Seyyid Hasan Nasrullah'ın 33 Günlük Savaşın Yıldönümündeki Konuşması
Lübnan Hizbullah hareketi genel sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah 7 Ağustos Cumartesi akşamı 33 Günlük Savaş'ın 15'inci yıldönümü dolayısı ile önemli boyutlara ve stratejik yanlara sahip bir konuşma yaptı.
Siyonist Rejim İsrail'in Lübnan direnişine karşı 2006 yılında başlattığı 33 Günlük savaşın üzerinden 15 yıl geçmektedir. Bu savaş Siyonist Rejim İsrail ile Lübnan ilişkilerinde ve de batı Asya bölgesinde bir dönüm noktası oldu.
2006 yılındaki 33 günlük savaş ırkçı rejim İsrail ile Lübnan ilişkilerinde bir dönüm noktası idi çünkü bir yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı ile İsrail'in Lübnan'a karşı savaşının durdurulmasına vurgu yapmasına ve diğer yandan da Siyonist Rejimin Lübnan'a yönelik saldırı ve saldırganlığından vaz geçmesine yol açtı. İşte bu durum Seyyid Hasan Nasrullah'ın Cumartesi akşam yaptığı konuşmada vurguladığı hususlar arasında idi.
Seyyid Hasan Nasrullah'ın belirttiği gibi, bu savaştan önce, on yıllar boyunca Lübnan Siyonist Rejim İsrail hava kuvvetlerinin adeta cirit attığı yerdi ve hiçbir şey Siyonistlerin bu saldırılarından vaz geçmesine neden olamıyordu. Ancak özellikle o savaştan sonra direniş ile geniş çaplı bir savaştan duyduğu korku, Lübnan'a bir daha saldırmamasına sebep oldu. Başka bir ifade ile 33 Günlük Savaş, Lübnan için daha fazla güvenlik ve egemenliği beraberinde getirdi.
2006'daki 33 günlük savaşın bir başka yönü, Batı Asya bölgesindeki güvenlik düzenlemeleri üzerindeki etkisiydi. Bu savaş Batı Asya bölgesi için dönüm noktası idi çünkü bir Arap ülkesinin ordusu değil, direniş ekseninin bir parçası olan Hizbullah, işgalci İsrail ordusunun yenilmezlik efsanesini yıktı ve onu küçük düşürmeyi başardı.
Bir diğer yandan bu savaş Direniş Ekseninin Batı Asya bölgesinde aktif ve etkili bir aktör olarak ortaya çıkmasına zemin hazırladı. Öyle ki bugün bölgedeki gelişmeler direnişin rolü ve konumu olmadan değerlendirilemez.
Diğer bir konu ise 33 gün savaşlarının İsrail'in Lübnan direnişi de dahil olmak üzere direniş ekseni ile ilişkilerinde caydırıcı bir denklemin oluşmasına yol açmasıdır. Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri'ne göre, bu savaşın en önemli başarısı bir caydırıcılık denkleminin kurulmasıdır. Lübnan direnişinin artan caydırıcılık gücü, İsrail'in Hizbullah'tan gelecek bir misillemeden korktuğu için son 15 yılda Lübnan'a herhangi bir askeri saldırı başlatmaya cesaret edememesine yol açtı. Bu caydırıcılık son günlerde yaşanan gelişmelerde net olarak görülmüş ve Seyyid Hasan Nasrullah'ın Cumartesi akşamı yaptığı konuşmada vurgulanmıştır.
Geçen Perşembe günü, Siyonist Rejim İsrail savaş uçakları 15 yıl aradan sonra ilk kez güney Lübnan'daki bölgeleri bombaladı. Bunun ardından Lübnan direnişinden İsrail rejiminin saldırılarına eşdeğer olan hızlı bir yanıt geldi. Saldırının zamanı ve yeri Lübnan'daki Hizbullah tarafından dikkat ve özenle seçildi. Seyyid Hasan Nasrullah'a göre, "Perşembe günü yaşanan olay, hızlı tepki verilmesi açısından önemliydi. Cevap geç verilseydi değerini kaybederdi".
Aynı zamanda Lübnan Hizbullah hareketi, hem İsrail düşmanından korkmadığını göstermek hem de düşmanı Hizbullah'la savaşmama sonucuna vardırmak için yaptığı açıklamayla eylemlerinin sorumluluğunu üstlendi.
Aslında 33 günlük savaş, Lübnan'da Hizbullah'ı yok etmek ve genel olarak Batı Asya'da direnişi dağıtmak amacıyla başlamıştı fakat savaştan 15 yıl aradan sonra, İsrail kendi varlığından endişe duyuyor ve bu, Hizbullah'ın varlığının ve 2006 savaşının stratejik sonuçlarından biridir.
Bu bağlamda Lübnan'da Hizbullah Genel Sekreteri, bugün Siyonist düşmanın kendi varlığından her zamankinden daha fazla endişe duyduğunu belirterek, süper güçler ve bölge ülkeleri tarafından desteklenen bu düşmanın, Hizbullah'la her hangi bir savaşın sonuçlarından da kaygılı olduğunu böyle bir savaşın iç arenasına yönelik etkilerinden derinden endişeli olduğunu vurguladı./