Terör ve şiddet; Suud Vahabiliğinin ürünü
Amerika’nın Newyork Times gazetesi dünya genelinde hızla yayılan terör dalgasını ele aldığı baş yazısında, dünyada yayılan terörün aslında Suud hanedanının ektiği tohumun ürünü olduğunu belirtti
Amerika’nın Newyork Times gazetesi dünya genelinde hızla yayılan terör dalgasını ele aldığı baş yazısında, dünyada yayılan terörün aslında Suud hanedanının ektiği tohumun ürünü olduğunu belirtti.
Gazete, Arabistan yıllardır Amerikalı politikacıları hüsrana uğrattığını ve görecede ABD’nin müttefiki olmasına karşın, tekfirciliğin ve Vahabiliğin takviye edilmesi için milyonlarca dolar harcadığını kaydetti.
Gazete, Vahabi tarikatı 11 Eylül 2001 olaylarına sebebiyet verdiğini ve şimdi de IŞİD’i kışkırttığını, dünyada yayılan terörün aslında Suud hanedanının ektiği tohumun ürünü olduğunu vurguladı.
Gerçekte dünyanın bir çok bölgesinde ve hatta Kosova gibi Avrupa topraklarında Suud rejminin açtığı Vahabi medreseleri gençlerin Irak ve Suriye’de tekfirci IŞİD terör örgütüne katılmak merkezlere dönüştüğü gözleniyor. Arabistan’ın dünyada Vahabi tarikatını yaymak için yaptığı yatırımların onucu ise bugün Avrupa’nın göbeğine kadar yayılan terör ve radikalizmdir. Gerçekte Suud rejiminin dünyaya yaydığı terör, şiddet ve radikalizm Vahabi düşüncesinin Amerika’nın destekleri ile yayılmasının sonucu sayılır. Kuruldukları günlerde Arabistan ve ortaklarının çıkarlarına hizmet etmeleri amaçlanan Vahabi medreseleri bugün kontrolden çıkmış ve Avrupa’nın yanı sıra Asya, Afrika ve hatta Amerika’yı tehdit etmeye başlamıştır. IŞİD terör örgütü Vahabi tarikatının yaygınlaşmasında etkili rol ifa eden ve Suud sermayesi tarafından beslenen barbar bir rejimdir. Nitekim Avrupa kentlerinde gençlerin IŞİD’e katılımı da Arabistan’ın sermayesi ile doğrudan bağlantılıdır. Suud rejiminin bu uygulaması ise dünyaya dehşet saçmaya başlamış ve insanları her an terör saldırısına uğrama korkusuyla karşı karşıya bırakmıştır.
Gerçekte çok az insan Avrupa’nın göbeğinde, Paris ve Brüksel gibi kentlerde terör saldırıları düzenleneceğini tahmin ediyordu, çünkü Avrupa ülkeleri Arabistan’a yaptıkları silah yardımlarıyla bu ülkeyi kendi müttefikleri olarak görüyordu, oysa sapkın Vahabi düşüncesinin sınır tanımadığı artık açıkça ortadadır.
Arabistan’ın radikalizm ve tekfirciliği yayma politikası bu rejimin Amerika ve Avrupa ülkeleri ile küresel barış ve güvenlik yönünde işbirliği ile çelişmektedir. Nitekim Vahabi medreselerinden mezun olan teröristler dünyada terör ve şiddetten başka hiç bir getirileri olmadığı kesindir.
Her halükarda Vahabi müftülerine tabi olan Suud hanedanı küresel barış ve güvenliğe karşı asla sorumluluk hissetmemektedir ve bu yüzden bugün dünya Suud rejiminin ektiği terör ve şiddet tohumunun ürününü biçmektedir.015