Hazar Denizi'nde enerji üretiminden kaynaklanan tehditler ve zararlar
(last modified Mon, 06 Apr 2020 12:59:04 GMT )
Nisan 06, 2020 15:59 Europe/Istanbul
  • Hazar Denizi'nde enerji üretiminden kaynaklanan tehditler ve zararlar

Bakü yönetimi Hazar Denizi'nde doğalgaz ve petrol üretim miktarını arttırdığını duyurdu.

Azerbaycan Cumhuriyeti bakanlar kurulu yeni raporunda, bu ülkenin 2019'de Hazar Denizi'nde doğalgaz üretimini 35.6 milyar metreküpe çıkararak, yeni bir rekora imza attığını duyurdu.

Bakü yönetimine bağlı kurumlar tarafından son aylarda yayınlanan raporlar ve yapılan açıklamalar, son 17 senede, bu ülkenin Hazar Denizi'nde doğalgaz üretim miktarını 7 kat arttırdığını gösteriyor. Ancak İlham Aliyev yönetiminin Hazar Denizi'ndeki petrol ve doğalgaz üretimi bu mali alanın çevresi ve ekosistemine ciddi zarar vermektedir. Hatta Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bu denizdeki enerji üretiminden kaynaklanan gelirleri, Hazar Denizi'nin çevresi ve ekosistemine verdiği zarar ve tahribat miktarına denk gelmektedir. Easında Hazar Denizi'ne kıyıdaş ülkeler olarak Rusya, Kazakistan, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Türkmenistan, Hazar Denizi'nde Hazar Denizi kaynaklarını azami biçimde tüketerek, kendi kalkınma ihtiyaçlarını gidermekle birlikte, ekonomik sorun ve sıkıntılarının tamamını buradan elde ettiği gelirle karşılamaya çalışıyorlar.

Bilindiği üzere Soyvetler Birliği dağıldıktan sonra 1991 yılından sonra, Hazar Denizi'nde durumun kriz noktasına ulaştığı için kıyıdaş ülkeler olarak İran, Azerbaycan Cumhuriyeti, Kazakistan ve Türkmenistan'ın isteği üzerine bu denizin çevresinin korunması amacıyla işbirliği için Hazar Denizi Çevre Planı, hazırlandı. 1995 yılında, Hazar'a kıyıdaş ülkeler, bu denizin çevresinin daha fazla zarar görmemesi için anlaşmaya vardılar. Bu sürecin devamında, kasım 2003 yılında 5 ülke Tahran'da Hazar Denizi Çevresini Koruma Konvansiyonu onaylandı. Buna rağmen geçtiğimiz senelerde Hazar Denizi'ne kıyıdaş ülkeler tarafından Hazar Denizi'nin kirliliğinin azaltılması için ciddi bir irade ve kararlılık pratikte göstermediler.

İranlı çevre uzmanlarından ve su araştırmacılarından Hüccet Miyanabadi, Hazar Denizi'ne sırf ekonomik ve petrol amaçlı yaklaşım ve bakışın düşündürücü olduğuna işaretle, su planlarının toplumsal, siyasi ve hukuki ebadına sahip olduğu, Hazar Denizi'nde petrol ve doğalgaz planlarının gözardı edildiğini kaydetti.

Hazar Denizi'nin çevre planı hakkında yapılan araştırmalar, bu denizde ve çevresinde 441 fitoplankton türü, 315 zeoplankton türü,  133 balık türü, 125 memeli türü ve 466 kuş türü yaşıyor. Hazar Denizi'nin ekosistemini oluşturan bu canlılar, aslında bu denizin kıyısındaki ülkeler ve milletler için büyük bir hazinedir. Buna rağmen, bu hazine her yönden saldırıya maruz kalmış ve iyi şekilde korunmaması halinde, kısa bir sürede bu ekosistemden geriye bir şey kalmayabilir. Uluslararası Çevre Koruma Birliği'nin kırmızı listesinde bu yüzünden Hazar Denizi için önemli bir yer verilmiştir.

Dünyanın en büyük gölü olarak Hazar Denizi, İran, Rusya, Azerbaycan Cumhuriyeti, Kazakistan ve Türkmenistan tarafından çevrilmiştir. Bu ülkelerin Hazar'ın çevresi ve ekosisteminin korunması için büyük önem vermeleri gerekiyor. Aksi takdirde Hazar Denizi'nin çevresi telafi edilemez hasar ve tahribat ile karşı karşıya kalabilir. Hazar Denizi'nin kirliliğinin en önemli kaynaklarından biri, kıyı bölgelerdeki petrol arama çıkarma faaliyetleridir. Bu arada Azerbaycan Cumhuriyeti de Hazar Denizi ve sahillerinde çok sayıda petrol kuyusu açarak, Hazar'ın kirlenmesinde büyük rol ifa etmektedir.

Kazakistan, Türkmenistan ve Rusya'nın da Hazar Denizi'nin kirlenmesindeki payı büyüktür. bu arada, İran İslam Cumhuriyeti Hazar Denizi'ndeki petrol faaliyetlerinden kaynaklanan kirliliğin esas kurbanıdır.