Direniş Gruplarına Karşı Batı Terörizmi
İngiltere'nin Filistin İslami Direniş hareketi-HAMAS'a karşı girişiminin ardından paralel bir siyaset çerçevesinde Avustralya da Lübnan Hizbullah Hareketini terör örgütü listesine aldı.
Avustralya hükümeti 24 Kasım günü Lübnan Hizbullah hareketini terör örgütü ilan ederek ve terör örgütü listelerine aldı. Avustralya içişleri bakanı Karen Andrews Hizbullah Hareketinin Filistin İslami Cihat Hareketi ve İzzeddin Kassam Tugaylarını desteklediğini belirterek Hizbullah'ın sözde terör saldırıları tehditleri oluşturduğunu ileri sürdü.
Avustralya hükümeti İngiltere'nin Filistin İslami Direniş Hareketi-HAMAS'a karşı böyle bir girişiminden sonra bir haftadan daha az bir sürede aynı girişimi tekrarladı. İngiliz hükümeti geçen Cuma günü Filistin İslami Direniş Hareketi-HAMAS'ı terör örgütü olarak adlandırmıştı. Bu iki girişimin eş zamanlı olarak gerçekleşmesi Batı'nın ve Batı'ya yakın hareket eden ülkelerin Batı Asya bölgesinde direniş gruplarına karşı koordine ve uyumlu baskı uygulama isteklerini göstermektedir. Bu doğrultuda Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti İngiltere'nin izinden gerçekleştirilen Avustralya'nın bu girişiminin Amerika'nın dikte ettiklerinin Siyonist Rejim İsrail çıkarlarına hizmet verilmesi doğrultusunda uygulanması olarak adlandırdı.
Buna ilaveten İngiltere ve Avustralya'nın eş zamanlı olarak Filistin İslami Direniş Hareketi-HaAMAS'a ve Lübnan Hizbullah'ına karşı girişimleri , bu ülkelerin Siyonist Rejim İsrail'in Filistin'e karşı işlediği cinayetlerinin destekleyicisi olduklarını gösterdi. Esasında bu ülkelerin verdiği destekler, Siyonist Rejimin Filistinlilere karşı cinayetlerinin şiddetlenmesi ve devam ettirilmesinde önemli bir etken olmuştur. Bu doğrultuda Filistin İslami Cihat Hareketi, Avustralya'nın Lübnan Hizbullah Hareketini terör örgütü olarak adlandırma girişimini de eleştirdi ve şu açıklamada bulundu: " Avustralya'nın bu zalimane kararı, Siyonist Rejimin baskılarına yanıttır. Bu rejimin tacizlerine ve ahitsizliklerine dur diyemeyen ve zaten bu rejimle işbirliği yapması sayesinde hala taciz ve terörizmden el çekmeyen bir rejim. "
Bir başka önemli nokta da Direniş Gruplarına karşı bu tür girişimlerin Batı ve Batı'ya yakın ülkeler tarafından Siyonist Rejimin Direniş grupları tarafından baskı altında olduğu ve direniş operasyonlarından korktuğu bir sırada gerçekleşti. Geçen hafta iki Filistinli şehadettalep operasyonu İsrailli askerlere karşı düzenlendi. Siyonist makamlar ise bu operasyonların muhtemelen yeni intifadayı fitilleyebileceğinden paniğe düştü.
Avustralya Lübnan'ın siyasi ve güvenlik sorunları yaşadığı bir sırada ve ülkenin ağır kırılgan bir durumda olduğu sırada Hizbullah'a karşı böyle hasmane bir girişimde bulundu Bu girişim Amerika başta olmak üzere Batı'nın desteği ile gerçekleşti ve Lübnan barış ve istikrarına hiçbir yardımı dokunmamasının yanı sıra Batılıların Lübnan'ın iç gelişmeleri ile ilgili kaygıları ve iddialarının tam tersine atılan bir adımdır.
Aslında bu girişim Lübnan iç dengelerine müdahale etme amacı ve Direniş güçlerinin bölgedeki konumunun zayıflatılması ve etkilenmesi doğrultusundadır. Son yıllardaki benzer deneyimler ise bu tür girişimlerin Direnişin bölgesel konumunu etkileyemediğini ispatlamıştır. Ancak bu tür girişimler mevcut durumda Lübnan içindeki zaten kırılgan ortamı daha da kırılgan hale getirebilir. Siyasi ihtilaflar ve anlaşmazlıkları da körükleyebilir.
Son nokta ise İngiltere, Avustralya ve başta Amerika'nın , HAMAS ve Hizbullah gibi grupların terör eyleminde bulunmadığı hep Siyonist Rejim İsrail terörizminin kurbanı olduğu bir sırada bu grupları terör örgütü adlandırmalarıdır. Aslında bu gruplar bölgede terörizm ile mücadelede hep ön saflarda yer almışlardır. Bu yüzden Batı'nın terörizm ile mücadeleyi bir araç olarak kullandığı artık gün gibi ortadadır.