Refik Hariri mahkeme kararı, düşmanların büyük yenilgisi
Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, Lübnan eski başbakanı Refik Hariri suikast olayından 11 yıl sonra kararını açıklayarak Suriye ve Lübnan Hizbullah’ının terör olayına karışmadıklarını duyurdu.
Lübnan eski Başbakanı Refik el- Hariri 4 Şubat 2005 tarihinde, bomba yüklü araçla düzenlenen suikast sonucu korumaları ve yardımcılarından 21 kişiyle beraber hayatını kaybetmişti. Ülke içi ve dışındaki muhalifler, terör olayı ile ilgili Lübnan Hizbullah hareketi, Suriye ve Hizbullah’ı suçlarken, hem Hizbullah hem Suriye cinayete her türlü müdahaleyi defalarca reddettiler.
Birleşmiş Milletler ilk kez Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesini Hariri terör olayını incelemek üzere 2009 yılında Hollanda’nın Lahey kentinde düzenledi. 18 Ağustos tarihinde verilen karar 11 yıl inceleme ve araştırmaların ardından açıklandı. Mahkemenin Hariri suikastı öncesi telefon görüşmelerin incelenmesi, 297 görgü tanığı ve 2600 sayfalık bir dosyanın hazırlanması ile, terör olayı hakkında kapsamlı ve geniş çaplı araştırma yapılarak karara vardığını gösteriyor.
Mahkemenin kararı iki açıdan önem taşıyor.
Her şeyden önce ilk temelsiz suçlamalar ve iddiaların varlığına rağmen mahkemenin 11 yıllık araştırmaları Hizbullah’ın hakkaniyetini ispatlamış oldu. Mahkemenin kararı sadece Hizbullah’ı terör olayına karışmaktan aklamakla kalmayıp, 4 üyesinin de beraat ettirdi. Buna ilaveten mahkeme başkanı David Ray yaptığı açıklamada “Seyit Hasan Nasrullah ve Refik Hariri’nin iyi ilişkileri olduğunu” duyurdu. Bu konu mahkemenin çok ince detayları da dikkate aldığını gösteriyor.
Mahkemenin ikinci önemli sebebi, Suriye’nin cinayete karışmaktan beraat ettirmesidir. Bu konu mahkemede açıkça ilan edildi. Fakat Lübnan’da ve bölge çapındaki batıcı akım Refik Hariri terör olayında Suriye’ye büyük baskı uyguladılar, bunun sonucu Suriye yaklaşık 14 bin askeri gücünü Lübnan’dan geri çekti.
Mahkeme tarafından açıklanan karara dikkat çeken Suriye meclis milletvekillerinden Ahmet el-Kezberi, “Lübnan siyasileri sahte suçlamalar nedeni ile Suriye hükümeti ve halkından özür dilemeleri gerekir” dedi.
Fakat verilen karar, boyutları açıklanması gereken iki belirsiz konu da içeriyor.
Bunlardan biri mahkeme başkanı David Rey’in, Refik Hariri suikast olayının siyasi hedefler için yapılan terör olayı olduğunu açıkça ilan etmesidir. Fakat kimler veya hangi gruplar, hatta hangi yabancı aktörlerin, Lübnan veya batı Asya bölgesinde, 10 yıl boyunca başbakanlık görevinde olan Refik Hariri terörü ile siyasi hedefler izlediği belli değildir. Refik Hariri 1992-98 ve ayrıca 2000-2004 yılları arasında başbakanlık görevinde bulundu.
Açıklığa kavuşması gereken bir başka belirsiz konu da, mahkemenin neden Lübnan Hizbullah hareketine yönelik suçlamaları incelemesi ve terör olayında siyonist rejimin rolüne dayalı Hizbullah’ın araştırma talebini ele almamasıdır. Hizbullah hareketi kendisine yöneltilen terör suçlamasını reddederken korsan rejimin bu cinayetteki ayak izlerine dair kanıtların olduğunu belirtti fakat bu kanıtlar mahkemede hiçbir zaman incelenmedi.
Bu arada Refik Hariri terör olayında Lübnan Hizbullah’ın müdahil olmadığının ispatlanmasına rağmen direniş muhalifleri hala Selim Ayyaş üzerinden Hizbullah’a karşı saldırılarına devam ediyorlar. Fakat Refik Hariri uluslararası mahkeme başkanı “yapılan araştırmalar, terörün arkasında başka bir grubun ortaya çıkmasına sebep olduğunu” açıkça belirtti.
Bu yüzden Hizbullah’a yönelik hala devam eden baskıların, Lübnan’ın içinde bulunduğu şartların suiistimal edilerek Hizbullah’ın ortak olmadığı bir hükümetin şekillenmesine yönelik olduğu düşünülüyor./