Lübnan'daki Ekonomik duruma yönelik Protestoların Nedenleri
Lübnan'da 8 ayın ardından hala kabinenin belirlenememesi sonrasında bu ülkedeki ekonomik protestolar git gide artmaktadır.
Son bir haftada, Lübnan'ın farklı bölgeleri kötü ekonomik durumu protesto eden halk gösterilerine sahne oldu. Lübnan'daki ekonomik duruma bakıldığında, ülkenin hala ekonomide bir gerileme süreci yaşadığı görülüyor. Şu anda ana sorunlar arasında yakıt kıtlığı, artan döviz fiyatları ve ülkedeki kötü elektrik durumu yer alıyor.
Akaryakıt yetersizliği, benzin istasyonlarının önünde uzun benzin kuyruklarının oluşmasına neden olmuştur. İnsanlar sokakları kapatmış ve bu davranış bir güvenlik sorununa ve ordu ile halk arasında çatışmalara yol açmıştır. Lübnan Merkez Bankası, yakıt maliyetinin yüzde 85'ini sübvansiyon olarak ödüyor ve karşılamaya çalışıyor. Lübnan günde 12 milyon litre yakıt tüketiyor.
Yakıta ek olarak, elektrik kesintileri yeni bir halk protestoları dönemini şekillendiriyor. Lübnan, elektrik santralleri çalışmalarıyla yeterli elektrik üretemiyor. Yazın havaların çok sıcak olduğu düşünüldüğünde, elektriğin olmaması sadece işleri kapatmakla kalmamış, insanların rahat ve huzurunu kaçırmış ve bu da siyasi sistem konusunda insanları öfkelendirmekte önemli bir etken haline gelmiştir.
Bununla birlikte, ülkenin mevcut ekonomik sorunlarının temelinde Lübnan ulusal para biriminin keskin devalüasyonu yatmaktadır. Lübnan lirası değer kaybetmeye devam ederken, Lübnan'daki her bir ABD dolarının fiyatı yaklaşık 18 bin Lübnan lirasına yükselmiş ve Lübnanlı yetkililer hem enflasyonu kontrol etmekte hem de halkın yakıt ihtiyacını karşılamakta başarısız kalmışlardır. Lübnan ulusal para biriminin değer kaybetmesi sadece Lübnan'daki ekonomik kurumların kapanmasını yoğunlaştırmakla kalmamış, aynı zamanda Lübnan halkının yaşam koşullarını da kötüleştirmiştir.
Bu sorunlara ek olarak, hükümetlerin borç krizi de Lübnan ekonomisi için büyük bir sorun haline geldi. Dünya Bankası geçtiğimiz günlerde Lübnan'ın borcunun ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 150'sine eşit olduğunu ve dünyanın en yüksek borçlarından biri olduğunu açıkladı. Lübnan ekonomisinin borç krizi bataklığına batması , Lübnan'ın mali dengesini alt üst etti ve özellikle temel ihtiyaç maddelerinin ithalatı alanında artık finansal ihtiyaçlarını karşılayamaz hale geldi ve Lübnan'da ağır bir bütçe açığına yol açtı.
Bir diğer önemli nokta ise Lübnan ekonomisinin gelir kaynaklarının da son on yılda kesilmiş olmasıdır. Lübnan ekonomisi, büyük ölçüde turizme, dış yardıma, finans sektörünün parasallaşmasına ve Fars Körfezi Arap ülkelerinden gelen bağışlara dayandığı söylenmelidir. Batı Asya bölgesinde özellikle Suriye'de son on yılda yaşanan geniş çaplı şiddet, Ortadoğu'nun gelini olarak bilinen Lübnan turizm sektörünü de etkiledi ve koronavirüs ile birlikte bu endüstriye yok oluş eşiğine getirdi.
Aynı zamanda ülkedeki siyasi durum ve özellikle Batı yanlısı kanadın konumunun zayıflaması, özellikle Fars Körfezi'ndeki Arap ülkelerinin Lübnan'a yaptığı dış yardımların durdurulmasına veya büyük ölçüde azalmasına neden oldu. Lübnanlı göçmenlerin ülkeye dolar üzerinden havaleleri de Batı Asya'daki şiddet ve Lübnan'ın iç durumundaki şiddet nedeniyle keskin bir şekilde düştü.
4 Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamanın hem ekonomi hem de siyaset üzerinde büyük etkisi oldu. Patlama, Hassan Diyab'ın kabinesinin istifasına ve kabine oluşumu krizinin oluşmasına yol açtı. Lübnan'da son sekiz ayda yaşanan siyasi çalkantı ve Lübnanlı siyasi gruplar ve yetkililer arasındaki ihtilaflar, bu ülkede kabine oluşumu krizinin devam etmesine neden oldu. Bu durum Lübnan'ın ekonomik sorunlarının ağırlaşmasında da önemli bir faktör oldu.
Bütün bunlar Lübnan ekonomisinin dengesinin bozulmasına ve ülkede yeni bir halk protestoları turunun oluşmasına yol açtı.