Irak Güvenlik Denklemlerinde Ordu, Millet ve Haşdi Şabi Üçlüsü
(last modified Fri, 26 Feb 2021 03:06:45 GMT )
Şubat 26, 2021 05:06 Europe/Istanbul
  •  Irak Güvenlik Denklemlerinde Ordu, Millet ve Haşdi Şabi Üçlüsü

Irak Haşdi Şabi Örgütü başkanı Falih El Feyyaz Cumartesi günü IŞİD teröristleri ile Irak ortak güvenlik güçleri arasındaki çatışmalara sahne olan Bağdat'ın Kuzeyindeki El Taremiyye bölgesinde yaptığı inceleme sırasında Irak'ta Haşdi Şabi, Güvenlik Güçleri ve milletten oluşan yeni bir üçlü güvenlik denkleminin kurulduğunu belirtti.

Irak bir kez daha güvenlik  gelişmelerinin yoğunlaşması ile karşı karşıyadır.   Amerika askerlerinin Irak'tan çıkması  halkın asıl talebine dönüşürken Amerikan terörist askerlerine yönelik tehditler de günden güne artmaktadır.  Yeni Amerika hükümeti ise terörist askerlerinin, Batı Asya ve özellikle de Irak'tan çıkmasını istemiyor.  Bu yüzden işgal askerlerini, NATO kapsamında Irak'ta tutmak istiyor.  Bu doğrultuda  NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg  son günlerde bu örgütün Irak'taki güçlerinin sekize katlanacağını söylemiştir. 
 NATO ve Amerika böyle bir yaklaşım içerisinde olsa da  Irak güvenlik arenasında   IŞİD terör örgütünün  kalıntıları ile mücadelede Irak’ın yerli güçler aktif ve etkin bir şekilde rol ifa etmektedirler. Bu doğrultuda   son günlerde  Bağdat'ın Kuzeyinde   süren El Taremiyye operasyonu sırasında  onlarca IŞİD teröristi  öldürülmüş ve birkaç Haşdi Şabi örgütü üyesi de şehit düşmüştür.  Çatışmalarda ırak Direniş güçleri, IŞİD’in TAremiye’nin sözde valisini ve şer’i Müftüsünü de etkisizleştirmeyi başardı. 
El Taremiyye operasyonunda  açıkça görülen husus, Irak ordusu, Haşdi Şabi örgütü ve halkın  IŞİD teröristleri karşısında işbirliği yapmasıdır. Buna esasen   Haşdi Şabi kurumu başkanı  Falih El Feyyaz   Irak güvenlik  gelişmeleri çerçevesinde üçlü denklemin meydana geldiğini belirtti. Bu üçlü denklemin oluşması  bir kaç açıdan önemlidir. 
Bu açıklamaların ilk boyutu  aslında Lübnan'da da uzun zamandır oluşan ordu, millet ve Hizbullah üçlüsünün ülke gelişmelerinde de  yapıcı bir performans çizmesidir. Böyle bir modelin Irak'ta da şekillenmesi  bu üçgenin  direniş ekseni ülkelerinde oluştuğunu, iç ve bölgesel gelişmelerde önemli rol ifa ettiğini gösteriyor. 
Bu durumun ikinci boyutu ise  böyle bir modelin oluşmasının  Batı Asya bölgesinde güvenliğin yerlileştirilmesi fikrinin güçlendirilmesine yol açmasıdır. Yerli güvenlik düşüncesi ordu ve direnişin yanı sıra halk güçlerinin oluşmasına da ciddi şekilde odaklanmaya dayalıdır.  Görünen o ki   bu tür güvenlik düşüncesi bölge düzeyinde gelişmektedir. Bu bağlamda yabancıların  baskıları  bu üçgeni zayıflatamamıştır. Çünkü direniş üçlüsü modeli  bölge ülkelerinde kabul görmüş ve son olarak da Irak'ta uygulanmaya geçmiştir. 
Bu durumun üçüncü boyutu, ordu, direniş ve halk üçgeninin oluşmasının  bölgede güvenliğin temini için yabancılara ihtiyaç kalmaması ile sonuçlanmasıdır.  Halbuki Irak içindeki kimi gruplar   Amerikan askerlerinin çıkması durumunda  ülkenin  ciddi güvenlik  boşluğu ve sorunları ile karşı karşıya kalacağını  telkin etmeye çalışıyorlar. 
 Ancak  Irak ordusu, direniş grupları ve halkın  terörizm ile mücadelede elde ettikleri  başarılar ve kazanımlar   ithal güvenliğini ve diğer ülkelerin müdahaleci girişimlerini devre dışı bırakmaktadır. 
 Bu durumun dördüncü boyutu,  ordu, direniş grupları ve halkın özellikle de Irak'ta işbirliğinin devam etmesinin    güvenlik ve terörizm ile mücadele alanında daha  elle tutulan sonuçlar doğurmasıdır. Bu doğrultuda   Irak Nuceba İslami Direniş Hareketi genel sekreter yardımcısı Nasr El Şimri ,  El Taremiyye operasyonunu överek   bu tür operasyonların devamının   tüm canileri tuzağa düşüreceğini ve Irak'taki terör planlarını ve tezgahların suya düşüreceğini belirtti./