Yabancı Aktörlerin Irak Parlamento Seçimlerindeki Rolü
10 Ekim Pazar günü Irak'ta beşinci dönem parlamento seçimleri düzenlenecektir.
Irak seçimleri sadece iç aktörler için değil, dış aktörler için de önemli. Bu önem her şeyden ziyade üç faktörden kaynaklanmaktadır.
Öncelikle; Irak'ın İran İslam Cumhuriyeti, Suriye ve Suudi Arabistan'a komşu zengin bir enerji kaynağı olması çerçevesindeki jeopolitik konumu önem taşımaktadır.
İkinci mesele büyük çoğunluğu Şiilerden oluşan bu ülkenin nüfusunun çoğunluğunun rolüdür. Bu ülke, hükümetin Şii bir başbakan tarafından kurulan sayılı ülkelerdendir ayrıca mercilikde bu ülkede önemli bir rol oynamaktadır.
Üçüncü olarak bu ülkede yabancı aktörlerin müdahalesine fikirsel olarak karşı çıkan halk seferberliği-Haşdi Şabi ve direniş gruplarının varlığı ve Siyonist rejimle her türlü ilişkiye karşı çıkmalarıdır.
Irak'taki iç gelişmelerde, özellikle seçim meselesinde dört grup aktör rol oynuyor.
İlk aktör grubu, Arap ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan, BAE ve Katar'dır. Arap ülkeleri Irak'ın 2005'teki ilk parlamento seçimlerini boykot etti ve aynı parlamento 2009'da ABD'nin Irak'tan çekilmesi için oy kullandı. 2010 ve 2014'te bazı Arap ülkelerinin seçimlerde rolü olsa da ancak rolleri hala belirgin değildi.
2018 Irak seçimlerinde Suudi Arabistan liderliğindeki Arap ülkeleri önemli bir rol oynadı. Suudi Arabistan'ın artan rolünün nedeni, 25 yıl sonra Başbakan Haydar el İbadi yönetiminde Irak'la yeniden ilişkiler kurması ve Suudi ve Iraklı yetkililer arasındaki diplomatik görüşmelerin artırmasıydı.
Başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkeleri 2021 seçimlerinde rol oynayacağı öngörülebilir. Arap ülkelerinin Irak seçimlerine yaklaşımı, Sünni siyasi grupları desteklemenin yanı sıra, Fetih listesi de dahil olmak üzere direniş eksenine yakın Şii siyasi gruplara karşı çıkmaktır.
Muhammed el Habusi, Hamis Hancer ve Usame el Nuceyfi, her biri bazı Arap ülkeleri tarafından bir şekilde desteklenen üç Iraklı Sünni şahsiyet sayılırlar. El Halbusi, Suudi Arabistan ve BAE tarafından, Hancer de Katar tarafından destekleniyor.
Irak seçimlerinde ikinci aktörü Türkiye'dir. Türkiye, Arap ülkeleri gibi, Sünni grupları olduğu kadar laik ve direniş karşıtı Şii grupları da destekliyor. Bu bağlamda, mevcut Meclis Başkanı ve El Takadddum Listesi Başkanı Muhammed el Halbusi ile Irak parlamento seçimlerinde El Azim Partisi lideri Hamis el Hancer, Ankara'ya gitti ve geçtiğimiz günlerde Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile seçimlere sayılı günler kala anlamlı bir görüşme yaptı.
Irak'taki hassas seçimlerin arifesinde Muhammed el Halbusi ve Hamis el-Hancer'in Ankara'yı ziyareti, Türkiye'nin Irak'ın siyasi dengesini ciddi şekilde etkilemeye çalıştığını ve Ankara için Sünni akımları desteklemenin daha önemli hale geldiğini gösteriyor. Türkiye bir yandan da Irak Türkmenlerini destekliyor.
Üçüncü aktör grubu ise bölgelerarası aktörler özellikle Amerika'dır. Amerika, herhangi bir grubu veya kişiyi açıkça desteklemiyor, bunun yerine Iraklı direniş gruplarının sandalye çoğunluğunu kazanmamasını ve hükümetin direniş grupları tarafından oluşturulmamasını talep ediyor. Aslında ABD'nin Irak seçimlerine müdahalesi daha çok olumsuz olup Irak direniş grupları karşıtına odaklıdır.
Bu üç aktörün ortak paydası, Irak direniş gruplarına muhalefettir. İran'daki Irak Yüksek İslam Meclisi üyesi Macid Gammas şöyle diyor: "Irak'ta çok sayıda seçimin yapıldığı 2003 yılından bu yana Irak halkı, siyasi partiler ve akımları bazı yabancı partilerin baskısı altında kaldı.Seçimleri dışarıdakilerin yararına olacak şekilde yapılmasını isteyen yabancılar oldu. Haşdi Şabi de , yabancılar ve bazı iç partiler tarafından yoğun bir şekilde saldırıya uğradı. Haşdi Şabi'ye yönelik saldırılar, erken parlamento seçimleri öncesinde yoğunlaştı. Bu arada, Haşdi Şabi'yi destekleyen siyasi partiler ve akımlar saldırıya uğruyor."
Irak'taki gelişmelerde rolü olan dördüncü yabancı aktör İran İslam Cumhuriyeti'dir. Irak ile iyi komşuluk ilişkisi içerisinde olan İran İslam Cumhuriyeti'nin genel yaklaşımı, bu ülkenin egemenliğinin, bağımsızlığının ve toprak bütünlüğünün korunmasına vurgu yapmak ve Irak'ta yabancı birliklerin varlığına karşı çıkmaktır.