Mescid-i Aksa; Filistin'in tarihi ve mezhebi kimliği
(last modified Sun, 24 Apr 2022 02:33:02 GMT )
Nisan 24, 2022 05:33 Europe/Istanbul
  • Mescid-i Aksa; Filistin'in tarihi ve mezhebi kimliği

Dün Cuma namazına katılmak üzere Mescid-i Aksa'ya yaklaşık 150 bin kişi gitti.

Irkçı İsrail'in Filistinlilere yönelik askeri şiddeti Mescid-i Aksa'ya odaklanarak devam ediyor. Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesidir. Bu kutsal mekan, Siyonistler ile Filistinliler arasındaki çatışmada her zaman önemli bir faktör olmuştur. Siyonist rejim sık sık ve sayısız kısıtlamalar getirerek Filistinlilerin bu kutsal camide bulunmasını engelliyor.  Son günlerde ise uygulanan kısıtlamaların bahanesi diriliş bayramıydı. Yahudiler için, Diriliş bayramı, Yahudilerin Mısır'daki esaret ve kölelikten kurtuluşunu anıyor. Aslında Siyonist rejim ve aşırı Yahudiler Mescid-i Aksa'nın kendilerine ait olduğuna i ve her koşulda bu kutsal mekana girmede öncelik Yahudilere olduğuna inanıyor. Bu bağlamda tarihi çarpıtıp Filistinlilerin haklarını göz ardı ederek Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirme politikası izliyorlar.

Bu politika ve iddia, 2016 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) Yahudilerin Kudüs'teki kutsal yerler, özellikle Mescid-i Aksa ile her türlü tarihi, dini veya kültürel ilişkisini reddeden bir karar çıkardı ve bu camiyi müslümanlara ait mukaddes bir mekan olarak tanıdı. Kasım 2020'de BM Genel Kurulu Dördüncü Komitesi, 139 ülkenin olumlu oyu ile aldığı bir kararla Mescid-i Aksa'nın tamamen İslami bir kimliğe sahip olduğunu ilan etti ve herhangi bir Yahudi bağlantısını reddetti.

Ancak Siyonist rejim, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlara ait olduğuna dair tarihi belgelere ve BM kararlarına kayıtsız kalmakta ve Mescid-i Aksa'ya girmelerini engellemek için Filistinlilere yönelik yaygın şiddet uygulamaya devam ederek onların Haremi Şerif ismiyle anılan bu kutsal camiye girişlerini engellemeye çalışıyor. Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesi onlarca yıl önce başlamış ve sürdürülmüş olsa da, dönemin ABD Başkanı Donald Trump'ın 2017'de Kudüs'ün Siyonist rejimin başkenti olarak tanıtması, bu kutsal alanda Filistinlilere yönelik Siyonist şiddetin artmasının önünü açmıştır.

 

Yaygın şiddete rağmen Filistinliler Mescid-i Aksa'ya girmekte ısrar ediyor ve Haremi Şerif'in  kimliğinin değiştirilmesine direnmeye devam ediyorlar. Dün, mübarek Ramazan ayının üçüncü Cuma günü, Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinden ve 1948 işgal edilmiş topraklardan yaklaşık 150 bin Filistinli Mescid-i Aksa'ya akın etti. Son günlerde Mescid-i Aksa'da Siyonistler tarafından defalarca hedef alınan Filistinliler, Cuma namazının ardından Müslümanların kutsal mekanlarını destekleyen ve Siyonistlere karşı sloganlar attılar.

Filistinlilerin bu davranışı birkaç önemli mesaj içermektedir. İlk mesaj, Siyonist rejimin Mescid-i Aksa'nın Yahudileştirilmesini uygulamasına izin vermeyecekleridir, çünkü bu Haremi Şerifi onların dini ve tarihi kimliğidir. İkinci mesaj ise Filistinlilerin hiçbir kısıtlamasını ve Mescid-i Aksa'da Yahudilere verilen önceliği kabul etmedikleridir. Üçüncü mesaj ise Kudüs'ün asla Siyonist rejimin başkenti olmayacağıdır. Dördüncü mesaj, Siyonist rejime, 2000 yılında Mescid-i Aksa odaklı başlayan ikinci intifada gibi, bugün de Filistinlilerin Mescid-i Aksa'yı savunmasının yeni bir çatışma veya intifadanın önünü açabileceğine dair bir uyarıdır.

İsrail'in Filistinlilere karşı işlediği cinayetler dünya çapında da tepki ile karşılanır. Terör rejimi İsrail güçlerinin Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemesine, İngiltere'nin başkenti Londra'da tepki gösterildi. Terör rejimi İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan göstericiler, Filistin bayrakları taşıyıp, "Özgür Filistin" sloganları attı.