Orta Asya Ülkeleri Liderlerinin Afganistan Gelişmelerine Yönelik Tepkileri
https://parstoday.ir/tr/news/west_asia-i181420-orta_asya_Ülkeleri_liderlerinin_afganistan_gelişmelerine_yönelik_tepkileri
Afgan siyasetçileri ve partilerinin Taliban ile yeni hükümeti kurma etrafında diyaloglarını devam ettirdiği bir sırada kimi Orta Asya hükümetleri hala Afganistan'daki yeni iktidarın işbirliği hususundaki yaklaşımına tereddütle yaklaşmaktadır.
(last modified 2022-10-07T16:32:52+00:00 )
Ağustos 22, 2021 08:26 Europe/Istanbul
  • Orta Asya Ülkeleri Liderlerinin Afganistan Gelişmelerine Yönelik Tepkileri
    Orta Asya Ülkeleri Liderlerinin Afganistan Gelişmelerine Yönelik Tepkileri

Afgan siyasetçileri ve partilerinin Taliban ile yeni hükümeti kurma etrafında diyaloglarını devam ettirdiği bir sırada kimi Orta Asya hükümetleri hala Afganistan'daki yeni iktidarın işbirliği hususundaki yaklaşımına tereddütle yaklaşmaktadır.

 Orta Asya ülkelerinin kaygılarının bir kısmı Taliban'ın geçmişi ile alakalıdır. Bir kısmı da  Taliban'ın Afganistan'daki varlığının  Orta Asya'daki  radikalizmin güçlenmesinde etkili bir faktör olmasından kaynaklanmaktadır. 

Tüm bu kaygılar ve tereddütler devam ederken  Taliban grubu sözcüsü  daha önce Afganistan'ın bölge ve dünya ülkeleri için tehdit olmayacağını  belirtmiştir. Katar'ın başkenti Doha'da  Al Jazeera kanalına verdiği özel röportajda Muhammed Naim Verdek  şöyle bir vurguda da bulunmuştu: " Taliban grubu  Afganistan'da bağımsız İslami düzen kurarak böylece halkın ihtiyaçlarını karşılamak ve halkın hizmetinde olmak istiyor. "

 Taliban sözcüsünün açıklamalarına rağmen   Afganistan halkı ve Orta Asya devlet adamları  Taliban'ın Afganistan'a yerleşmesi ve iktidarının temellerini sağlamlaştırmasının ardından  Taliban grubunun  gerçek düşünceleri ve tutumlarını yansıtacağını düşünüyorlar. 

Bölgedeki ve dünyadaki tüm şüphe ve endişelere rağmen, son günlerde Orta Asya hükümetleri birbirleriyle, Rusya'yla ve Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü yetkilileriyle istişarelerde bulunmaktadırlar. Bu istişarelerin amacı, Orta Asya ülkelerinin Afganistan ile olan sınırlarındaki güvensizlik ve bu ülkelerin siyasi ve sosyal alanlarında aşırılık hareketlerinin yol açtığı bazı güvensizlik durumlarında askeri ve mali yardımların hazır olmasıdır. Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinden önce, Orta Asya cumhuriyetlerinin sınırlarında bir dizi güvensizlik olaylarının olduğu zaten biliniyordu.

Afganistan içinde ve bu ülkenin sınırlarındaki tüm hareketlenmelere rağmen, son birkaç gün içinde, Taliban grubu; kendini IŞİD, Nusra Cephesi,  Hizb-ut Tahrir ve diğer aşırılıkçı akımlar  ve tekfirci-terörist gruplardan defalarca aklamaya çalışmıştır. Taliban kendini bu terör gruplarından bağımsız ve muhalif bir örgüt olarak tanıtmıştır. 

ABD hükümetine bağlı güvenlik ve siyasi kurumların ısrarı üzerine Kabil'de iktidarı ele geçiren devrik Afganistan Devlet Başkanı Muhammed Eşref Gani, öyle bir durumda savaşzede Afganistan'ı terk etti ki sloganları Afgan halkı arasında büyük umutlara yol açmıştı. Yirmi yıl önce, Muhammed Eşref Gani, Maliye Bakanı ve ardından cumhurbaşkanı olarak, Afganistan'daki mevcut finansal sistemin ana tasarımcılarından biriydi. Bu yolsuzluk ve üst düzey yetkililerin zimmete para geçirme olayları ile dolu sistem, son yıllarda özellikle Afganistan'ın güvenlik çevrelerindeki karar alma düzenini felç etti. Ulusal ve uluslararası düzeyde, Eşref Gani hükümetinin yanlış politikaları, politikacıların Kabil hükümetine yönelik  umutlarını kaybetmelerine yol açtı.  Bu bağlamda, kıdemli bir Afgan gazeteci ve siyasi uzman olan Cemaleddin Musevi şöyle inanıyor: "Başkentin ticari binalarında bile yüzlerce engelli, yetim, çalışan çocuk ve dul kadının dilencilik yaptığı, yoksulluğun kol gezindiği bir ülkenin liderleri yani Eşref Gani hükümetinin liderleri, lüks evlerde yaşayarak, pahalı kurşun geçirmez araçlardan oluşan konvoylarla gezinerek ve yabancı ailevi gezilere çıkarak lüks bir hayat yarışına girişmişlerdi."

ABD güvenlik güçlerinin Eşref Gani hükümetine bu yanlış politikaları dayattığı ve Afganistan'da Taliban'ın yeniden iktidara gelmesinin önünü açtığı göz ardı edilmemelidir. Bu gerçekler göz önüne alındığında, hükümet politikacılarının Afgan halkına ihaneti ve zimmete para geçirmelerinin Taliban'ın Kabil'deki varlığının arkasındaki iki ana faktör olduğunda şüphe bırakmadığı söylenmelidir. Afganistan'da hainlerin varlığının bu ülkenin ve hatta komşu ülkelerin halkları için sorun yaratabileceği  artık aşikardır.