Macron’un Irak ziyareti, Fransa’nın batı Asya’da rolünü abartma çalışmaları
(last modified Thu, 03 Sep 2020 15:50:39 GMT )
Eylül 03, 2020 18:50 Europe/Istanbul
  • Macron’un Irak ziyareti, Fransa’nın batı Asya’da rolünü abartma çalışmaları

Fransa son aylarda batı Asya gelişmelerinde kendi rolünü arttırmak ve abartma bağlamında, cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Lübnan ve şimdi de Irak’a ziyaretleri kapsamında bazı çalışmalar yürüttü.

Bu bağlamda Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Iraklı mevkidaşı  tarafından resmi karşılama töreni ardından cumhurbaşkanı Berhem Salih, başbakan Mustafa el-Kazımi ve temsilciler meclisi başkanı Muhammed el-Halbusi ile Irak cumhurbaşkanlık sarayında ortak oturumu ardından Irak ve bölge konularını ele aldılar.
Son 17 yılda şimdiye kadar Irak’ta hiçbir zaman yabancı bir cumhurbaşkanı ile 3 erk başkanı aynı zamanda toplantı düzenlenmemişti. 
Fransa cumhurbaşkanı Çarşamba sabahı günübirlik resmi bir ziyaret ve Iraklı yetkililerle bir araya gelmek üzere  Bağdat’a gitti.
Beyrut’tan Bağdat’a giden Macron Irak ziyareti hedefi hakkında twitter üzerinden paylaştığı mesajda şöyle yazdı: “Ben sorunlar döneminde Irak’a desteği ilan etmek için Bağdat’ı ziyaret ediyorum.”
Böylece son bir haftada Irak’ı, üst düzeyli bir Fransız yetkili ikinci kez ziyaret etmiş oldu. Daha önce Fransa savunma bakanı   Florence Parly 27 Ağustos Perşembe günü Irak’ı ziyaret ederek Bağdat ve Kürdistan bölge yetkilileri ile bir araya geldi.
Görünüşe göre Avrupa’nın batı Asya bölgesinde yaşanan gelişmelerde etkinliğinin azalması ve Amerika rolünün koyulaşması, üstelik siyasi, ekonomik, güvenlik ve askeri süreçlere şekil vermek için açık müdahalesi nedeni ile Avrupa ülkeleri ve özellikle Fransa, bölgedeki çıkarları doğrultusunda bu gelişmelerden pay almaya çalışıyor. 
4 Ağustos’ta Beyrut limanında yaşanan büyük patlama, Fransa’nın Lübnan gelişmelerinde açık müdahalesi Macron’un son iki ziyareti ve bu ülkede bazı köklü değişiklikler için plan sunması için ortam hazırladı.
Şimdi, bölgede daha fazla rol almak istemeye çalışan Fransa’nın genç cumhurbaşkanı, Irak’a ziyarette bulunarak bu ülke meseleleri hakkında görüş bildirmek, Iraklı yetkililer ile müzakere ederek onların onayını almakla bu ülkede Fransa’nın nüfuzu için ortam hazırlayabileceğini sanıyor. 
Irak’ın devrik diktatörü Saddam döneminde Fransa Baas rejimin en büyük askeri teçhizat ve silah ortağı sayılıyordu ve İran’a dayatılan 8 yıllık savaş döneminde İran’a karşı bu rejimi donatmak ve silahlandırmakta inkar edilmeyen rolü oldu.
Şimdi Fransızlar Amerika’nın bölgedeki rolü dikkate alındığında Irak’ın ekonomi ve askeri alanında silik rolleri nedeni ile daha fazla etkin olmaya çalışıyorlar.
Macron bu konuda Irak’ın onarım, mültecilerin geri dönmesi ve terörizm kaynaklarının kurutulması için dünya toplumunun yardımına ihtiyacı olduğuna değindi. Tabi Macron IŞİD teröristlerinin yenilmelerine rağmen IŞİD terörizmi ile savaşın hala devam ettiğine değinerek, “Biz buradayız ve sürekli de burada kalacağız.” dedi.
Irak cumhurbaşkanı danışmalar grubu şefi Ali el-Şukri, Fransa cumhurbaşkanı Macron’un Irak ziyaretine işaretle şöyle dedi:
Paris Bağdat ile ekonomi, kültürel ve güvenlik alanlarına işbirlikleri güçlendirmek için çalışıyor ve tüm resmi yöntemlerle, tamamen bağımsız bir ülke olan Irak ile sinerji ve hakimiyete destek verecektir.
Önemli olan konu Macron’un, Irak temaslarında dış müdahalelerin azalması zaruretine özellikle vurgu yapmasıdır.
Macron dış müdahalelerin Irak’ın milli menfaatlerini zayıfladığını vurgulayarak bunun Irak hakimiyeti için en büyük sorun olduğuna işaretle, “Iraklı yetkililerin gerginlikler, iç ve dış müdahaleler olmaksızın ülkelerinin bağımsızlığı ve hakimiyetini ellerine almaları gerektiğini” söyledi. 
Tabi Macron’un dış müdahaleden, Amerika’nın Bağdat hakimiyetine, ülkede illegal askeri varlığından siyasi süreçte etkili olmaya çalışmasına kadar müdahalesini kast ediyorsa bir gerçeğe vurgu yapıyor.
Fakat görünen o ki Macron Irak’ta etkinliğini arttırmaya ve bu ülkedeki ekonomik çıkarlardan pay almaya çalışmasına rağmen, onun ziyareti daha çok bir jestten öteye gitmeyecek ve ziyareti ise Avrupalılara pek fazla çıkar sağlamaycaktır.