Yemen Krizinde Esir Takasının Etkisi
Yemen ulusal kurtuluş hükumeti ve istifa etmiş Abd Rabbe Mansur Hadi hükumeti arasında en büyük esir takası anlaşması yapıldı. Bu çerçevede Yemen halk komiteleri ve ordusundan esir düşen kişiler serbest bırakılıp Sana havalimanına indirildiler.
2015 yılından beri başlayan Suudi Koalisyonu savaşı Yemen altyapısına verdiği zararların yanı sıra birçok insani sonuç da doğurmuştur. Bu çerçevede birçok insan ölmüş, yaralanmış, mülteci durumuna düşmüş veya esir düşmüştür.
Yemen savaşı sonucu ölenler, yaralananlar ve mülteciler hakkında kimi istatistikler vardır. Ancak esirler hususunda pek bilginin olmadığı söylenebilir. Buna rağmen Yemenli esirlerin Abd Rabbe Mansur Hadi güçlerince işkenceye maruz kaldığı Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri askerlerince zulme maruz kaldıklarına dair raporlar vardır.
Kimi raporlarda Yemenli esirlerin fiziksel, cinsel olarak tacize uğradıkları aç köpekler ve sağlıksız koşullar ile işkenceye maruz kaldıklarına işaret edilmektedir. Birçok Yemenli esir ise istifa etmiş Mansur Hadi hükumeti ve Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri mahpushanelerinde hayatlarını kaybetmiştir.
Yemen bilgilendirme ve iletişim bakan yardımcısı Fehmi El Yusefi ise bu hususta şöyle bir değerlendirmede bulunmuştur:" Suudi Koalisyonu Yemenli esirleri işkence edip onları katliam ediyor. Suudi Arabistan mahpushanelerinde birçok esir öldürülmüş ve organları satılmıştır. "
Böyle bir ortamda Sana'da yerleşen ulusal kurtuluş hükumeti ve Aden'de yerleşen istifa etmiş Mansur Hadi hükumeti arasındaki esirlerin takası anlaşması bir kaç aşama şeklinde uygulanmaya çalışılmıştır. İstifa etmiş Mansur Hadi hükumeti ve Ensarullah Hareketi 2018 Stockholm anlaşmasında esirlerin takası hususunda anlaşmaya varmıştı. Ancak bu anlaşma Suudi Koalisyonunun çomak sokması ve istifa etmiş hükumetin kararsızlığı yüzünden tam olarak uygulanmadı ve sırf çok az sayıda esir iki tarafta serbest bırakıldı.
Yemenli taraflar Ürdün başkenti Aman'da bir kaç oturum düzenlediler. Bu oturumlardan birinde iki taraf esirlerin takası hususunda anlaşmaya vardılar. Ancak bu anlaşma da hayata geçirilemedi. Geçen Çarşamba gününden itibaren başlayan esirlerin takası süreci ise Cenevre müzakerelerinin sonucu olmuştur. Eylül ayının sonlarında düzenlenen bu oturumda istifa etmiş hükumet ve Yemen ulusal kurtuluş hükumeti esirlerin takası hususunda anlaşmaya varmışlardı.
Bu esir takası anlaşması Yemenli taraflar arasında en büyük esir takası sürecini başlatmış oldu. Yemenli esirler komitesi başkanı Abdülkadir Murtaza yaptığı konuşmada bu aşamada 1081 kadar esirin takas edildiğini bunlardan 681'nin Yemenli esirler ve gerisinin de Suudi koalisyonu esirleri olduğunu belirtti. Bu esir takası aslında Kızılhaç'ın arabuluculuğu ile gerçekleştirildi.
Aslında esirlerin takası iki taraf için de büyük bir öneme sahiptir. Bir yandan şiddetin azalmaya başladığını ve tarafların şiddeti ve çatışmaları azaltmak için müzakere ve diyalog sürecine baş vurduğunu gösteriyor. Öbür yandan da Ensarullh'ı iktidardan uzaklaştırmak doğrultusundaki girişimlerin itibarsızlığını gösteriyor. Yemen ulusal kurtuluş hareketi artık Yemen iktidar yapısında en organize gruplardan biri haline gelmiş ve bu ülkenin siyasi ufkunda ve geleceğinde önemli bir role sahiptir.
Burada önemli olan bir başka nokta ise Yemen ulusal hükumet tarafından serbest bırakılan esirler arasında Suudi ve Sudan uyrukluların da olması idi. Bu da Yemen halk komiteleri ve ordusunun Suudi Koalisyona 2019 yılından bu yana hayata geçirdiği dört tur operasyonlarındaki caydırıcılık gücü çerçevesinde indirdiği darbeleri göstermektedir.
Bu doğrultuda Barış Diyalogları İçin Yemen ulusal heyeti başkanı Muhammed Abdüsselam Suudi esirlerin serbest bırakılanlar arasında olmasının iktidarın göstergesi olduğunu ve hala da bazı Suudi askerlerin esir tutulduğunu belirtti.