Ürdün'de Tutuklamalar, Darbe ve Yabancıların Rolü
(last modified Wed, 07 Apr 2021 03:07:53 GMT )
Nisan 07, 2021 06:07 Europe/Istanbul
  • Kral II Abdullah
    Kral II Abdullah

3 Nisan akşamı Ürdün haber kaynakları yaklaşık 20 kişinin tutuklandığını ve Kral II Abdullah'a karşı darbenin etkisizleştirildiğini duyurdu.

Ürdün'deki bu gelişmenin üzerinden kısa bir süre geçerken olayın boyutları daha aydınlığa kavuşamadı fakat genel olarak bu hususta üç görüş gündemde.
İlk görüş; Ürdün prenslerinin, Kral İkinci Abdullah'a karşı başarısız bir darbe girişiminde bulunmasıdır. Zaten  bunun için ailevi ve sosyal ortam da vardır. Ürdün Kralı'nın üvey kardeşi Prens Hamza bin El Hüseyin, böyle bir komployu planlamak için gereken motivasyona sahipti. Prens Hamza, Şubat 1999'dan Kasım 2004'e kadar Ürdün Veliaht Prensi olarak görev yaptı, ancak 28 Kasım 2004'te görevden alındı. Görevden alınmanın nedeni, bunun formalite bir makam olmasıydı, ancak analistler, bu makamın Ürdün Kralı'nın yetkisini sınırlandırdığı ve kendisiyle ülke yetkilileri arasında bir engel olarak gördüğü için bu makamı kaldırdığına inanıyor.
Dolayısıyla Prens Hamza darbe için gerekli motivasyona sahipti ve mevcut sosyal koşullar buna zemin sağlamıştır. Prens Hamza'nın da tutuklanması ardından değindiği hükümette geniş çapta yolsuzlukların bulunması, mükerrer itirazların ortamını oluşturan halkın yaşadığı ekonomik sorunları artması ayrıca yönetimin korona salgınına karşı mücadeledeki acziyeti ve başarısızlığı, söz konusu sosyal ortamların bazılarıdır.
İkinci görüş; söz konusu gecede olup bitenler ve Ürdün'de yaşananların bir darbe olmaması, hükümetin bizzat Prens Hamza ve iktidar yapısındaki destekçilerine karşı planladığı bir komplo olmasıdır. Resmi Ürdün Haber Ajansı ve diğer bazı yerel kaynakların yanı sıra yabancı medya kaynakları da, Prens Hamza, Kraliyet divanının eski başkanı İbrahim Avadullah ve Hasan bin Zeyd'in, İsrail'le şüpheli ilişkileri ve güvenlik bağlarını gerekçe göstererek tutuklandıklarını ileri sürdüler.
Ancak Ürdünlü eleştirmenler, ülkedeki mevcut sorunların arkasında, kralın üvey kardeşinin hem iktidar yapısı içinde hem de halk arasında kendisine bir sosyal taban oluşturmaya çalıştığını ve bunun İkinci Abdullah'ta korkuya ve paniğe neden olduğunu düşünüyor. 
Ürdünlü tanınmış muhaliflerinden olan Nasir el-Ömeri, resmi hesabından, Prens Hamza Hüseyin'in tutuklanması da dahil olmak üzere, Ürdün'de  tutuklanmaların nedeninin ülkedeki popülaritesini artırdığına bağladı ve Prens Hamza Hüseyin'i darbe ile suçladığının şüpheli olduğunu söyledi. Ürdün Kralı'nın bu günlerde ülkedeki durumun istediği gibi olmadığından dolayı bu girişimi  ihtiyati tedbir olarak değerlendirdi.
Üçüncü görüş, Ürdün'de yaşananları, yabancı aktörlerin İkinci  Abdullah'a yönelik eylemi ve aslında tutuklama  olaylarının Suudi Arabistan, BAE ve Siyonist rejim tarafından planlandığını belirtiyor.  Kraliyet divanının  tutuklanan eski başkanı İbrahim Avadullah'ın Suudi Veliaht Muhammed bin Selman ve BAE Veliahdı Muhammed bin Zayed ile yakın bağları olduğu bilinmektedir. Ürdünlü analist Naci El Zu'bi Prens Hamza'nın Suudi Arabistan'a bağımlılığına atıfta bulunarak, "Bazı grupların Ürdün'ü kriz ve kaosun eşiğine getirmeye çalışıyor gibi göründüklerini" söyledi. 
Arap 21 sitesinin bildirdiğine göre, "Hasan bin Zeyd daha önce Ürdün Kralı'nın Suudi Arabistan'daki özel elçisiydi. Avadullah, 2007'de El Haşimi'nin kraliyet sarayının başkanı ve daha önce Ürdün Kralı ofisinin başkanıydı. Tutuklu iki kişinin Suudi Arabistan ile güçlü bağları var. Ürdün'deki birçok kişi, ikisinin Suudi vatandaşlığına veya pasaportuna sahip olduğuna inanıyor. Avadullah, son yıllarda Suudi Veliahdı Muhammed bin Selman'a danışmanlık yaptı. Suudi petrol şirketi Aramco'nun özelleştirilmesi mühendislerinden biriydi. Hasan bin Zeyd de Suudi Arabistan'da yaşayan ve bu ülkeye yatırım yapmış Haşimi soyundandır."
Bu günlerde Ürdün'de olup bitenler hakkında hangi görüş doğru olursa olsun, İkinci  Abdullah hakkında bir gerçek var. Babası Kral Hüseyin'in 7 Şubat 1999'da vefatından bu yana Ürdün Kralı olan Kral Abdullah bin Hüseyin, 22 yıl sonra gerek halk içinde gerekse iktidar yapısı içinde ve kimi Arap yöneticiler arasında iç açıcı bir konuma sahip değil./