Riyad Anlaşması ve Sonuçları
Müstafi Mansur Hadi hükümeti ve Yemen Güney Geçiş Konseyi geçen gün Suudi Arabistan başkenti Riyad'da Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman'ın katılımı ile mutabakat anlaşması imzaladılar.
İnişli çıkışlı uzun bir sürenin ardından, müstafi Yemen hükümeti ve Yemen Güney Geçiş Konseyi, ihtilafların azaltılması konusunda anlaşmaya vardılar. Yemen cumhurbaşkanlık sarayının Geçiş Konseyi güçleri tarafından işgal edilmesine yola açan müstafi hükümet ve Yemen Güney Geçiş Konseyi ihtilafları, Riyad'ın çatışan taraflar arasında anlaşma sağlamaya çalışmasının asıl nedeni idi.
Gerçekte ihtilafların ve çatışmaların artması ile bir taraftan Arabistan müstafi Yemen hükümeti tarafından baskıya alındı ve bir taraftan da Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri koalisyonu tamamen bir yenilgi ile karşı karşıya geldi. Bu yüzden Riyad ve Abu Dabi Yemen’in güney bölgelerinde kendilerine bağlı Yemenlilerin ihtilaflarını müzakere yolu ile çözmeye çalıştılar.
Riyad anlaşmasına göre tüm askeri ve silahlı güçler Mansur Hadi hükümeti savunma bakanlığı tarafından komuta edilecek; tarafların bir birlerine karşı medyatik provokatif faaliyetleri durdurulacak, Yemen Güney Geçiş Konseyi Ensarullah ile müzakerelere katılacak ve Riyad anlaşmasından 30 gün sonra 24 bakanlı hükümet kurulurken, bakanlıklar Kuzeyliler ve Güneyliler arasında eşit şekilde paylaşılacaktır.
Gerçi anlaşma sonucu Yemen Güney Geçiş Konseyi, Yemen’in müstafi hükümetine katılmasına müsaade edilmiştir fakat anlaşma bir çok çelişki ile doludur.
İlk mesele tarafların farklı stratejik öncelikleridir. Yemen’in müstafi hükümeti ülkenin birliğine vurgu yaparken Yemen Güney Geçiş Konseyi Güney bölgelerinin kuzeyden ayrılmasını istiyor.
İkinci mesele ise Güney Geçiş Konseyi ve Mansur Hadi hükümeti arasında güvensizlik duygusunun hakim olmasıdır. Böyle bir durumda Güney Geçiş Konseyi güçlerinin rahat bir şekilde Mansur Hadi hükümeti savunma bakanlığına katılması da pek muhtemel görünmüyor. Öbür yandan da Mansur Hadi'nin sözü edilen kabineyi bir ay kadar az bir sürede kurması da pek mümkün görünmüyor.
Üçüncü mesele ise Yemen'in Güneyindeki kimi önemli siyasi gruplar ve şahsiyetlerin Riyad müzakerelerine katılmamayı tercih etmesidir. Bu doğrultuda Bu çerçevede el-Sokotra ve El Muhre Meclisi Başkanı Şeyh Abdullah bin İsa Al-i Afrar, Suudi Ordusu Genelkurmay Başkanı Fahad bin Türki Abdülaziz'in Riyad müzakerelerine çağrısını reddetti. Şeyh Abdullah bin İsa Al-i Afrar bunun sebebini ise Güney siyasi grupları arasında bu meclise adil bir payın düşmemesi idi. Buna paralel olarak Sokotra takımadası halkı da, Birleşik Arap Emirliğinin varlığından rahatsızlığını da son dönemde açıkça ortaya koymuştur.
Dördüncüsü ve en önemli mesele de özellikle müstafi hükümet başta olmak üzere Suudi Arabistan'a güvenilmemesidir. Müstafi hükümetin kimi üyeleri, Aden'de cumhurbaşkanlık sarayının Güney Geçiş Konseyi güçleri tarafından işgali sırasında Suudi Arabistan'ı ağır eleştirdiler. Riyad anlaşmasının imzalanmasının ardından da Mansur Hadi bürosu başkanı ve Islah Partisinin tanınmış isimlerinden Abdullah El Alimi de paylaştığı Tweet'inde dolaylı bir şekilde Suudi Arabistan'ı bu anlaşmanın uygulanmasında gerekli azim ve iradeye sahip olmamakla suçladı.
Müstafi Hadi hükümeti Ulaştırma Bakanı ve Riyad anlaşmasının önemli isimlerinden Salih El Cebvani de ironik bir şekilde Hadi'ye hitaben, "Yakın zamanda Yemen'den gayrısına sırtını yaslayan herkes zarar görecek.” Yazdı.
Bu koşullar altında ise Riyad anlaşmasının kısa süre içerisinde uygulanmasının pek mümkün olmadığı ve Yemen Güneyindeki çatışmaların da devam edeceği söylenebilir./