Azerbaycan Cumhuriyeti-Ermenistan Gerilimleri
(last modified Mon, 19 Jul 2021 04:59:33 GMT )
Temmuz 19, 2021 07:59 Europe/Istanbul
  • Azerbaycan Cumhuriyeti-Ermenistan Gerilimleri
    Azerbaycan Cumhuriyeti-Ermenistan Gerilimleri

Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan makamları Rusya arabuluculuğu ile Karabağ barış anlaşmasını 9 Kasım gece yarısında imzalamasına rağmen bir kez daha bölge manşetlerinde ateşkes kurallarının ihlali haberleri yer almaktadır. Bu hususta medya, Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan askerlerinin sınır bölgelerde çatıştığını duyurdular.

Ermenistan savunma bakanlığı ise  bir bildiri yayımlayarak şu açıklamalara yer verdi: " Geçen Cuma öğlen saatlerinde Azerbaycan Cumhuriyeti güçleri  Yeraseh bölgesinde konuşlu Ermeni güçlere doğru atış yaptılar ve Ermeni güçler de bu saldırılara yanıt verdi. "

Yeni ateşkes ihlalleri olayları genellikle Ağdere, Ağdam, Füzuli ve Hocavend bölgelerinde yaşanmaktadır. 

Karabağ barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana   her gün farklı şekillerde ateşkes anlaşması iki tarafça ihlal edilmektedir.  Karabağ barış anlaşmasının imzalandığı ilk başlarda ateşkes olayları pek fazla değildi. Ancak süre geçtikçe ve Bakü ile Erivan  ihtilafları arttıkça görünen o ki  ateşkes ihlalleri de artmaktadır. 

 Bakü ile Erivan arasındaki ateşkes ihlallerinin temel nedeninin  özellikle de zamanın geçmesi ile daha da artmasının nedeninin yabancıların müdahaleleri olduğu unutulmamalıdır.   Gerçekte Bakü ve Erivan'daki yabancı dış güçler,  bunun yanı sıra  yabancı devletlerin bölgedeki bağımsız  ülkeleri etkilemeye çalışması  ateşkesin ihlallerinin en önemli faktörlerindendir.  Örneğin  Ermenistan başbakanlığı kayyımı Nikol Paşinyan'ın   Karabağ barış anlaşmasının imzalanmasından duyduğu memnuniyete rağmen,  kimi yabancı müdahaleler, Ermeni halkını kışkırtmak peşindedir. Buna paralel olarak Erivan makamları  zaman içerisinde  bölgedeki  çıkar sahibi ülkeler ile uyumlu tutumlar sergilemek zorunda kalmıştır. 

Bu hususta Batılı devletlerin  Ermenistan  ve Karabağ Ermenileri tutumlarını ciddi şekilde desteklemelerine değinmek mümkün.  İkinci Karabağ savaşı döneminde Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo şöyle bir açıklamada bulundu: " Ermenistan'ın Azerbaycan Cumhuriyeti karşısında kendini savunabileceğini umut ediyorum. "

Bu açıklamalar  Amerika'nın Ermenistan tutumlarını desteklemesi ve Karabağ Ermenilerinin arkasında olduğunu gösteriyor. Karabağ barış anlaşmasının imzalanmasının ardından  Amerika ve Fransa makamları  bu anlaşmaya karşı çıkmışlardı. Bu da bu devletlerin bu çatışmada ve sorunda tarafsız olmadığını gösteriyor. 

O zamanki ABD ve Fransız dışişleri bakanları, Dağlık Karabağ barış anlaşmasının imzalanmasının ardından, anlaşmaya "sadece AGİT Minsk Grubu liderleri olmadan imzalandığı için" karşı çıktıklarını da belirttiler. Ancak perde arkasında tabii ki başka nedenler de yatmaktadır. 

Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Batılı hükümetlerin bu tutumuna cevaben bir bildiri yayınladı ve " AGİT Minsk Grubu üyeleri olarak Amerika ve Fransa makamlarının bu açıklamaları,  Dağlık Karabağ sorununun çözümü amacına uymuyor. "

 

Uzmanlar, ateşkesin ihlal edilmesinin ve Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki mevcut askeri çatışmanın tırmanmasının ana nedenlerinden birinin yabancı hükümetlerin müdahalesi olduğuna inanıyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Patrik Sahakyan "Dağlık Karabağ bölgesindeki son çatışmalar, Türkiye müdahalesinin bir sonucu gibi görünüyor, çünkü Suriye meselesinden sonra ülke, Türkçe konuşan bir ittifak fikri ve güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasıyla hareket ediyor ve Dağlık Karabağ'ı işgal etmeye çalışıyor."

Bu bağlamda, Ermeni makamları da dış müdahaleye karşı sert tutumlar sergilediler.  Örneğin, Ermenistan Cumhurbaşkanı Armen Sarkisyan, İran ve Rusya'nın arabuluculuk çabalarına rağmen, Ermeni-Azeri ihtilafının Dağlık Karabağ krizi anlamında  belirsiz ve karmaşık bir geleceğe  sahip olduğuna işaret ederek  Güney Kafkasya'da bir terör yuvasının kurulması konusunda uyardı.

Genel olarak, daha fazla çıkar elde etmeyi amaçlayan dış müdahalelerin Bakü ve Erivan'ın çıkarları doğrultusunda olmadığı, aynı zamanda Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan'ın çıkarlarına da son derece zararlı olduğu söylenmelidir.