Suriye'ye diplomatik ziyaretler, tecrit siyasetinin yenilgisi
(last modified Fri, 19 Nov 2021 05:07:41 GMT )
Kasım 19, 2021 07:07 Europe/Istanbul
  • Suriye'ye diplomatik ziyaretler, tecrit siyasetinin yenilgisi

Suriye'ye yapılan diplomatik ziyaretler, Şam yönetimi muhalefetinin bu ülkeye uyguladıkları tecrit siyasetinin yenilgiye uğradığını kabul ettiklerini gösteriyor.

Rusya cumhurbaşkanı Vladimir Putin'in Suriye temsilcisi Alexander Lavrentyev bu ülkeye yaptığı ziyarette Suriye yetkilileri ile bir araya geldi. Rus diplomat “Rusya, Suriye’nin bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü korumak adına bu ülkedeki soruna çözüm yolları arayışına devam etmeyi amaçlıyor. Ülkeyi bölmeye ve devlet benzeri oluşumları kurmaya yönelik her türlü girişimler, niyeti ne olursa olsun, bizim için kabul edilemez” diye konuştu ve İsrail saldırılarının tekrarlanmaması zaruretini bildirdi.
Suriyeli taraflar arasındaki diyaloğun dış baskı olmadan gerçekleşmesi gerektiğini kaydeden Rus diplomat, “Suriyeliler kendileri için en iyi çözümü bulma, anayasa reformu konusundaki anlaşmazlıkları giderme ve dolayısıyla gerekirse değişiklik yapma gücüne sahip” ifadesini kullandı.
Lavrentyev, “Durumun, Suriye’nin tek bir devlet olarak varlığını sürdürmesinin mümkün olmayacağı sınırı geçmesine izin verilemez. Suriye yönetimine, ülkede ulusal ve mezhepler arası mutabakatın sağlanması yönünde yardım etmeye devam edeceğiz” diye kaydetti.
Rus diplomattan önce de Birleşik Arap Emirlikleri dışişleri bakanı Abdullah bin Zaid  10 yılın ardından Suriye'ye giderek cumhurbaşkanı Beşar Esad ile bir araya geldi. Yapılan diplomatik ziyaretle bir yandan Suriye'yi tecrit siyasetinin yenilgiye uğradığını diğer yandan da Şam ile Arap ülkelerin ilişkileri ihya konusunun gündemde olduğunu gösteriyor.
Son 10 yılda Arap-batı-siyonizm-Türk 4'lü ekseni terörist gruplara destek vermeye ilaveten diğer yandan Esad'ın devrilmesi ve Suriye siyasi yapısının yeni liderlerle şekillenmesi için çok yönlü baskılar uyguladılar. Gerçekte bu siyasetin hedefi bu ülkede demokrasiyi kurmaktı fakat hiç şüphesiz bu siyasetler Suriye'yi direniş ekseninden koparmak hedefiyle yürütüldü. 
Bu siyaset ve hedefe karşı Suriye de terörist gruplara karşı direniş eksenine destek vererek onların 4'lü destekçilerine karşı direndi. Bu direnişin sonucu, Suriye toprak bütünlüğünün korunması, Beşar Esad'ın iktidarda kalması ve de Batı Asya bölgesinde direniş ekseni konumunun güçlenmesi oldu. Aslında Suriye'de teröristler ve destekçilerine karşı zaferi ve yapılan son diplomatik görüşmeler, işte tam de "meydan" çalışmalarının sonucudur.


Birleşik Arap Emirlikleri'ne ilaveten Siyonist rejim ve Amerika da Suriye'de yenilgiyi kabul eden aktörlerdendirler. Korsan rejimin Suriye'ye karşı yaptığı saldırılar her şeyden çok, Suriye'de iktidarı devirme konusundaki hüsranı gösteriyor. 
Arap meseleleri uzmanı Zuheyr Andoras, Rai al-Youm gazetesinde yayınladığı haber yorumunda şöyle yazıyor:
Bazı gözlemcilere göre Washington'un yeşil ışığı ile bazı Arap ülkelerin Şam ile ilişkileri normalleştirmek ve geliştirmeye dayalı sayısız haberlerin yayımlanması ardından artık Tel Aviv de eski müttefikleri gibi mevcut gerçekleri kabullenmekten başka çaresi yoktur ve bu yüzden artık Şam'ın ve Beşar Esad hükümetinin devrilmesinin bir anlamı olmadığını resmen kabullenmiştir.
Askeri meseleler uzmanı Leylah Şuval da İbranice yayınlanan Yisrael Hiyum gazetesine verdiği mülakatta işgal edilen topraklarda bir üst düzey güvenlik yetkiliden naklen şöyle yazdı: Son aşamada Suriye'de yaşanan değişiklikler çok dramatik ve göz alıcıdır. Suriye cumhurbaşkanı yaklaşık 10 yıllık bir iç savaşı geride bırakırken şimdi tüm ülkeye egemen olmaya çalışıyor.
Aslında Suriye'nin teröristlerle mücadelenin ardından siyasi alanda da üstün konumda olduğu söylenebilir. Eğer başta Amerika, Arabistan ve Türkiye tarafından sabotajlar durdurulsa, yeni anayasa tedvin konusu da çözülür./