Mescid-i Aksa’ya Yönelik Komploların Perde Arkası
(last modified Fri, 22 Feb 2019 05:14:22 GMT )
Şubat 22, 2019 07:14 Europe/Istanbul
  • İsmail Heniye
    İsmail Heniye

Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS’ın siyasi büro başkanı İsmail Heniye yayımladığı bildiride bugünü Filistin milletinin Mescidi Aksa’yı savunmaya yönelik bu kutsal mekana doğru hareketi günü olarak belirleyip, Filistin milletinden yan yana Mescidi Aksa’yı korumak ve savunmak için saflar oluşturmasını istedi.

HAMAS Siyasi Bürosu Başkanı açıklamasında şunları kaydetti:" İşgal altındaki Kudüs ve Mescidi Aksa’daki Siyonistlerin girişimleri ve onların Mescidi Aksa’daki kurumların ve Bab-ür Rahme kapısını kapatması gibi girişimler onların yeni bölmeleri dayatmak istediğine dair hedeflerini ve böylece tedricen bu camii sultaları altına alma isteğini gösteriyor.

İsmail Heniye sözlerinin devamında “ Siyonistlerin Mescidi Aksaya karşı başlattıkları yeni ve tehlikeli saldırıları Varşova konferansından sonra gerçekleşti. Çünkü İşgalci Rejim bu konferans aracılığı ile Arap ülkesi ve Siyonist İsrail rejimi arasındaki normalleşme sürecindeki engellerin zayıflayacağını zannediyordu.” diye konuştu.

Varşova Konferansının en önemli hedeflerinden biri de Direnişi bölgede zayıflatmak, Arap ve Siyonist İsrail Rejimi arasındaki normalleşme sürecinin Amerika ve Siyonist Rejimin Ortadoğu’ya musallat olma planları doğrultusunda uygulanması idi.

Direniş Eksenin bölgede günden güne artan gücü ve bölge halklarının Amerika’nın komplolarına karşı anlamlı varlığı bu komploları ve tezgahları tek tek yenilgiye uğratıyor. Ancak halihazırda Amerika komplolarının Amerika’nın uluslararası arenada oluşturduğu yeni ortam kapsamında daha  geniş çaplı bir şekilde uygulanmak isteniyor.

Filistinliler ve Müslümanların bu komplolara karşı daha duyarlı  olması zaruridir. Aslında Varşova Konferansı da Amerika’nın Siyonist Rejim’e İslam dünyasındaki komplolarını daha da şiddetlendirip bu çerçevede Mescidi Aksa’yı  sultası altına alabileceğine gösterilen yeşil ışık olarak değerlendirilmelidir.

Siyonist Rejimin bölgedeki komplolarının yeni turu Mescidi Aksa’yı zamansal ve mekansal olarak bölge çerçevesinde ve bu rejimin yayılması siyasetlerinin sinsi bir şekilde yürütülmesi kapsamında hayata geçirilmek isteniyor.

Son yıllarda Mescidi Aksa’nın zamansal ve mekansal olarak bölünmesi geçmişe göre daha fazla Siyonist Rejim makamlarınca güdülen bir hedef haline gelmiştir. Şimdi ise Siyonistlerin bu mekandaki varlığının zamansal olarak artması ve yine bu kutsal İslami mekana sahip olma çabaları Filistin Milletinin haklarının Siyonist Rejim tarafından ihlalinin şiddetlenmesi anlamına geliyor.

Siyonist Rejim bir yıl içerisinde yaklaşık 200 gün Müslümanların bu kutsal mekana girmesine müsaade etmiyor. Mekansal anlamda da Siyonist Rejim iddiaları ile Mescidi Aksa’nın avlularının yüzde 60’ı aşkın bir miktarı Siyonistlere ayırmak istiyor.  

Halbuki 1994 yılında Ürdün ile Siyonist Rejim arasında imzalanan anlaşmaya göre Siyonistlerin Mescidi Aksa alanında ibadet etmesi yasaklamıştı..

UNESCO ise çıkardığı karar ile Yahudilerin Kudüs’te bulunan kutsal mekanlar özellikle de Mescidi Aksa ile tarihi, dini veya kültürel bir bağları olduklarını reddedip Mescidi Aksa’yı  Müslümanların kutsal mekanı olarak nitelendirdi.

Mescidi Aksa, Beyt-ül Mukaddes’te bulunan İslam-Filistin hüviyetinin en önemli sembolü olarak her zaman Siyonist Rejimin yıkıcı girişimlerine maruz kalmıştır. Tüm bunlara rağmen Filistin halkı da Siyonist Rejimin İslami kutsal mekanlara karşı girişimlerini kabul etmeyeceklerini ve buna dayanamayacaklarını gösterdiler.

Son yıllarda Filistinli çevrelerin yeni intifada, Yeni Kudüs İntifadası veya 3’üncü intifada olarak da adlandırdığı Kudüs’ü destekleyen Siyonist karşıtı protesto gösterilerinin artması da bu gerçeği onaylayacak niteliktedir.