Filistin'de Vahdete ve Birliğe Doğru Hareketlenme
(last modified Tue, 13 Oct 2020 04:10:25 GMT )
Ekim 13, 2020 07:10 Europe/Istanbul
  • Filistin'de Vahdete ve Birliğe Doğru Hareketlenme

Kimi gerici Arap ülkelerinin Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesinin ardından Filistinli gruplar vahdet ve birlik istikametinde adım atmaktadırlar.

  Arap ülkeleri  son yıllarda   Siyonist Rejim İsrail ile gizli düzeyde geniş çaplı ilişkiler kurmuş ve hala da bazıları bu ilişkilerini açığa çıkarmamışlardır.  Siyonist Rejim gazetelerinden  Maariv ise bu hususta şöyle bir yazı yayımlamıştır:"  Siyonist Rejim İsrail'in   Birleşik Arap Emirlikleri ile  gizli ilişkileri  yirmi yıldan beri, daha da geriden başlayarak  da söz konusu idi. Ancak son yıllarda bölgesel gelişmelerin sayesinde alenileşti. "

Buna rağmen  bu ilişkilerin alenileştirilmesi ve başka ifade ile  tüm çıplaklığı ile  sergilenmesinin yakın zamanda gerçekleştiği söylenebilir. Son aylarda  daha doğrusu 15 Eylül'de Beyaz Saray'da  imzalanan uzlaşma anlaşması  Filistinlilere büyük bir şok mahiyeti taşıyordu.  Bu şokun nedeni böyle bir girişimin beklenilmedik bir girişim olması değildi. Filistinliler sonunda  Filistin toprakları ve coğrafyasının korunmasının  Arap ülkelerinin umurunda bile olmadığının farkına vardılar. İşte bu onlar için büyük bir şoktu. 

  Gerçekte Filistinliler  uluslararası düzen içerisinde de en önemli savunma faktörünün  " iç destek ve yardımlaşma" olduğunu anlamış oldular.  Bu da  her ülkenin  kendi çıkarlarını ve güvenliğini diğer ülkelere dayanarak değil kendi ayakları üzerinde durarak koruması demektir.  Özellikle de Filistinlilerin, zaten kendileri Amerika gibi dış güçlere bağlı olan BAE ve Bahreyn gibi ülkelere dayanması söz konusu bile olamazdı. 

İşte gerçekçi yaklaşımlar çerçevesinde  Arap ülkelerinin bu davranış modeli ele alındığında  farklı Filistinli grupların da  milli konsensüs, çelişkili siyasi kimlikten sakınma ve de milli hüviyete vurgu yapma yönünde hareket etmeye başladığı görülmektedir. 

Bu çerçevede ilk olarak  14 Filistinli grubun genel sekreterleri ve liderleri  2 Eylül günü  yirmi yılı aşkın sürenin ardından ilk milli oturumlarını Lübnan başkenti Beyrut'ta düzenlediler. Bu oturumda ise  Yüzyılın Anlaşması, İlhak Planı ve normalleşme komplosuna karşı aktif direniş yaklaşımına sahip olmaya vurgu yapıldı. 

İkinci adım çerçevesinde Filistin İslami Direniş Hareketi HAMAS ve Fetih liderleri de  Eylül ayında Türkiye'de görüşmeler gerçekleştirdiler.  

HAMAS ve Fetih hareketinin görüşmeleri ise her iki hareketin Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde sahip oldukları konumdan dolayı  büyük bir öneme sahipti.  Türkiye'deki oturumun ardından ise  iki hareket de  tüm Filistinli gruplar ve hareketlerin katılımı ile  milli diyalog sürecini yürütmek hususunda mutabakata vardıklarını belirttiler.   Fetih ve HAMAS ayrıca  Türkiye oturumlarında  iç ihtilaflara ve ayrılıklara son verilmesi, seçimlerin düzenlenmesi, mevcut sorunlar karşısında milli programların ve planların hazırlanması hususunda da anlaştıklarını bildirdiler. 

Fetih ve HAMAS'ın bu anlaşması ise stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü  bu anlaşmalar Filistin'de yıllarca  iki gayrı resmi hükümetli duruma son verir ve bir yandan da  Gazze Şeridi halkının sorunlarını azaltır.   Aynı zamanda  Filistin'de siyasi çıkmaz da sona erir ve böylece  bölge düzeyinde Filistin karşıtı girişimlere uygun cevap verme imkanı doğar. 

Filistinli gruplar üçüncü adım çerçevesinde ise   Rusya başkenti Moskova'da da milli düzeyde bir oturum düzenlemek istiyorlar. 

Bu doğrultuda  Filistin İslami Direniş Hareketi  üst düzey üyesi Musa Ebu Merzuk 11 Ekim Pazar günü şöyle bir Tweet paylaştı:" Rusya'nın Batı Asya temsilcisi Mihail Bogdanov  Moskova'nın  Filistinli liderlerine oturumuna ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu belirtti. "

Burada göze çarpan son nokta ise  Yüzyılın Anlaşması, ilhak planı ve normalleşme sürecinin  Filistin halkı aleyhinde tehdit teşkil etmesine rağmen  bu komplolar sayesinde  Filistin içinde  milli bir kimlik yaratılma imkanı doğmuştur.