Bakü'nün Batı'yı Eleştirmesi
(last modified Sun, 25 Jul 2021 13:58:42 GMT )
Temmuz 25, 2021 16:58 Europe/Istanbul
  • Bakü'nün Batı'yı Eleştirmesi

Bakü makamlarının Avrupa Birliğinin Güney Kafkasya'daki ayrımcı politikalarını eleştirmelerinin devamında İlham Aliyev hükümeti makamları bir kez daha Batı'nın ayrımcı siyasetlerini eleştirdi. Bu hususta Azerbaycan Cumhuriyeti cumhurbaşkanı İlham Aliyev Avrupa Birliğinin Güney Kafkasya bölgesi ülkelerine mali yardımların ayrılması şeklini eleştirdi.

İlham Aliyev " Avrupa Birliği Ermenistan'a 2.6 milyar Euro, Gürcistan'a 2.3 milyar Euro mali yardım yapmış ancak  bize sadece 150 milyon dolar yardım yapmıştır.  Azerbaycan Cumhuriyeti Güney Kafkasya'nın en büyük  ülkesi ve savaştan da en büyük zarar gören ülkedir. Avrupa Birliğinden daha fazla yardım yapılmalıdır. "dedi. 

Kuşkusuz  Azeri makamlar özellikle de Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının  Avrupa Birliğine yönelik eleştirileri günden güne artmaktadır.  Bakü hükümetinin Batı'ya yönelik eleştirilerinin büyük bir bölümü Ermenistan ile ilgili olmuştur.  Örneğin son dönemde Azerbaycan Cumhuriyeti hükümeti  Avrupa Parlamentosunun bu ülkeye karşı kararını eleştirdi. İlham Aliyev  Ağdam şehrine yaptığı ziyarette bu bölgedeki bayındırlık çalışmalarının açılışında  Avrupa Konseyinin son kararının sahte vakalara dayalı olduğunu belirterek şöyle bir açıklamada bulundu : " Kimse Azerbaycan Cumhuriyetini baskı altında bırakamaz.  Avrupa Parlamentosu kararı  sahte vakalara dayalı olarak onaylanmıştır. Ancak Bakü  mevcut durumdan daha güçlü bir şekilde milli sınırlarını sağlamlaştıracaktır. "

Aslında Azerbaycan Cumhuriyeti makamları daha önce de Batı'nın tutumlarını eleştirmişlerdir.  Örneğin daha önce Azerbaycan Cumhuriyeti  Cumhurbaşkanı  Batı'nın Karabağ münakaşasında Ermenistan'ı desteklemesinden kaygı duyup bir yandan da  Amerika kongresinin Azerbaycan Cumhuriyetine silah yaptırımlarının uygulanması ile ilgili olan 907 numaralı kararından  çifte standartlı duruş olarak söz etmişti.  Aynı zamanda Bakü ile Erivan'ın Karabağ bölgesi etrafındaki çatışmaların ve münakaşaların devam ettiği yıllarda Batı hep Ermenistan ve Karabağ Ermenilerinin tarafını tutmuş ve  Azerbaycan Cumhuriyeti'nin gözardı etmeye çalışmıştır.  Buna rağmen Azerbaycan Cumhuriyeti Güney Kafkasya bölgesinin en büyük ve en kalabalık ülkesidir ve Avrupa Birliği ülkeleri ile de iyi seviyede ilişkilerini geliştirmiştir.   Bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti  Avrupa'ya doğalgaz ihracatını bile başlatmıştır.  Şimdi de  Azerbaycan Cumhuriyeti'nin doğalgazının Avrupa'ya Trans Adriyatik borusu üzerinden taşınma sürecinin başlaması ile Avrupa Birliği   Rusya hariç başka önemli bir enerji kaynağına erişim sağlayacaktır.  Buna karşın Ermenistan ve Gürcistan pratikte Avrupa Birliğinin ihtiyaçlarını karşılamak için sunacakları bir şeyleri yoktur. Buna ek olarak  Batılı devletler Kafkasya bölgesinde en fazla Azerbaycan makamları ile görüşmektedirler.   Bu bağlamda geçen ayda Amerikalı bir heyet Amerika dışişleri bakan yardımcısı Filip Ricker başkanlığında   bölgeye ziyarette bulundu.  Bu hususta  Ermeni siyasi uzman   Amerikalı heyetin ziyaretini ve bölgesel  istişarelerde bulunmasını  bu ülkenin bölgede hareketlendiğinin işareti olduğunu düşünüyor.   Ermeni siyasi uzman Robert Gayondiyan şöyle düşünüyor: "  Amerikan heyeti  Rusya ve Türkiye karşısında özellikle de Karabağ anlamında  yeni bir misyon tanımlamaya çalışıyor. Bölgeye sızmak için yeni fırsatlar arıyor. Amerika  Batı olmadan  bölgede sorunları çözme imkanının olmadığını göstermeye çalışıyor. "

 Buna rağmen  Avrupa Birliği Ermenistan ve Gürcistan'a azami mali yardım ayırarak  Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kışkırtmak istediğini ve hasmane tutum sergilemek istediğini belirtmiştir. 

 Bu alanda dikkat çeken ve düşündürücü nokta ise  Azerbaycan Cumhuriyeti meclisinde yasaların ve anayasada Batıcı siyasetlerin izlenmesine rağmen Azeri makamların her daim Batı'yı eleştirmesidir.  Bu koşullar altında görünen o ki  İlham Aliyev hükümeti makamları için Rusya veya Batı'nın bir farkı yoktur. Çünkü Bakü hükümet makamları  egemenliklerini sürdürmek için  ya Batılılar ya da Ruslara taviz vermeleri gerekir. Bu anlamda ya Batı ya Rusya hangi uygunsa ona yaklaşılmaktadır.