Demir Kubbenin İşlevsizliği ve İsrail'in İstihbari ve Güvenlik Kırılganlığı
Siyonist rejim İsrail, geçen Çarşamba ve Perşembe günleri işgal altındaki topraklarda iki önemli güvenlik olayı yaşadı. Bu olaylar aslında ırkçı İsrail'in askeri ve istihbari kırılganlığını daha da gün yüzüne çıkardı.
Haber kaynakları, geçen Çarşamba günü işgal altındaki topraklarda bulunan İsrail'in hassas güvenlik tesislerinde şiddetli bir patlamanın baş gösterdiğini duyurdu. Siyonist gazeteci Edy Cohen Twitter sayfasında bu patlamadan görüntüler paylaşarak bu patlamanın İsrail'in merkezindeki hassas güvenlik tesislerinde yaşandığını belirtti. Saatler sonra İsrail haber kaynakları da bu patlamanın farklı füzelerin üretildiği gelişmiş silah üretim fabrikasında yaşandığını belirttiler. Cumartesi sabah saatlerinde de Suriye topraklarından fırlatılan bir füze Siyonist Rejim İsrail'in sözde Demir Kubbe füze savunma sistemlerini delerek stratejik Dimona nükleer tesisleri etrafına düştü.
Bu gelişmeler ve olaylar hususunda bir kaç önemli nokta söz konusudur.
İlk nokta Siyonist Rejim İsrail'in, füze üretim fabrikasında olup bitenleri insani hata sonucu ve deneme sırasında ortaya çıkan bir durum olduğunu telkin etmeye çalışmasıdır. Ancak bu algı yaratma durumu İsrail'de ne sıradan insanlar, ne medya organları ne de birçok siyasi şahsiyet tarafından kabul görmemiştir. İbranice yayın yapan Haaretz gazetesi okurlarından naklen şu ifadelere yer vermiştir: " Tutalım ki gerçekten bu bir deneme sonucu ortaya çıktı. Kontrol dışında bir deneme patlamaya yol açtı diye düşünelim. Ancak böyle bir patlamanın hiçbir zayiatının olmamasını inanmak mümkün değildir. Çok pozitif bile yaklaşsak bu durum kuşku uyandırıcıdır. "
***
Siyonist Rejim İsrail'in yoğun propagandif çalışmalar ile füze yapım fabrikasında yaşanan patlamayı insani hata sonucu olarak göstermeye çalışması aslında başka bir konu ile alakalıdır. Siyonist Rejim İsrail bu patlamanın direniş eksenine yakın yabancı bir aktör tarafından planlandığını ve gerçekleştirildiğini kabul ederse bu durum karşısında sorumlu sayılır ve cevap vermesi gerekir. Hatta büyük masraflara da katlanması lazım. Siyonist Rejim İsrail makamları, bu sürecin devam etmesinin ne tür masraflara yol açabileceğinden tamamen haberdardırlar. Buna ilaveten, dış aktörün bu işe karıştığını kabul etmek İsrail'in istihbari ve güvenlik kırılganlığını da kabul etmek anlamına gelir. Halbuki Telaviv hep güvenlik ve istihbari gücünden bahsetmiş ve bunu güçlü olmasının bileşenlerinden biri olarak adlandırmıştır.
İkinci önemli nokta İsrail'in, patlamanın Suriye topraklarından kaynaklandığını ve Dimona sahası yakınlarında gerçekleştiğini ve füzenin Dimona nükleer sahasından 30 kilometre uzağa indiğini açıkça belirtmesidir. Bu aynı zamanda, Suriye topraklarından atılan füzeleri engelleyemeyen İsrail Demir Kubbe sisteminin tüm verimsizliğini de gösteriyor. Bu bağlamda, Siyonist rejim televizyonunun İbranice yayın yapan medyalarından Kanal 12 analisti "Nir Dafuri" şöyle bir analizde bulundu: "Sistemlerimizin kağıt üzerinde bu Suriye'den fırlatılan füzeyi düşürmesi gerekiyordu, ancak tüm sistemlerin başarısız kaldı ve yenildiler. "
İsrail Ordusu sözcüsü Avihai Adrei de Tel Aviv'in hava savunma sistemlerinin Suriye topraklarından atılan füzeleri engelleyemediğini kabul etti. Siyonist Rejim savaş bakanı Benny Gantz da Demir Kubbe füze savunma sisteminin başarısızlığına değinerek şöyle bir açıklamada bulundu: "Bu sistemin, füze durdurma operasyonlarındaki başarısızlığı araştıracak."
Füze fabrikasındaki patlama ister insan hatası ister dış etken kaynaklı olsun, Dimona nükleer sahasındaki roket patlaması İsrail'e Suriye ve İran dahil diğer ülkelerdeki sabotajın devam etmesinin yaygın bir güvensizliğe yol açacağına dair bir uyarı oldu. Dimona'ya ateş açılması, İsrail'e, direniş aktörlerinin stratejik sabrının sona erdiği ve sabotaj girişimleri devam ederse İsrail'in stratejik darbeler beklemesi gerektiği yönünde stratejik bir mesaj oldu..