BM’in Afganistan'da terörün tırmandırılmasında sorumluluğu
Afganistan'da terör saldırıları yoğunlaşırken, Afganlı siyasi aktivistler, sivil toplumlar ve akademisyenler BM Genel Sekreteri'ni Afganistan'daki Hazara Şiilerini korumaya çağırdı.
Söz konusu gruplar BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e yazdıkları bir mektupta, Hazara Şiilerini hedefli saldırılardan ve cinayetlerden korumak için BM Güvenlik Konseyi'ni Hazara Şiilerinin durumunu görüşmek üzere özel ve acil bir toplantıya çağırdılar. Mektuptaki söz konusu istek, Afganistan’da Şiiler ve özellikle Hazaralara yönelik hedefli saldırıların artması ve başta BM olmak üzere uluslararası çevrelerin bu konuda sessiz kalırken, bu teşkilatın Afganistan halkını unutmakla kalmayıp üstelik teröristlerin bu ülke halkına yönelik her geçen gün artan terör saldırılarına gözlerini yumduğu bir ortamda gündeme geliyor.
Afganistan’daki Şiilerin çoğunluğunu oluşturan Hazaralar, bu ülkenin en eski ve en kalabalık kesimidir ve bu ülkede genellikle Kabil, Herat ve Mezar Şerif’te yaşıyorlar.
Afganistan meseleleri uzmanı Pir Muhammed Mollazehi bu konuda şöyle diyor: Birleşmiş Milletler, Tüzüğü ve Uluslararası Misyonu uyarınca Afganistan'ın barış ve güvenliğinden sorumludur ve esasen dünya çapında barış ve güvenliğin sağlanması amacıyla kurulmuştur.
Ancak, Taliban’ın Afganistan'ın ulusal sınırları içinde Afgan vatandaşlarının sorumluluğunu üstlendiğini iddia ederken her kesimden Afgan vatandaşlarının BM’e bu çağrısı, Taliban'ın onları güvence altına almadaki etkisizliğini ve pasifliğini gösteriyor.
Afganistan’da camilerde, araçlarda ve pazar yerlerindeki terör saldırılarının ve patlamaların yanı sıra hedefli suikastların devam etmesi, teröristlerin en ufak bir korku ve endişe duymadan sinsi planlarını ve hedeflerini bu ülkede gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Nitekim Afganistan’daki bazı çevreler, bu ülkede Taliban’ın yeniden yönetime geçmesinden bu yana yoğunlaşarak devam eden terör olaylarının örtbas edilmesine dair şüpheler her geçen gün artıyor.
Afganistan meseleleri uzmanı Soruş Emiri bu konuda şöyle diyor: Afgan vatandaşlarının güvenlik konusunda Taliban'a karşı duydukları hüsran ve ümitsizlik, onları BM Genel Sekreteri'nden yardım aramaya yöneltti. Bu arada Taliban da uygulamada Afganistan halkının bir kesiminin hayatlrını korumayı pek dikkate almadığı görülüyor.
Her hal karda hakimiyetini uluslararası düzeyde tescillemeye ve tanıtmaya çalışan Taliban ise vatandaşlarının güvenliği konusunda sorumsuz bir grup olduğu izlenimini bırakamaz. Zira herhangi bir ülkenin vatandaşlarının güvenliğini sağlama yeteneği, her hükümetin ve yönetimin en önemli sorumluluklarından biridir ve hükümetlerin ülke vatandaşlarının güvenliğini sağlama yeteneği yükseklik oranı, iç meşruiyeti kazanmakta kesinlikle olumlu bir etkisi vardır.
Buna karşılık, yerel çevrelerin güvenliği sağlamaya yardımcı olmak için uluslararası kurumlara yaklaşımı, hükümetlerin konumu üzerinde doğrudan etkisi olan olumsuz bir puandır. Zira bu da yönetimlerin güvenliği sağlama konusunda yetersiz oldukları için vatandaşlarının bu konuda uluslararası kurumlardan yardım talebinde bulunuyorlar.
Hiç şüphesiz Taliban yönetimi de bu kaideden müstesna değildir. Üstelik uluslararası toplum da büyük bir hassasiyetle Taliban’ın Afganistan’daki yönetim tarzını izliyorlar ve bu da onların Taliban yönetimini resmiyete tanımakta direkt etkisi vardır.
Bu yüzden Taliban yönetimi kendini dünyada ispatlamak ve uluslararası çapta resmiyete tanınmasını istiyorsa, ülkede vatandaşlarının güvenliğini ve son terör olaylarını üstelenen IŞİD terör örgütüne karşı onları korumaya ve terör örgütlerinin kökünü kazımaya çalışmalıdır.