Irak Hükümeti ile Asaib Ehli Hak Arasındaki Gerilim
Geçen hafta Pazar akşamı Bağdat'ın Yeşil Bölgesinde bulunan Amerika büyükelçiliği roketler ile hedef alındı. Kimse bu saldırılarda zarar görmese de bu saldırı Irak direniş güçlerine sözlü olarak saldırma ve sonuç olarak Irak hükümeti ile direniş grupları arasındaki gerilimlerin meydana gelmesine ve artmasına yol açtı.
Irak başbakanı Mustafa El Kazımi ve içişleri bakanı Osman El Ganimi geçen hafta saldırıdan bazı sorumluları ve faillerinin yakalandığını, üstelik Asaib Ehli Hak üyesi olduklarını öne sürdüler. Bu konu, daha önce saldırıyı kınayan Asaib Ehli Hak ve Irak hükümeti arasındaki gerilimlerin artmasına neden oldu.
Asaib Ehli Hakk'tan bazı üyeler Irak istihbarat servisi binası önünde toplanıp tutuklanan zanlıların serbest bırakılmasını isteyerek ültimatom verdiler. Irak başbakanı Mustafa El Kazımi bu toplanmaya tepki olarak twitter üzerinden paylaştığı mesajda, " Başına buyruk ve içi boş girişimlere boyun eğmeyeceğiz. Gerekirse kararlı bir şekilde karşılaşmaya da hazırız." Yazdı.
Irak terörizm ile mücadele organizasyonu komutanı Abdülvahhab El Saidi ise anti-terör güçlerinin Irak ve milletini savunmak adına Mustafa El Kazımi yani silahlı kuvvetler komutanı emirlerine tabi olduklarını bir kez daha vurguladı.
Yaşanan bu gerilim ise tutuklanan şahısların serbest bırakılması ile sona erdi. Ancak burada sorulması gerek soru, daha önce de yaşanan bu gibi gerilimlerin sebebinin ne olmasıdır?
Bu gerilimin ana nedeni Bağdat hükümetinin Irak parlamentosunun 5 Ocak 2020 tarihli kararını uygulama yönündeki görevini yerine getirmemesi ve infialidir. 5 Ocak 2020 tarihinde Irak parlamentosu, ABD terörist askerlerini Irak'tan çıkarma planını onayladı. Bazı ABD askerleri Irak'tan ayrılsa da, El-Kazımi hükümeti onları tamamen geri çekilme konusunda uyarmamakla bu hususta isteksizliğini bir nevi gözler önüne serdi.
Bu arada Iraklı direniş grupları, ABD terörist askerlerinin tamamen geri çekilmesi ve Irak'ın egemenliği ve bağımsızlığının korunması gerektiğini vurguluyor. Bu bağlamda, Asaib Ehli Hak Genel Sekreteri Kays Hazali de bu grup ve hükümet arasındaki son gerginliğe müteakip, hükümete ve kurumlarına olan bağlılığını açıklarken, ABD'nin Irak'taki varlığının sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Bu konudaki bir diğer önemli etken de Irak dışında muhalefetin medyatik saldırılardan yararlanmaya çalışmasıdır. Gerilimin artmasının ardından, bazı Suudi ve Amerikan medya kuruluşları, direniş gruplarını, özellikle Asaib Ehli Hakk’ı Irak karşıtı olarak göstermek için propaganda yaptı.
Bu bağlamda, Asaib Ehli Hak hareketinin siyasi bürosu üyesi Mahmud el Rebii Amerikan ve Suudi medyasının kışkırtma çalışmaları ile, Irak Gönüllü Halk Güçleri Haşdi Şabi kurumu ve Asaib Ehli Hak hareketini hedef alarak Irak karşıtı olduklarını lanse etmeye çalıştıklarını belirtti.
Bu medyatik yaklaşım ve tabii ki Amerikalıların direniş gruplarına karşı sergilediği resmi yaklaşım, direniş gruplarına karşı bazı şahsiyetler ve hatta Irak hükümeti yetkililerinin de eşlik ettiği organize bir planın olduğunu göstermektedir. ABD Büyükelçiliğinin Irak'ta casusluk ve yıkıcı bir rol oynadığını söyleyen Mahmud el Rebii, bahsettiği bu planda Bağdat'taki ABD büyükelçiliğinin kilit rolü olduğunu da belirtiyor. Aslında bu yıkıcı rol, direniş gruplarının imajını zedeleyerek bozmak ve tabi ki Bağdat hükümeti ile ilişkilerini tahrip etmek şeklinde yapılıyor./