İşgal Topraklarında Protestoculara Karşı Şiddet Sergilenmesi
Siyonist Rejim başbakanı Binyamin Netanyahu'ya karşı geniş çaplı gösteriler işgalci İsrailli güvenlik güçleri tarafından şiddetle karşılandı.
Siyonist Rejim İsrail'de son haftalarda halk Binyamin Netanyahu kabinesi aleyhinde gösteriler düzenlenmektedir. Bu protesto gösterilerinin kaynağı ve kökenleri ise Netanyahu kabinesinin işgal altındaki topraklarda koronavirüs salgını ile mücadeledeki başarısızlığıdır. Bu durum ise Siyonist İsrail'de halkın ekonomik sorunları ve sıkıntılarının artmasına yol açmıştır. Bu hususların yanı sıra Siyonist halkı Netanyahu kabinesinin yolsuzluk bataklığına saplandığını da düşünüyor. Bu yüzden sağlık, ekonomi ve siyasi düzen yani yolsuzluk alanında yaşanılan krizlerin birleşmesi ile sonuçta Netanyahu kabinesi aleyhinde protesto gösterileri başlamıştır. İsrailli protesto göstericileri Siyonist Rejim Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun yaşadığı binanın önünde toplanarak onun performansını eleştiren sloganlar atıp onun başbakanlık görevinden istifa etmesini istediler. Siyonist Rejimin Kanal 12'sinin son dönemde yaptığı anketine göre İsraillilerin yüzde 58'i Binyamin Netanyahu'nun performansından memnuniyet duymamaktadırlar.
Protesto gösterilerinin artması ve de protestocuların sayısının da büyümesi ile İsrailli askeri ve güvenlik güçleri protesto göstericilerine karşı şiddet de artmıştır. Siyonist Rejim İsrail polisi ise Binyamin Netanyahu ikametgahı önünde toplanan göstericileri dağıtmak için onlar ile çarpıştı. Bu çerçevede 23 Temmuz Perşembe akşamı yaklaşık 55 Siyonist vatandaş tutuklandı. İsrailli protestoculara karşı şiddetin devam ettiği sırada Siyonist gazete Haaretz ise bir rapor yayımlayarak bu gösterilerin barışçıl olduğunu ve polisin bu göstericilere saldırarak durumu gerginleştiğini ve gösterileri şiddet olayına dönüştürdüğünü belirtti. Aslında Siyonist polis sırf göstericileri tutuklayarak onlara şiddet uygulamıyor bir taraftan da Siyonist vatandaşlara karşı işkenceler hayata geçiriyor.
Amerika polisinin siyahi vatandaş George Floyd'a gösterdiği şiddet bu kez de Siyonist Rejim İsrail'de tekrarlandı. Hatırlanacağı üzere Amerika polisi 25 Mayıs 2020'de Minnesota eyaletinin Minneapolis şehrinde beyaz bir polis memuru gaddar bir şekilde Floyd'u dizi ile boğazına basarak katletti ve böylece Amerika genelinde görülmeyen derecede ırkçılık ve ayrımcılığa karşı geniş çaplı gösteriler başladı. Ancak işgal altındaki topraklarda olup bitenler ile Amerika'daki gelişmeler arasındaki fark Amerika'da şiddetin bahanesi beyazların siyahilere karşı üstünlüğü ve siyahilere uygulanan etnik ayrımcılıktı ama işgal altındaki topraklarda şiddetin nedeni Siyonistlerin kendisi idi. Bu husus ise şiddetin bizzat Siyonist Rejimin özünde olduğunu gösteriyor. Böylece Siyonist Rejim Filistinlilere karşı sergilediği daimi şiddetin yanı sıra Siyonist vatandaşların eleştirileri ve itirazları karşısında da şiddeti araç olarak kullanıyor. Siyonist Rejim İsrail güvenlik güçlerinin protestocuya insanlık dışı davranıp dizlerini boynuna basmaları Siyonist vatandaşların da tepkisini çekmiş ve gösterileri ve protestoları körüklemiştir. Netanyahu karşıtlığı ile tanınan önemli şahsiyet Moshe Yalun ise belediye ve Siyonist Rejim polis güçlerinin tavırlarını eleştirerek iç güvenlik bakanını da kifayetsiz biri olarak niteledi. Şimdi de Siyonist Rejim elebaşısı Binyamin Netanyahu kritik bir dönemde geçmektedir. Netanyahu protesto gösterilerinin artmasının ve onun istifasını isteyen taleplerin de birikmesine şahitlik etmesinin yanı sıra İsrail kabinesi içerisinde de Mavi-Beyaz Koalisyonu lideri Benny Gantz ile de ihtilaflarının arttığını ve kabinesinin dağılma ihtimalinin de pekişmesine şahitlik ediyor.
Böylece koalisyon hükümetinin kurulmasının da işgal topraklarında siyasi krizi sonlandırmadığı tam tersi krizlere bir yenisini eklediğini görmek mümkün.