Lübnan Hizbullah Hareketi'nin askeri başarıları ve Lokman Selim suikastı
(last modified Sat, 06 Feb 2021 16:39:48 GMT )
Şubat 06, 2021 18:39 Europe/Istanbul
  • Lübnan Hizbullah Hareketi'nin askeri başarıları ve Lokman Selim suikastı

Lübnanlı siyasi aktivist ve yazar Lokman Selim perşembe günü Lübnan'ın güneyinde yer alan Nabtiye kentinde suikasta uğradı.

Lübnan son 16 ayda, kendi siyasi ve sosyal döneminin en kötü günlerini yaşamış bulunuyor. Ekim 2019'daki protesto eylemleri başlaması üzerinden sadece 13 gün gibi kısa bir süre geçerken Saad Hariri başbakanlığı bırakmak zorunda kaldı.

Hariri'nin ardından başbakanlık koltuğuna oturan Hasan Diyab da sadece 7 ay iktidarda kalabildi ve ağustos 2020'den beri geçici başbakan olarak Lübnan hükümetini yönetiyor. Ekim 2020'de yeniden hükümeti kurmakla görevlendirilen Hariri, 4 ayın ardından hala yeni kabineyi kuramadı. Böylece Lübnan 16 aydır siyasi ve toplumsal istikrarsızlık pençesinden kurtulabilmiş değil.

Lübnan'da bir yandan hükümet karşıtı eylemler devam ederken zaman zaman bu ülkede patlamalar ve suikastlar gibi olaylar yaşanıyor, 4 ağustosta Beyrut Limanı'nda korkunç bir patlama meydana gelmesi, ülkenin durumunu daha da kötüleştirdi. Başka bir ifadeyle, Lübnan'da 4 ağustos patlaması ve Trablus'ta son sıralarda düzenlenen gösteriler, ülkede toplumsal istikrarsızlığın sürmekte olduğunu gösteriyor.

Son olarak da Lübnanlı siyasi aktivist ve yazar Lokman Selim geçen perşembe günü ülkenin güneyinde suikasta uğradı. Bu da Lübnan'daki olayların başka bir örneğidir. Bu suikast ile ilgili ifade edilmesi gereken önemli konu, Lübnan'da ardı arkası kesilmeyen siyasi ve toplumsal istikrarsızlık şartlarında bu olayın vuku bulmasıdır.

Diğer bir konu da, Lübnan'ın Trablus başta olmak üzere bazı kentlerinde hükümet karşıtı geniş katılımlı gösteriler ve eylemciler arasında arbede yaşandığı sırada, ismi geçen Lübnanlı aktiviste suikast düzenlenmiş olmasıdır. Demek ki, siyasi ve güvenlik boyutlu düzen zayıfladığı için bugün Lübnan'da suikast düzenleniyor.

Üzerinde durulması gereken diğer bir mevzu da,  Hizbullah'ın Siyonist rejim karşısındaki askeri başarılarının ardından Lokman Selim'e suikast düzenlenmiş olmasıdır. Hatırlanacağı üzere Hizbullah son günlerde işgal rejim İsrail'e ait iki adet İHA'yı düşürdü. Başka bir deyişle Lübnanlı siyasi aktiviste yönelik suikast ile Hizbullah'ın askeri başarıları arasında bir bağlantı olabilir.

Hizbullah karşıtlarının güdümünde ve kontrolünde olan medyanın Hizbullah'ı Selim suikastına karışabileceğine dair iddiaları her şeyden ziyade, suikastın Hizbullah muhalifleri tarafından tertip edilmiş olabileceğini gösteriyor.

Hizbullah ne zaman stratejik başarıya imza atarsa, karşıt cepheden ve medyadan Hizbullah'a karşı psikolojik baskı gündeme taşınıyor.

Hizbullah'ın Selim suikastına karışabileceğine dair iddia de, 4 ağustos patlamasının ardından bu harekete yöneltilen suçlamaların devamı niteliğindedir. Hizbullah'ın Selim suikastına karışabileceğine dair iddia, sırf, Hizbullah'ı eleştiren Selim'in Lübnan'ın güneyindeki Şii kent Nabtiye'de yaşadığı gerekçesiyle gündeme getiriliyor.

Hizbullah Hareketi ise bu iddialara gösterdiği tepkide, Lokman Selim suikastını kınayarak, Lübnan'ın güvenlik ve yargı sistemlerinden derhal bu suikastın faillerini tanıtıp, cezalandırılmasını istedi. Hizbullah ayrıca, kör suikastlar ve bu suikastların Lübnan'ın güvenlik ve istikrarına karşı siyaset ve basın ortamında kullanma çabasına karşı mücadele çağrısında bulundu.

Kuşkusuz Lübnan'da siyasi aktivistlere yönelik suikast ve toplumsal ve siyasi istikrarsızlığın sürmesi, ülkede siyasi çatlak ve anlaşmazlığın giderek büyümesine yol açacak ve işgal rejimi bu durumdan fazlasıyla faydalanacaktır.