BAE ile Amerika'nın Silah Odaklı Müzakerelerin Askıya Alınması
(last modified Thu, 16 Dec 2021 03:20:38 GMT )
Aralık 16, 2021 05:20 Europe/Istanbul
  •  BAE ile Amerika'nın Silah Odaklı Müzakerelerin Askıya Alınması

Wall Street Journal raporuna göre BAE Amerika'yı 50 adet beşinci nesil F-35 ve 18 adet MQ-9 Reaper ve önemli miktarda mühimmat ve cephanelikle ilgili 23 milyar dolarlık silah anlaşması hususundaki müzakereleri durdurduğunu duyurdu. Bu karar BAE'nin Fransa ile Rafael savaş uçaklarının alımı ile ilgili yapılan 18 milyar dolarlık anlaşmanın ardından geldi.

 Birleşik Arap Emirlikleri, bu kararın nedenini  ABD tarafından  Çin'in casusluk iddiaları ile gelişmiş silahları korumak için belirlediği sıkı güvenlik önlemleri olduğunu açıkladı.  Abu Dabi'li bir yetkili de kâr-zarar bağlamında bu tür adımları, operasyonel sınırlandırmalar ve kısıtlamalar olarak değerlendirdi. Söz konusu yetkili iki ülke arasında savunma ve güvenlik alanında  koşulların incelenmesi için müzakerelerin yapıldığını ve  F-35 savaş uçakları hususundaki müzakerelerin de başlaması ihtimalinden söz etti.
BAE 2020 yılında  Siyonist Rejim İsrail ile ilişkilerini normalleştirme karşılığında büyük bir siyasi oyuna girişerek  beşinci nesil F35 savaş uçaklarının satışı yönünde Amerika'nın onayını aldı. Buna rağmen 23 milyar dolarlık  silah anlaşması  şimdiye dek büyük engellerle karşılaştı. Bu engellerden biri de BAE'nin Yemen savaşında Suudi Arabistan yanında yer alması nedeniyle Amerika kongresinin bu satışı reddetmesidir. 
Tabii ki  Biden hükümeti ilk başlarda  BAE ve Suudi Arabistan'a taarruz silahları satmayacağı sloganını atmış  ancak kısa bir süre sonra Amerika'nın jeopolitik ve ekonomik çıkarları doğrultusunda BAE ile silah anlaşmalarının yapılmasına onay vermişti.
Ancak Washington şimdi bu gelişmiş silahların BAE'ye satışı konusunda çok zor koşullar dayatıyor ve bu da yetkililerinin bu anlaşmaları ilerletme konusunda ciddi şüphelere yol açmasına neden oluyor. BAE'nin Amerika'nın Çin'in casusluğu hususundaki sıkı tavırları ile ilgili sözleri, aslında sözleşmelerde de var olan hususlara yöneliktir.   Görünüşe göre bu sözleşmedeki maddeler BAE yerli ekiplerine, onarım ve koruma, teknik ve periyodik tetkikler ve silah yerleştirme işlerini bile yasaklamış ve tüm bu çalışmaların Amerikan personeli tarafından yapılması gerektiğini dayatmıştır. 
Ayrıca tüm F-35 pilotlarının da Amerika'da eğitilmesi gerektiği ve tüm ilgili faaliyetleri, iletişimleri ve uçuşlarının da  Amerika istihbarat teşkilatı kapsamında olması vurgulanmıştır. Bu hususlara ek olarak diğer bazı sorunlar da   BAE'ni bu büyük silah anlaşmasından vazgeçirmiştir.
Gerçekte Amerikalılar, başta F-35 gibi gelişmiş silahların satışında  Fars Körfezi kıyısında Arap ortaklarına çok sıkı şartlar koşmuş; böylece hem onların ulusal egemenliğini ayakları altına almış ve hem pratikte onlara sömürüsü gibi davranmıştır.   Buna ilaveten Amerika bu ülkelere silahlarını satması halinde bile  İsrail'in silah anlamındaki üstünlüğünü korumak için çok gelişmiş taarruz silahlarını bu ülkelere vermiyor.  Bunun örneği ise F-15 taarruz uçaklarının Suudi Arabistan'a satışındaki zor koşullardır.
Bir diğer yandan, Amerika silah satışlarında kendine büyük bir hak da tanıyarak bu konuda bu ülkeleri tehdit bile ediyor. Bunun net örneği  Washington'un Türkiye'ye S-400 alımı dolayısı ile uyguladığı yaptırım ve cezalandırma politikasıdır. Nitekim Türkiye bu cezalandırma politikası sonucu F-35 programından çıkarıldı ve hatta ödediği para şimdilik geri verilmedi.
Savunma meseleleri uzmanı Yusuf Alabarda'ya göre "Türkiye'nin S-400 savunma sistemlerini satın alması ardından Amerika da Türkiye'ye karşı CAATSA yasasını hayata geçirdi." 
Washington Hindistan'ı da benzer bir nedenden dolayı cezalandırmaya çalışmıştır.  Anlaşılan Amerika, ortaklarının taleplerine ve şartlarına sorgusuz sualsiz uymalarını istiyor./