Siyonist bakan, Mescid-i Aksa'da sessiz Yahudi töreni düzenlenmesinden endişeli
(last modified Sat, 09 Oct 2021 03:53:45 GMT )
Ekim 09, 2021 06:53 Europe/Istanbul
  • Siyonist bakan, Mescid-i Aksa'da sessiz Yahudi töreni düzenlenmesinden endişeli

Irkçı rejim İsrail İç Güvenlik Bakanı, Mescid-i Aksa'da bir Yahudi töreni düzenlenmesinden duyduğu endişeyi dile getirerek, hareketin işgal altındaki Filistin'de barışı bozacağı ve gerilimi artıracağı konusunda uyardı.

Siyonist medyadan Jerusalem Post'a göre, İç Güvenlik Bakanı Omar Bar-Lo Cuma günü, İşgal Altındaki Kudüs mahkemesinin Mescid-i Aksa'daki Yahudi törenini destekleyen kararının kamu düzenini tehlikeye atacağı ve gerilime yol açabileceği konusunda uyardı.

Bar-Lo, İsrail polisinin kararı protesto ettiğini çünkü Mescid-i Aksa'daki durumun değişmesinin tansiyonun yükselmesine yol açacağını söyledi.

Salı günü işgal altındaki Kudüs'teki İsrail mahkemesi, daha önce görülmemiş bir kararla Yahudilerin Mescid-i Aksa'da sessiz ibadet töreni düzenleme hakkına sahip olduğunu bildirdi. 

Bu arada dün Mescidi Aksa'da Cuma hutbesini okuyan Şeyh Muhammed Selim, bugün Mescidi Aksa'nın büyük bir komplo ve ciddi tehditle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Selim, işgal mahkemesinin yahudilerin de Mescidi Aksa'da sessizce ibadet edebileceklerine dair karar vermesinden sonra bugün Mescidi Aksa'nın tehlikeye sıfır mesafede olduğunu belirtti. Bunun aynı zamanda 8 Ekim 1990'da gerçekleştirilen Mescidi Aksa katliamının yıldönümüyle de aynı günlere tekabül ettiğine dikkat çekti. 

Muhammed Selim, Arap hükümetlerini de işgal rejiminin saldırgan tutumlarının ve onunla ilişkileri normalleştirmelerinin sonuçlarını kaldırmaya çağırdı. 

İşgal mahkemesi 6 Ekim Çarşamba günü yahudilerin Mescidi Aksa alanında ibadet etme konusunda sınırlı bir haklarının olduğuna hükmederek, aşırı siyonist yahudi haham Aryeh Lippo'nun Mescidi Aksa'da sessizce dini ibadetler ve ritüeller yapması sebebiyle buradan uzaklaştırılmasına dair kararın kaldırılmasını istemişti. İşgal mahkemesinin kararı bütün Filistin'de tepkiyle karşılanmış ve kararın işgal yönetiminin yahudileştirme politikasının bir aşaması olduğuna dikkat çekilmişti.