2020 Yılında Batı Asya'nın Güvenlik ve Siyasi Düzeni ve 2021 Vizyonu
(last modified Fri, 01 Jan 2021 05:16:56 GMT )
Ocak 01, 2021 07:16 Europe/Istanbul
  • 2020 Yılında Batı Asya'nın Güvenlik ve Siyasi Düzeni ve 2021 Vizyonu
    2020 Yılında Batı Asya'nın Güvenlik ve Siyasi Düzeni ve 2021 Vizyonu

2020 yılının sona ermesi ile geçen bir yıl içerisinde Batı Asya'daki siyasi ve güvenlik düzenin ve yapının ne şekilde olduğu ve gelecek yıl için bu alandaki vizyonun hangi yönde olduğu sorusu akla gelmektedir.

2020'de Batı Asya'nın temel özelliklerinden biri, dünya güçlerinin bölge işlerine müdahalesinin artması ve yoğunlaşması idi. Geçen yıl içerisinde özellikle de Amerika Birleşik Devletleri bölgesel gelişmelerde önemli bir rol oynadı. Bu rol, 2020 başlarında İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Kasım Süleymani ve Irak gönüllü halk güçleri-HAŞDİ ŞABİ örgütü başkan vekili Ebu Mehdi el-Mühendis'in kalleşçe şehit düşürülmeleri ile başladı, ardından İran İslam Cumhuriyeti üzerinde çeşitli biçimlerde zaten daha önce de var olan baskılar uygulandı. Ardından Amerika'nın bu rolü Arap ülkeleri ile Siyonist rejim arasındaki ilişkilerin normalleşmesine yol açtı. Bu rol o kadar belirgindi ki, Donald Trump, Şehit Süleymani suikastını kabul etti ve aynı zamanda , BAE'nin Bahreyn, Sudan ve Fas ile Siyonist rejim İsrail arasındaki ilişkilerin normalleştiğini duyurdu. Bu nedenle, Batı Asya, geçen yıl son yıllara göre daha fazla ABD müdahalesini gördü.

Batı Asya'daki bu önemli ABD müdahalelerinin ana nedeni, Washington ve müttefiklerinin "Batı Asya'nın bir geçiş döneminden geçtiğine" inanmasıydı. Dolayısıyla bu dönemde, bölgedeki güç dengesi direnişin ortadan kalkması lehine değişecek ve aynı zamanda İsrail'in güvenliği garanti altına alınacak şekilde hareket edilmeye çalışıldı.. İlişkilerin normalleşmesi daha çok bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirildi.

2020'de Batı Asya bölgesinin bir diğer önemli özelliği de devletçiliğin sürekliliğiydi. Batı Asya, hükümetlerin ana aktör olduğu, insanların çok az rol aldığı, kurumların hükümetler tarafından kontrol edildiği ve yönetimlerin verimsiz olduğu, sivil ve sivil kuruluşların bu  yeri olmayan bölgelerden biridir. Bu durum 2020 yılında da görüldü. Arap devletleri, halkın görüşüne bakmaksızın, işgalci Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi yolunda ilerledi. Ayrıca Yemen'e karşı savaş, devletlerin oluşturulmasıyla sürdürüldü, özellikle İran ve Suudi Arabistan arasındaki bölgesel güç çatışması hükümetler tarafından da sürdürüldü. 

Geçen yıl Batı Asya'nın üçüncü önemli özelliği insan hakları normları ve değerlerindeki düşüştü. Elbette bu, son on yıldır Batı Asya'nın istikrarlı bir özelliği olan ve 2020'de de var olan bir göstergedir. Suudi Arabistan, Yemen'deki insani felaketi görmezden geldi, Suudi Veliaht Prens rakiplerine ve sivil aktivistlere karşı iç şiddet devam etti, Bahreyn hükümeti sivil hareketleri bastırmaya devam etti ve Irak'ta normlar ve insan hakları meselesi temelde mevcut bağlamda tamamen anlamsız bir seviyeye taşındı. 

Dördüncü özellik, direniş ekseninde bulunan ülkelerde hükümetleri zayıflatma ve yok etmeye yönelik girişimlerdi. Bu durum Batılı güçlerin temel stratejilerinden biri olup Arap uzlaşmasının eksenini oluşturmaktadır.  Lübnan, 2019'u 2020'de de tekrarlanan geçici hükümetler geride bıraktı.  Irak 2019'u geçici bir hükümetle bitirdi ve 2020'lerin sonunda gruplar erken parlamento seçimleri için baskı yapmaya başladı.

Genel olarak  2020'de Batı Asya, esas olarak üç faktör  olan ABD hükümetinin politikaları, İsrail'in rolü ve başta Suudi Arabistan olmak üzere bazı Arap ülkelerin yöneticilerinin yetersizliğinden kaynaklanan istikrarsız siyasi ve güvenlik koşullarından dolayı büyük sıkıntılara katlanmak zorunda kaldı. 

2021 yılında ise Batı Asya'nın daha istikrarlı ve barışçıl bir siyasi ve güvenlik düzeni görmesi bekleniyor. Katar ile Suudi Arabistan arasında gerginliğin azaltılmasına yönelik anlaşma bunun bir göstergesi. Suudi Arabistan üzerindeki insan hakları baskıları, önümüzdeki yıl artacak gibi görünüyor ve Riyad'ı bölgedeki bazı gergin politikalarını değiştirmeye zorlayacağı da muhtemeldir. ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump'ın yenilgisi, Batı Asya bölgesinde daha fazla istikrar ve düzeni ümit etmenin temel nedenidir.