Trump hükümetinin Batı Asya bölgesindeki son çabaları
Amerika başkanı Donald Trump’ın 2020 başkanlık seçimlerindeki başarısızlığı ve başkanlık döneminin sonuna yaklaşıldığı bir dönemde Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Batı Asya ziyaretinde Washington müttefiklerine, mevcut siyasetlerine devam edeceği konusunda kendilerine garanti vermeye çalıştı.
Mike Pompeo, Batı Asya ziyareti kapsamında işgal edilen Filistin toprakları, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan'a ziyaret gerçekleştirdi. Söz konusu ülke liderlerinin tümü, siyonist rejim elebaşları ile birlikte Trump'ın başkanlık döneminde Washington ile tam uyum içinde hareket ettiler, fakat şimdi Amerika'da başkan seçilen Demokrat Joe Biden’in iş başına gelmesi ile Washington politikalarında önemli değişiklikler yaşanabilir.
Bu yüzden halen görevini sürdüren Amerikan yönetiminin geri kalan 2 aylık ömründe siyonist rejim ile, aralarında Suudilerin de bulunduğu bazı Arap liderleri ile resmi ilişkilerin kurulmasına çalışıyorlar.
Fakat Tüm bu çalışmalara rağmen Trump yönetiminin Batı Asya ziyaretinin karnesine bakıldığında Washington’un son 4 yılda bu bölgede birçok başarısızlık yaşadığı görülüyor. Örneğin Trump’ın maksimum baskı kampanyası başlatması, İran’ın Petrol gelirlerine ulaşmasını engellenmesi ve sonuçta İslam Cumhuriyetinin bölgedeki rolünü etkisizleştirmeye çalışmasına değine biliriz.
Fakat birçok uzman, batı haber çevreleri ve hatta bazı Amerikalı politikacılara göre Trump başkanlık döneminde İran’ın bölgesel nüfuzu zayıflamazken çeşitli açılardan hatta güçlenmiştir .
Amerika Demokrat Senatör Chris Murphy Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun 12 maddelik isteklerinden hatta bir tanesinin bile gerçekleşmediğine işaretle Trump yönetiminin İran'a karşı maksimum baskı siyasetinin tamamen yenilgiyle sonuçlandığını söyledi .
Amerika’nın bölgedeki başarısızlıklarından bir diğeri ise Irak halkı ve Meclisi'nin bu ülkede İslam inkılabı muhafızlar ordusu Kudüs gücü dönem komutanı şehit korgeneral Süleymani ve Irak Haşdi Şabi başkan yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’e yönelik Ocak 2020'de Bağdat’ta düzenlenen kalleşçe terör saldırısı ardından Amerikan işgal terörist güçlerinin tamamen Irak topraklarını terk etmeleri için yapılan baskısıdır. Bu baskılar nihayet Washington’un teslim olmasını sağladı ve ilk 500 kişilik Amerikan terörist askeri güçleri yakın zamanda Irak topraklarından çekilecekler.
Suriye konusunda da Trump yönetimi önceki başkan Obama hükümetinin siyasetlerinin devamında yasal Şam yönetimi ve Cumhurbaşkanı Beşar Esad'ı devirme konusunda başarısız kaldı. Suriye'ye yönelik birkaç kez yapılan füze saldırılarına rağmen Trump nihayet Amerika güçlerini Suriye'den çekmek zorunda kaldı fakat yine de kongre ve Pentagon baskıları nedeniyle bu geri çekilme tamamen gerçekleşemedi.
Lübnan konusunda da Amerika'nın bu ülke hükümeti ve halkına yaptırım uygulamakla Lübnan Hizbullah hareketine baskı siyasetleri de yenilgiye uğradı ve Hizbullah hareketi yine de ülkenin sosyal ve siyasi alanında önemli aktörlerden biri olarak rol alıyor .
Fars Körfezi siyasetleri konusunda da Washington, güney kıyı ülkelerine yüklü miktarda silah satışlarına ve askeri güç ve teçhizatlarını konuşlandırmasına rağmen Yemen direniş güçlerinin Suudilerin askeri üsleri ve Petrol tesislerine füze ve İHA saldırılarını engelleyemedi. Üstelik Trump yönetimi Katar’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki derin ihtilafları çözme alanında da başarısız kaldı.
Siyonist rejim konusunda ise muhakkak cumhuriyetçi Trump’ın görevden ayrılması ile birlikte Yüzyılın Anlaşması Komplo planı da bir kenara bırakılacak ve Tel Aviv, Trump dönemindeki imtiyazlardan mahrum kalacaktır.
Aslında Amerika'da iş başına gelecek yeni hükümetin Washington bölgesel siyasetlerini ıslah etmek için yoğun bir şekilde baskıya maruz kalacağı inkar edilemeyen bir gerçektir, tabii ki eğer Biden yönetimi daha farklı bir yol izlemek isterse!/