Nasrullah’ın Kudüs konuşmasındaki 3 ana eksen
Seyit Hasan Nasrullah'ın dün 41. Dünya Kudüs günü nedeni ile yaptığı konuşmasının 3 ana eksene dayandığı söylenebilir.
Lübnan Hizbullah hareketi sekreteri lideri Seyit Hasan Nasrullah’ın konuşmasındaki birinci ana eksen, Filistin coğrafyasının denizden nehre kadar olmasıdır. Siyonist rejim bayrağında, Nil ve Fırat’ı simgeleyen, biri üstte ve diğeri aşağıda olan iki mavi çizgi bulunuyor, bu da Siyonistlerin “büyük İsrail” sloganına işaret ediyor.
Buna karşı bazı direniş liderleri ve özellikle İslam inkılabı rehberi Ayetullah Seyit Ali Hamenei ayrıca Lübnan Hizbullah hareketi Seyit Hasan Nasrullah, Filistin coğrafyasının “denizden nehre” kadar olduğunu belirttiler. Bunun anlamı ise Siyonist rejimin Nil’den Fırat’a kadar sloganını unutmaya ilaveten mevcut durumun da kabul edilmediği ve Filistin’in Siyonist rejimin işgalinden tamamen kurtulması gerektiğini belirtiyor. Seyit Hasan Nasrullah’ın Filistin coğrafyası ile ilgili sözleri, Siyonist rejimin batı yakanın bir bölümünü işgal topraklarına ilhak kararını kınamakla kalmayıp daha da ileri giderek ırkçı Asrın Anlaşması planının açıkça ve kat’i biçimde reddi anlamındadır.
Lübnan Hizbullah hareketi liderinin dün yaptığı konuşmanın ikinci önemli ekseni, Siyonist rejimi küçük ve hakir bilmesidir. Seyit Hasan Nasrullah “Filistin halkının görünüşte İsrail ile savaştıklarını fakat batında bu savaşın Amerika ile olduğunu” belirtti. Başka bir ifade ile eğer Amerika’nın desteği olmasa Siyonist rejimin bir gücü olmayacak, hatta kendini bile savunamayacaktır.
Bu tabir İslam inkılabı rehberinin dünkü sözlerinde de göze çarpıyordu. Ayetullah seyit Ali Hamenei şöyle buyurdu: Bu trajedideki asıl suçlular Batı hükümetleri, onların kötü ve şeytani politikalarıydı.
Seyit Hasan Nasrullah hatta son on yıllarda bölgede devrik Saddam rejiminin İran'a saldırması, Suudi rejiminin Yemen'e saldırmasının temelinde siyonist İsrail lehine dengeyi değiştirmenin bulunduğunu ve direniş cephesini zayıflatmanın ve ırkçı İsrail'in güvenliğinin garanti altına alınmasının hedeflendiğini belirtti.
Hamas liderinin sözlerindeki 3. Temel konu, Siyonist rejime karşı silahlı direnişe vurgu yapmasıdır. Son günlerde tüm direniş liderleri Filistin kurtuluşu için tek yolun silahlı direniş olduğunu vurguladılar. Lübnan Hizbullah hareketi lideri de dün Kudüs günü münasebeti ile yaptığı konuşmada, “Filistin toprakları ve kutsallıkların işgalden kurtuluşunun tek yolu direniş olduğunu, bundan başka yolların zamanı boşa harcamak olduğunu” vurguladı.
Nasrullah’ın direnişe vurgu yapması, Siyonist rejim ile diyalog ve uzlaşma siyasetinin reddedilmesi anlamındadır. İslam inkılabı rehberi de bu konunun altını önemle çizdi.
Siyonist rejime karşı mücadelede silahlı direnişin etkinliği pratikte de ispatlanmıştır. Halbuki müzakere, ilişkileri normalleştirme ve uzlaşma siyasetinin sonuçları ise ırkçı asrın anlaşmasıdır; buna karşı silahlı direnişin sonuçları ise korsan rejimin yenilmezlik iddiasının reddedilmesi, Siyonist rejim ile bir Arap ülkenin ordusu değil direniş gruplarının verdiği savaş süresinin azalarak 48 saate düşmesi, ayrıca siyonsit rejimin yenilmezlik efsanesinin yok olması ve içten hasara açık olmasıdır.
Fakat yine de seyit Hasan Nasrullah’ın önemle değindği konu, silahlı direnişin kısa sürede Filistin’in özgürlüğüne sebep olmayacağı, “zaman gerektiren bir süreç” olmasını belirtmesidir. Amerika’nın İran’ı hedef alması ve yoğun baskılar uygulanmasını ise İran İslam Cumhuriyetinin direnişin en büyük destekçisi olması nedeni ile değerlendirmek gerekiyor. /