dönem temsilcisi Nikki Haley'nin tepkisi ile karşılaştı./