Irak Hizbullah Mevzilerine Amerika'nın Saldırıları
(last modified Sat, 27 Jun 2020 04:13:42 GMT )
Haziran 27, 2020 07:13 Europe/Istanbul
  • Irak Hizbullah Mevzilerine Amerika'nın Saldırıları

Terörist Amerikan güçleri Cuma günü sabahın ilk saatlerinde 40 zırhlı araç ve Irak terörizm ile mücadele güçlerinin destekleri ile Irak'ın başkenti Bağdat etrafındaki El Devre bölgesinde bulunan Irak Hizbullah tugaylarının mevzilerine baskın yapıp 13 Hizbullah üyesini tutukladılar.

Bu baskın hususunda bir kaç noktaya değinmek mümkün.  İlk olarak Amerikalıların hiçbir belge ve kanıt sunmadan  Irak Hizbullah tugaylarını  Amerika'nın Irak'taki tesisleri ve çıkarlarını taşıyan mevzilerine saldırmakla itham etmesidir. 

İkinci mesele ise,   bu baskın ve saldırının  Bağdat hükümeti ve Washington arasında düzenlenen müzakerelerin ardından gerçekleşmesi idi. Aslında bu müzakerelerin en önemli eksen konularından biri de Amerika'nın Irak'taki askeri varlığının sürmesi idi. 

Söylentilere göre bu müzakere sürecinde  Irak'taki Amerikan askerlerinin sayısının azalması hususunda da anlaşmaya varıldı. Buna rağmen  Cuma sabah erken saatlerinde Irak Hizbullah tugaylarının mevzilerine yapılan saldırılar da  Irak'ın güvenliğinin Amerika'nın bu ülkedeki askeri varlığının azalması ile sağlanamayacağını gösterdi.  Aslında bu ülkede güvenliğin sağlanması için Amerika'nın tamamen bu ülkeden  çekilmesi ve Irak içişlerine müdahale etmemesi gerekir.  

Üçüncü önemli nokta ise,  bu saldırının  Irak terörizm ile mücadele örgütünün yardımı ile gerçekleşmesidir.  Bu çerçevede Irak terörizm ile mücadele güçlerinin başında daha önce  yabancı büyükelçilikler özellikle de Amerika büyükelçiliği ile kuşku uyandıran ilişkilerde bulunan  Abdülvehhab El Saidi'nin olması  bu durumu daha da anlamlı kılmaktadır. 

Burada göze çarpan bir başka önemli nokta ise,   Irak Hizbulllah Tugaylarının mevzilerine yapılan bu saldırının hedefidir.  

Kuşkusuz  bu saldırının en önemli hedefi   Irak'ta askeri kutuplaşmalara ve iç ihtilaflara yol açmaktı.  Aslında Irak halk gönüllü güçleri Haşdi Şabi ve Irak terörizm ile mücadele örgütü  2014 ile 2018 yılları arasında  IŞİD ile mücadelede yan yana yer aldılar. Buna rağmen Amerika kimi gerici Arap ülkelerinin de  yardımları ile  Irak terörizm ile mücadele örgütünü  Haşdi Şabi ile karşı karşıya getirmek istiyor. Bu çerçevede Washington Haşdi Şabi'nin  IŞİD terörizmi ile mücadelesindeki rolünü aşağılamaya çalışıp  Irak terörizm ile mücadelenin bu yoldaki rolünü belirginleştirmek istiyor. 

 Buna esasen  Amerikalılar  Irak terörizm ile mücadele güçleri yetkilisi Abdülvahhab El Saidi'yi  milli kahraman olarak adlandırsa da Haşdi Şabi başkan vekili Ebu Mehdi Mühendis'i   terörizmi desteklemek bahanesi ile  suikastle şehit düşürdüler. 

Terörist Amerikan güçlerinin  Hizbullah Tugayları  mevzilerine saldırısının ardından Amerika'nın paralı askerleri sayılan medya organları da  medyatik savaş çerçevesinde   Irak'ta askeri kutuplaşmanın başladığını aşılamaya çalışıyorlar.  Bu çerçevede  sanal alemde ve sosyal ağllarda da Haşdi Şabi veya Irak terörizm ile mücadeleyi destekleyen mesajlar paylaşılmaktadır. 

Kimi Iraklı siyasetçiler ve şahsiyetler ise  Amerika'nın bu siyasetinden haberdar olup  Irak'ta iki kutuplu askeri yapının yan etkileri hususunda uyarılar yapmaktadırlar. 

Iraklı analist Kerim Bedir El Hamdani  ise Bağdat etrafındaki olayları   Amerika büyükelçiliğine bağlı  medyatik paralı askerlerin de körüklediği yeni bir fitnenin başlangıcı olarak değerlendirdi. 

Bir başka Iraklı analist Mazen el Zeydi ise  kışkırtmalara uyanları  Amerika talimatı ile Haşdi Şabi'yi provoke etmek isteyen çocuklar olarak niteleyip  bu kişilerin ateş ile oynadıklarını belirtti. 

Buna paralel olarak  Irak eski başbakanı Nuri El Maliki de   Irak'ta iki kutuplu askeri ortamın oluşması hususunda uyarılarda bulunup   dış müdahalelerden uzak durulmasını, toleranslı duruş sergilenmesini istedi. Burada değinilmesi gereken son nokta ise  Irak direniş gruplarının tek vücut olarak  olup bitenlere tepki göstermesi ve bir an önce tutuklananların serbest bırakılmasını istemeleri idi. Bu talebin ardından ise saldıranlar kısa bir süre sonra tutuklananları serbest bıraktılar. 

Bu olay ise her şeyden ziyade  Haşdi Şabi'ye karşı olanların  bu güçlerin Irak'taki konumundan ve gücünden haberdar olmasını gösteriyor.